Atın ölümü arpadan olsa

Atasözündeki gibi olsa keşke ama atların ölümü de insanlar yüzünden yine.

Haberin Devamı

Atın ölümü arpadan olsa

Kedi köpek diye diye bağrışıp duruyoruz, yazıp çiziyoruz ama zavallı atlardan pek bahsetmiyoruz.
Oysaki durum içler acısı! Geçenlerde yazılı ve sözlü basında yaşanılan olayı gördük.
Büyükada’da bir fayton, küçük bir çocuğa çarpmamak için durmaya çalışıyor ama atlar kontrolden çıkınca fayton devriliyor. Atlar kan revan içinde.
Küçük çocuk hafif yaralı. Çocuğa bir şey olmaması sevindirici, geçmişler olsun.
Peki ya zavallı o iki at?
Onların akıbetini şu an bilemiyoruz.
Zaten muhtemelen bu başlarına gelen ilk olay da değildir.
Olayı da geçelim, hayattan bıkmışlardır o kesin. Allah’ın sıcağında, her gün işkence çekiyorlar.
Yorgunluktan zaman zaman yere yığılıyorlar.
Yere yığıldıklarında ya da bayıldıklarında atlara yapılan şu: Gözleri ve suratları yıkanıyor, bir süre de dinlendiriliyor.
Fayton deyince ilk akla gelen Büyükada şüphesiz.
250-260 kadar fayton varmış.
Her faytoncunun da beş ya da altı atı.
Yani adadaki at sayısı 1500 civarı.
Adalılar aslında fayton sevdalısı değilmiş, ama turistler istiyormuş.
Normalde iki at sabah yedide işe başlıyor, öğlen bir gibi dinlenmeye bırakılıyor, diğer atlar işe başlıyor.
Onlar da gece bire kadar. Tabi sahipleri ne sistem uyguluyor bilinmez!
En uzun ada turu 14 kilometre...
Ben hesap yapmak istemedim, çarpıntım tutmasın diye, isteyen hesap etsin...
Hayvancıklar sürekli hareket halinde.
İlacı yok gibi yani var da ohoo kim bekleyecek bir hafta tedaviyi...
Onun da bulmuşlar çaresini. İnsan çişi!
Sahibi çişini bir kaba yapıp, atın bacaklarına sürüyormuş, anında görüntü! Bir iki saate at iyileşti...
At ölünce belediyeye haber verirse sahibi, belediye gelip atı kireç dökerek gömüyor ama bazıları atın ölüsünü atıyormuş yeşilliğe, ormanın bir köşesine...
Fotoğraflar gördüm, bakamadım, başka hayvanlara yemek olmuşlar işte...
Yaşarken birilerinin ekmeği, ölünce birilerinin yemeği...
Ülke genelinde iki buçuk yıl içinde beş yüz tane at ruam hastalığı nedeniyle itlaf edilmiş. Yılda 400 at susuzluktan, işkenceden, koşturulmaktan ölmüş.
Faytoncu deyince şimdi de gözümün önüne yavaşlayan bir at geldi.
Çocukluğumdan kalma ve o kırbaç...
Heyyyy hızlan deh deh deh...... Avrupa ve Amerika’da da var fayton bilirsiniz.
Sıkıyorsa kırbaçla!
Neredeyse her gün kontrol edilir atlar.
Sağlıkları, nalları, çalışma saatleri, her şeyleri...
Ne yorarlar ne de bir başka şey. Semboliktir sadece, zaten iki sokağın önünden geçersin ve de sonrasında inersin.
İnsan dâhil her canlının içine etmek, sonuna kadar sömürmek, kullanmak sadece bize özgü bir şey maalesef!

Haberin Devamı


Ayşe’nin notu: Atlarına evladı gibi bakan, ekmeğini onlarla paylaşan, iş geldiği halde “atlarımı yoramam, her şey para değil” deyip müşteriyi geri çeviren at sahipleri, bu yazı size yazılmamıştır!

Yazarın Tüm Yazıları