Paylaş
Canlı yayında yarınki yazımı bu konuya ayıracağımı belirtmiştim. Eve geldiğimde bana gelen bu e-postayla karşılaştım. Kendisinin de isteği üzerine yayınlıyorum. Buyrun buradan okuyun.
Ayşe Hanım merhaba;
Bugün size bu maili atıp atmamak konusunda çok düşündüm fakat sonunda anlatacaklarımın bugün çıktığınız programda konuştuklarınızla yakından ilgili olduğuna kanaat getirerek yaşadıklarımı sizinle paylaşmaya karar verdim.
Başıma gelenler aslına bakarsanız üç sene öncesine dayanıyor. Yedi sene önce büyük bir hevesle girdiğim dünya evinin ilk dört senesinin iki güzel kız çocuğu ile süslediği ütopik evliliğimde, belki doğum sonrasında aldığım kilolar, belki de eşimin yoğun iş temposunun evimizin içine kadar getirdiği sinir ve stres harpleri sebepleriyle çatlaklar oluşmaya başladı. Büyük bir lojistik firmasının üst düzey yöneticiliğini yapan eşim, ilk zamanlar bana gösterdiği saygıyı, şefkati ve ilgiyi artık göstermemesi sebepleriyle ve gayet tabi benim bu ilgisizliklere gösterdiğim tepkilere, önceleri ağır hakaretler ve bunları takip eden sarsıntılar ile karşılık verince işin rengi değişti.
Böyle yazınca eşimi cahil, okumamış ya da iyi aile terbiyesi alamamış biri olarak anlamış olabilirsiniz. Eğer öyleyse çok yanılıyorsunuz. Biz eşimle, çoğu evli çift gibi üniversitede tanıştık. Eşimin ailesinin durumu o zamanlar benim ailemden çok daha iyiydi. Bizim o zamanki durumumuz orta halliceyse, eşimin ailesi bize göre bayağı yüksekte kalıyordu. Babam o zamanlar eşimle arkadaşlık etmemi yanlış buluyor, ileride arkadaşlığımız ciddiye bindiğinde, eşimin beni maddi ve manevi konularda ezebileceğine inanıyordu. Fakat aileler tanıştıktan sonra, babam da ne kadar terbiyeli bir aileyle karşı karşıya olduğunu anlayınca, bu fikrinden vazgeçmiş olacak ki, okul bitip, biz evlenmeye karar verdiğimizde sesini çıkartmadı. Dediğim gibi, ilk dört senemiz çok güzeldi Ayşe Hanım. İnanın ufak tefek problemler dışında hiçbir büyük sorunla karşılaşmadık. Nasıl bu duruma geldi bilmiyorum, benim de biraz suçum olduğunu kabul ediyorum fakat bir buçuk ve üç yaşlarında iki çocukla alıştığım yerden iki tokat yüzünden ayrılmayı, o tokatlara rağmen hala sevdiğim eşimi bırakmayı göze alamamıştım. Keşke yapmasaydım, o an alıp çocuklarımı çekip gitseydim. Çoğu kadın gibi, ben de zannettim ki iki tokatla kalır, bir anlık sinirle dayanamayıp vurmuştur sandım. Ama çoğu kadının, maalesef çoğu zaman tecrübe ederek, kimi zaman da yakınındaki diğer kadınlardan duyarak öğrenebildiği bu yanlışa, ben de ilişkimi bitirmeyerek ve bir şans daha vermeye karar vererek düşmüş bulundum. Sonrası tahmin edebileceğiniz gibi ritüel dayaklarla, ağır hakaretlerle ve insanların arasında aşağılamalarla devam etti. Ben sustukça, kendinde, bana bu hakaretleri edebilecek ve beni dövebilecek cesareti buldu, ben sustukça o konuştu, konuştu.. Doğru hareketi yapmam için 3 sene geçmesi gerekse de, iki ay önce açtığım boşanma ve velayet davalarından sonra, geri kazandığım özgüvenimle birlikte, diğer kadınlara da örnek olmak amacıyla size bu maili atmaya karar verdim.
Sizin başınızdan geçenleri, inanılmaz bir içtenlikle yazdığınız “Alın Size Aldatılma” başlıklı yazınızda okumuştum. Başına bu kadar şey gelmiş, yine de ayakta kalmış, örnek bir Türk kadını olarak sizin bu olaya, diğer kadınlara da, haklarını korumaları, kendilerini ezdirmemeleri ve çocuklarını bu normlarla büyütmeleri konularında örnek olması için, yazacağınız yazıda yer vermenizi rica ediyorum.B.S
Not: Kadınlara şiddete ben de hayır diyorum! Şu andan itibaren Esra Ceyhan’ın başlattığı aşağıda tam detaylarını bulabileceğiniz kampanyayı sonuna kadar destekliyorum. Özellikle dizilerin ve benzeri görsel yayınların içeriğinde bulunan kadına karşı şiddet sahnelerinin özendirici etkileri olabileceğine inanarak, ülkemizde sigara ve alkol gibi zararlı maddelerin kullanımına özendirmemeye yönelik uygulanan sansürün ve gösterilen duyarlılığın, kadına karşı uygulanan şiddete de gösterilmesini diliyor ve sahnelenmemesini temenni ediyorum. Şiddetten nasibini alan ve zorda kalan kadınların da paylaşımda bulunmasını istiyorum.
