Paylaş
O günleri hatırlıyorum da, çok çalkantılı günlerdi benim için.
Boşanma davası, yanı başımda 16 yaşında bir kız çocuğu...
Ayakta kalmam gerekiyordu.
Herkese ve her şeye rağmen “ben yaşıyorum” demem gerekiyordu.
Tabii önce bunu kendime kanıtlamam gerekiyordu.
Bir işin ucundan tutmam gerekiyordu.
Oysa ben kimdim, neydim?
Hiç çalışmamış, hiçbir iş yapmamış, Londra’daki okulu terk eden, pamuklar içinde yaşayan bir tiptim.
Hemen evlenivermiştim zaten, okulu da ondan terk etmiştim, sevdiğime kavuşmak için...
Sonra “ben bir şey olmalıyım” duygusu sardı beni.
Ne olacaktım ki?
Bir sabah Ayşe Arman’ın yazısını okudum.
Diyordu ki “hurriyet.com.tr’de okuyun yazımın devamını”...
O an düşündüm, sonra da düşünmeye devam...
“Acaba olur mu? Acaba bana bir şans verirler mi?” diye.
10 telefondan sonra o zamanlar hurriyet.com.tr’nin başında olan Fatih Çekirge’ye ulaşabildim.
“Gel konuşalım” dedi. Laptopumu aldım, yanına gittim.
Kendisine örnek olarak göstereceğim yazılarıma bir türlü giremiyorum!
“Bugün gidip yarın tekrar geleyim” dedim.
Birisini çağırdı odaya, “Ayşe Hanım’a buranın şifresini verin” dedi.
İnternetle tanışalı üç ay olmuş, ben nereden bileyim ki?
“Tamam” dedi Fatih Çekirge “yaz yaz yaz...”
Hayatımın akışı değişti, içimde yarına dair hevesler birikti.
Sonra Kelebek geldi...
Böyle başladı benim yazı hikâyem.
Yazmana sebep Aral soyadı derseniz, ben hiç o soyadını kullanmadım iş bağlamında.
Elim kalem tutmasaydı, güle güle derlerdi bana.
Hep diyorum, Hürriyet’te yazmaya başladığımdan beri nefes almam değişti.
Daha serin çekiyorum nefesimi, daha da zor bırakıyorum.
Teşekkürler canım gazetem...
Bir parçası olmama izin verdiğin için teşekkür ederim.
Sonra devamı geldi, yeni düşüncelerim yeni projelerim vardı...
Yetiş Ayşe’yi de sordum “Böyle bir şey yapsam mı?” diye, “yap” dendi.
Başladık Yetiş Ayşe’ye...
Gelen e-postalarla ağladık, üzüldük, yardımcı olabilmek için canla başla koşturduk.
Türkiye’nin en büyük sosyal yardımlaşma platformu haline geldi kanatsız yardım meleklerimizle.
Binlerce öğrenciye burs sağladık, bebeklere mamalar gönderdik.
Kıyafetler, gelinlikler, ev eşyaları, daha neler neler...
Kimin ne ihtiyacı varsa gidermeye çalıştık. Nelerle karşılaştık, neler gördük...
Hâlâ da devam ediyoruz çok şükür.
İşte bu yüzden daha da çok teşekkür ediyorum gazetem Hürriyet’e, sağ olun var olun...
Paylaş