Simsiyah

Siyahı en güzel tarif eden renk kömür.

Haberin Devamı

Kömür gibi siyah gönüllerimiz üç gündür. Yüreklerimiz paramparça.
Kömür deyince ateş geliyor akla. Ateş yanıyor içimizde hepimizin.
Ateş düştüğü yeri yakar derler, öyle değil, hepimizi yakıyor bu ateş, en derininden hem de.
Nasıl bir acı bu, nasıl bir çaresizlik...
Nasıl bağlı elimiz kolumuz.
Bekliyoruz, elimizden gelen tek şey dua etmek.
Dualarımız bile birbirine karışıyor, önce aşağıdakiler için yakararak yalvararak dua ediyoruz.
Hadi bir can daha, hadi iki can daha, hadi bir sürü can sağ çıksın, kurtulsun diye.
Sonra kalanlar ve bekleyenler için.
Kalanları, düşünmek bile istemiyor insan, nasıl bir acı bu Allah’ım, kaç aile...
Babaları, evin direği mi gitti, oğulları mı belki, dede de olabilir... Ekmek parası bu değil mi?
Sağ kalan bir madenci “Yine gireceğim madene, kredi borcum var” demedi mi?
Ya bekleyenler?
Nasıl bir beklemedir ki bu?
Zaman geçer mi?
Ümitlerin tükendiği yerde yine ümitli olmak, mucizelere inanmak “olur ya” demek, çıkan her cesede “aman o olmasın” diye dua etmek nasıl bir sınavdır bu bekleyene?
İnsan çıldırıyor düşündükçe.
Kahrolsun kimin ihmali varsa bu işte.
Salı günü 16.00’da biz ‘normal insanlar’ın hayatları durdu.
Silkelendik yine.
Üzüntü ve acının beraberinde ben ve benim gibi ‘normaller’ büyük bir utanç içine girdiler.
Ben girdim kendi içimde.
Hayıflandığım bir sürü şeyden utandım.
Dert ettiğim bir sürü şeyden utandım.
Kafama taktığım bir sürü şeyden utandım.
Uğruna savaş verdiğim bir sürü şeyden utandım.
Hırslarımdan, yalanlarımdan, sahte gülüşlerimden, pireyi deve yapmamdan, kendime sürekli acımamdan, bazı insanlara gereken değeri vermediğimden, işime gelirse varım, gelmezse yoğumdan utandım.
İnsanlar üç kuruş için yerin dibinde yaşam savaşı verirken yaşadığımız sahte hayatları düşününce yerin dibine battım.
Ama asla bir madencinin indiği derinliğe varamadım.
Başınız sağ olsun canımız madencilerimizin aileleri.
Başımız sağ olsun.
Bakan ne demişti?
“Trafoya kedi kaçtı.”
Al sana sayın bakan, bak yine trafo yaptı yapacağını.

Yazarın Tüm Yazıları