Paylaş
Zaten sinirimi akıtmam gereken bu yazıyı normalde geçen hafta cumartesi yazacaktım ama yazamadım. Ne oldu, parmaklarımı araba kapısına kaptırdım, yazı yazamadım. Ama her işte bir hayır var.
Gerçi bu hayır değil, sinir kat sayımı kat be kat artıran bir hal.
Yazacağım şimdi bir sürü şey.
Ha yazmadan evvel parmakçıklarım için gerek e-postalarınızla gerek Hürriyet sosyal sayfamdaki paylaşımlarınızla verdiğiniz desteğiniz, iyi dilekleriniz için sonsuz teşekkürler.
Benim sinirim aslında hepinizin siniri, biliyorum.
Ben sizlerden biraz şanslıyım, bir yerim var, haykırabiliyorum.
Bugün sizler için haykıracağım. Bugün bu köşeyi farz edin beraber yazdık.
Ben de bir anneyim, bir 20’liğin annesi.
Boşanmış bir anne.
Şanslı bir anne. Üç bardak şarap içsem, biraz uçuk davransam, “anne lütfen kendine gel, yakışmıyor” falan diyen diktatör bir kızın annesiyim, şükürler ola.
Şimdi geleceğim şu adamlara...
Hepsinin yaşı geçkin olanlara, imkânları olanlara ya da ünü, şanı başını almış gitmişler var ya onlara.
Bu erkekler bizim “evlat” dediğimiz 20’li yaşlara “çıtır” derler.
Hâlbuki kendilerinin de 20’li yaşlarda evlatları olduğu halde bu adamlar ava çıkarlar, her kadını elde edebileceklerinin güvencesiyle ama yetmez.
20’lik ararlar.
Çünkü para pul, ün şöhret yetmez. Erkekliğin son zamanları gelir kapıyı çalar.
Kanıt gerekir tüm ahaliye. Ölmedim, yaşıyorum, erkeğim dibine kadar.
Bunun için de tanınmış bir çıtırı, pardon evladı kullanmakta fayda var.
Şimdi bu Ali Ağaoğlu, Mehmet Ali Erbil mesela nereye koşar?
Pardon Mehmet Ali koşmuş, yorulmuş zaten.
Ali Ağaoğlu az kaldı yorulacak.
Bu kızın ailesi, nerdesiniz?
Kızcağız bu işte en az suçlu olan, en çok zedelenen olacak.
Baba şefkati eksikliği, ailenin ilgisizliği...
Yolunu kaybetmiş besbelli.
Yazıklar olsun sizin gibi heriflere be.
Cengiz Mesudiyeli, git al kızını, bas neredelerse.
Kızın annesi? Nerdesin be? Nasıl annesin sen be!
20’liklerle beraber olan yaşı geçkinler, hepiniz zavallısınız, inşallah Allah sizleri ıslah eder.
Paylaş