………………….
'SİGARAYA HAYIR DEDİK!'
'ALKOLE HAYIR DEDİK!'
'GÖSTERMEDİK, GÖRMEDİNİZ!'
'ŞİMDİ SIRA KADINA KARŞI ŞİDDETTE!'
'EKRANDAKİ ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE SAVAŞ AÇIYORUZ!'
'EN ÇOK DA KADINA KARŞI ŞİDDETE!'
'SENARYO DEMEYİN!'
'HAYAL ÜRÜNÜ DEMEYİN!'
'SAHTE DEYİP İZLEDİĞİMİZ BU ACIMASIZ KARELER,'
'ÇOCUKLARIMIZIN BİLİNCİNİ YARALIYOR!'
'KADINA KARŞI ŞİDDETE HAYIR!'
YASAYA GÖRE SİGARANIN VE ALKOLÜN OLDUĞU KARELER MOZAİKLENMEDEN YAYINLANAMIYOR. NEDENİ ÇOK AÇIK; ÇOCUKLARIN SİGARAYA VE ALKOLE ÖZENMESİNDEN ENDİŞE EDİLİYOR. BU UYGULAMA ŞÜPHESİZ Kİ SİGARA VE ALKOL BAĞIMLILIĞININ ÖNÜNE GEÇMEKTE ETKİLİ. AYNI DUYARLILIĞI GÖSTERMEMİZ GEREKEN BİR DİĞER KONU DA; 'DİZİLERDE KADINA GÖSTERİLEN ŞİDDET!' SENARYO GEREĞİ DE OLSA ERKEK OYUNCU KARŞISINDAKİ KADINA RAHATLIKLA EL KALDIRIYOR. VE UZMANLARA GÖRE BU SAHNELER TIPKI ŞİDDET İÇEREN DİĞER YAPIMLAR GİBİ ÇOCUKLARIN BİLİNÇALTINDA YER EDİYOR.
TELEVİZYONUN EN ÇOK İZLENDİĞİ SAAT DİLİMİNDE 'KADINA KARŞI ŞİDDET'İN 'HERHANGİ BİR SAHNE' GİBİ YAYINLANMASI BİR SÜRE SONRA ÇOCUKLARIN VE GENÇLERİN ŞİDDETİ KANIKSAMASINA, AİLE İÇİ ŞİDDETİ NORMAL BİR DURUM GİBİ GÖRMESİNE NEDEN OLUYOR. ANNE-BABA ARASINDAKİ KAVGANIN TRAVMASINI YAŞAYAN ÇOCUK EKRANDA GÖRDÜĞÜ DAYAK SAHNELERİNİN DE ETKİSİYLE ŞİDDETE MEYİLLİ YETİŞİYOR.
'DİZİKOLİK BİR TOPLUMUZ!'
RADYO-TELEVİZYON ÜST KURULUNUN 1 YIL ÖNCE YAPTIĞI ARAŞTIRMAYA GÖRE 'DİZİKOLİK' BİR TOPLUM OLDUĞUMUZ ORTAYA ÇIKMIŞTI. ARAŞTIRMAYA GÖRE TELEVİZYON KANALLARI 'EN ÇOK İZLENME PAYINI' DİZİLERİN YAYINLANDIĞI SAATLERDE ALIYOR. BU DURUMDA HEM YAPIMCILARA HEM DE ANNE-BABALARA ÖNEMLİ BİR GÖREV DÜŞÜYOR. BİR AN ÖNCE YAPILMASI GEREKEN; OTOKONTROLÜ ELE ALMAK. SAHNE SEÇİMİNE ÖZEN GÖSTERİLDİĞİ TAKDİRDE ŞİDDETLE BÜYÜYEN BİR NESLİN ÖNÜNE GEÇEBİLİRİZ.
ESRA CEYHAN"IN BAŞLATTIĞI "EKRANDA KADINA KARŞI ŞİDDETE HAYIR" KAMPANYASINA YEDİDEN YETMİŞE, KADIN-ERKEK HERKES DESTEK VERİYOR.
TBMM KADIN - ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYON BAŞKANI GÜLDAL AKŞİT, TBMM İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANI PROF. DR. ZAFER ÜSKÜL, AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÖZLEM TÜRKÖNE, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KADİR TOPBAŞ, RTÜK BAŞKANI PROF. DR. DAVUT DURSUN, AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KADIN KOORDİNASYON MERKEZİ FAHRİ BAŞKANI ÖZLEYİŞ TOPBAŞ, YENİ ŞAFAK GAZETESİ YAZARI BEKİR HAZAR, POSTA GAZETESİ YAZARI MESUT YAR, GÜNEŞ GAZETESİ YAZARI VEHBİ DİNÇCAN, SABAH GAZETESİ YAZARI YÜKSEL AYTUĞ VE BİR İNTERNET SİTESİNİN SAHİBİ SACİT ASLAN, EKRANDAKİ ŞİDDETİN KABULLENİLMEMESİ İÇİN ESRA CEYHAN"IN GÖSTERDİĞİ ÇABAYA DESTEK VERDİKLERİNİ BELİRTTİLER.
......KAMPANYA 8 ŞUBAT PAZARTESİ BAŞLADI.....
Paylaş