Seni seviyorum

Geçenlerde bir program seyrettim robotlarla ilgili, yakın zamanda ciddi ciddi günlük hayatımızda yer alacaklar belli ki.

Haberin Devamı

Ne oldu, sevindin mi?
Senin bir robottan ne farkın var ki?
Yaşamak zorunda olduğun rutininden bahsetmiyorum; son yıllarda kaybettiğin sevgiyi kastediyorum.
Sahi sen kimseyi seviyor musun; ama gerçekten?
Hani evlat, ana, baba, can onları geçeceksin.
Gerçi evladını çok seviyorsun ama kendisine hiç sormadan onu kendi egonun seçtiği, belki birazca ağır bir okula yolluyorsun. Sonra orada başarısız olunca da hesap soruyorsun.
Ekstra zorlu faaliyetleri bak yazmıyorum bile.
Kaç bayram bayıla bayıla ana, baba, kaynana eli öptün, itiraf et. Seviyoruz ama...
Ya sen kendini bile yeterince sevmiyorsun, kime, nasıl faydan dokunsun?
Amacım sana karalar bağlatmak değil, seni günah keçisi de ilan etmiyorum.
Seni de çok seven yok ki, sevgiyi hissetmiyorsun ki...
Sevgi alamayınca veremiyorsun da tabii...
Haklısın, eskiden biri “seni seviyorum” dediğinde; bu arkadaş da olur, akraba da sevgili de, yani koca şart değil, “ay” derdin, “ne mutlu bana”...
Şimdi diyorsun ki “acaba arkasından nasıl bir istek gelecek?” İlişkiler bile artık kuruluyor menfaat üzerine, kötü insanlar, gözünü hırs bürümüşler, cirit atıyorlar ortalıkta.
Mahsun kafama vuruverdi.
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarın tek dişini bile yutup sevgisiz, kıskanç, kimseye tahammülü olmayan, sadece menfaatimizi düşünen insanlara dönüştük.
Maddi şeylerin hırsına kapılıp sevginin neler yapabileceğini unuttuk.
Bir babaanne vardı tanıdık, taş gibiydi. Sağlıklıydı, ailesiyle yaşıyordu. Sonra aile “aman” dedi, “huzurevine koyalım”...
Huzurevine konulduğunun ikinci günü vefat etti.
Nedenini bulamadı doktorlar; sevgisizlikti elbette.
Üzüldü, “onlara demek fazla geldim” dedi, kendini öldürdü.
Babam gitti, bizim köpeği en çok o sever, ellerdi. Eh acıdan Boxie ile çok ilgilenemedik belki, en azından babam kadar. Perdenin arkasına yattı, iki gün çıkmadı, yemek yemedi, çık artık diye perdeyi kaldırdım, ölüsüyle karşılaştım.
Sevgisizlik; egoist, hırçın, kindar, kötülüğe yatkın, artniyetli insanlar yaratır.
Depresyon kapıdadır ve de hastalıklar.
Sevgi bütün güzellikleri çeker; hem bize, hem haliyle yanımızdakilere.
Hastalıklar pek uğramaz, uğrayanı da iyileştirmek için büyük bir güçtür.
Kalpler yumuşasın...
Bugün herkesi sevgiye davet etmek istiyorum, hadi gelin sizlerle anlatalım, paylaşalım.
İçimizde aslında var olan ama uyuyan sevgimizi uyandıralım, onu çoğaltalım, beraber sevgi bilincini yaratalım.
Ne dersiniz, yazar mısınız?
Sevgi dosyasını açıyorum, açtım.

Yazarın Tüm Yazıları