Paylaş
Tanrıların ve insanların babası Zeus, ölümlü ölümsüz her kadına âşık oldu. Pandora, merakına yenildi ve asla açılmaması gereken kutuyu açtı, tüm kötülükler dünyaya yayıldı. Yasak olanın dayanılmaz çekiciliği işte böyle başladı… Tarih boyunca insanoğlu hep yasak olanı merak etti. Tanrı yasakladı, kutsal kitaplar yazdı, devlet kaşını kaldırdı… Ama hiçbiri merakın önüne geçemedi. ‘Yasak’ günah demekti. Günah tatlıydı ve alt notalarında haz vardı.
Bugün ülke olarak gri bir yasak bulutunun içindeyiz. Devlet kötü kalpli üvey anne gibi parmağını sallıyor. “Alkol” diyoruz, “22.00’den sonra yasak” diyor. “Aşk” diyoruz, “Ulu orta öpüşülmez” diyor. “Sohbet-muhabbet” diyoruz, “Kızlı-erkekli olmaz” diyor. Olur da yasağı çiğnersek işlem başlatıyor, yasa maddelerini inci gibi önümüze diziyor. Geçen günlerde Manisa’da oturan üç kız öğrencinin evine baskın yapıldı. Aynı evde bulunan ikisi erkek beş öğrenciye 88 TL para cezası kesildi. Polis gençlere sordu: “Kızlı erkekli mi oturuyorsunuz?”
Başbakan “Üç yetmez, dört çocuk yapın” diyor, devlet 25 yaşın altındaki çiftlere 10 bin lira faizsiz düğün kredisi veriyor ama gençler aynı evde oturamıyor. Uzmanlara göre ‘kızlı-erkekli’ meselesinin altında tarihi bir tabu olan ‘cinsellik’ yatıyor. Toplum olarak cinselliğe çok sıcak bakmıyoruz. Yasaklar koyuyoruz, televizyonda öpüşme sahnesi varsa kanalı değiştiriyoruz ama aklımızı fikrimizi de oralardan alamıyoruz. Avrupa’da yıllardır uygulanan ‘Cinsel Sağlık Eğitimi’ dersi ülkemizde uygulanmıyor. Üniversite öğrencileri ile yapılan bir araştırmaya göre öğrencilerin yüzde 52,4’ü cinsellikle ilgili konularda kendini yetersiz buluyor, yüzde 99,2’si ailelerinde cinselliğin ‘ayıp’ görüldüğü için konuşulmadığını belirtiyor. Gençler cinsellikle ilgili ciddi bilgi eksikliği yaşıyorlar. Bu noktada başta aileler olmak üzere devlete, hekimlere özellikle de aile hekimlerine büyük rol düşüyor. Bugün Türkiye’de 70 milyon insana dokunabilen yaklaşık 21 bin aile hekimi var. Onlar hepimizin ilk sağlık danışmanı. Gençlere cinsellikle ilgili en doğru bilgiyi verecek, bu tarihi tabuyu yıkabilecek ‘sağlık koçları’.
Önümüze konulan her bir yasak, cennetin ortasındaki bilgi ağacının meyveleri gibi... Her an koşup o meyveden bir ısırık alabiliriz. Geçen günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, New York Times’ın eski yazarı gazeteci Marvine Howe’a verdiği mülakatta “İnsanlara ‘bu şöyle olmalı’ diye bir empozeye karşıyım. Özgürlüğüme düşkünüm” dedi. Biraz rahatlar gibi oldum. Farklı bir ses, özellikle de bir kadın sesi duymak güzeldi.
En ilginç yasaklar
-İran, 2010 yılında aldığı bir kararla erkeklerin kullanabileceği birçok saç stilini yasakladı. Aslan yelesi ve at kuyruğu bunlardan yalnızca ikisi.
-Fransa, 2011 yılında okul kantinlerinde ülkenin mutfak kültürünü korumak için ketçap kullanılmasını yasakladı.
-Kanada, 2004 yılında bebeklerin hayatını tehlikeye soktuğu ve zihinsel gelişimlerini engellediği için bebek yürütecini yasakladı.
-Danimarka, Yeni Zelanda, İsveç ve daha birçok ülkede bebeklere duyulmamış, tuhaf isimler koymak yasak. Danimarka’da aileler bebeklerine, hükümetin belirlediği 7 bin isimden birini değil de başka bir isim koymak isterlerse kilisenin onayını almak zorundalar.
Paylaş