Paylaş
Söz konusu köşe yazısında, hoca olmadığı iddia edilen müvekkilim, iddia edilenin aksine; 2011-2014 yılları arasında İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmış olup, 2014 yılından bu yana da bir devlet üniversitesi olan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde kadrolu öğretim görevlisi olarak, akademik görevine devam etmektedir.
Müvekkilimin söz konusu akademik görevleri kapsamında yayınlanmış onlarca akademik makalesi, çeşitli üniversitelerde verdiği konferans ve seminerler, aldığı yurt içi ve yurt dışı ödülleri mevcuttur. Keza müvekkilimin basılmış 5 adet kitabı bulunmaktadır. Bilimsel alanda yazmış olduğu “Subliminal İşgal” ve “Bilinçaltı Reklamcılık ve İletişim Teknikleri” adlı kitapları üniversitelerde ders kitabı olarak okutulmaktadır. Yine müvekkilim tarafından kaleme alınan “Medya Terimleri Sözlüğü” yardımcı kaynak kitap olarak üniversiteler tarafından yararlanılan bilimsel bir eserdir.
Ayrıca müvekkilimin kamuoyunda da takip edilen ve değişik bilimsel içerikli televizyon programlarında yaptığı yayınlar da mevcuttur. Anılan yazıdaki mesnetsiz iddiaların aksine müvekkilim Sefer DARICI, akademisyen kimliği ile tanınan, her zaman bu şekilde anılmak isteyen ve topluma katkı sağlamaya çalışan bir bilim insanıdır.
Öte yandan söz konusu yazıda iddia edilenin aksine, müvekkilim hayatının hiçbir döneminde AKP ya da Fettullah Gülen ve cemaati ile hiçbir yakınlık ve ilişki içinde olmamıştır.
İşbu cevap ve düzeltme metnine konu köşe yazısında ayrıca müvekkilimin 2005 yılında yargı hakim adaylığı sınavını kazanamayınca Adalet Bakanlığı’ndan istifa ettiği yönünde tamamı ile gerçek dışı bir ifadeye de yer verilmiştir. Ancak Müvekkilim hiçbir zaman Adli Yargı Hakim Adaylığı sınavına iştirak etmediği gibi, doğaldır ki, hiçbir zaman bünyesinde çalışmadığı bir kurumdan istifa etmesi de mümkün değildir. Gerçekte müvekkilim, 2005 yılında ÖSYM tarafından yapılan İdari Yargı Hakim Adaylığı yazılı sınavına girerek bu sınavın yazılı aşamasını kazanmış ancak mülakat sınavında elenmiştir. Bu husus, ÖSYM’nin ve Adalet Bakanlığı’nın konu ile ilgili resmi belgeleri ile kolaylıkla ispat edilebilecektir.
Bahsi geçen köşe yazısında müvekkilim hakkında kullanılan “Balyoz davasında adından söz ettiriyor” şeklindeki ifade de yine bu yazıda müvekkilimi küçük düşürme, karalama ve toplum huzurundaki itibarını zedeleme amacı ile kullanılmış bir ifadedir. Zira kamuoyunda “Balyoz” adıyla anılan dava sırasında gazetecilik yapan müvekkilimin ismi bir gazetede “Faydalanılması düşünülen gazeteciler” başlığı altında yayınlanmış ve yüzlerce ismin yer aldığı bu asılsız haber hakkında da zamanında gereken tepki gösterilmiştir.
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
Av. Zeynep Tuğçe ÖZCAN
Paylaş