Paylaş
Bazı yerler vardır; yöneticilerini marka yaparlar... Bazı yöneticiler vardır; isimlerini hiç duymasak da yönettikleri yerleri marka yaparlar... İşte son yıllarda dilimizden, kalbimizden düşmeyen Çeşme ve Alaçatı da o yerlerden. ‘Paris’ dediği Çeşme’yi Alaçatılı başkanından dinledik
Muhittin Dalgıç 15 aydır sadece Alaçatı’yı değil, Çeşme’nin her köşesini, her durağını tüm kalbiyle kucaklıyor. 53 yaşındaki CHP’li başkan üç kuşaktır, doğma büyüme, halis muhlis Alaçatılı. Tarımla uğraşan, tütün eken, ticaret yapan, köklü, çalışkan, kalabalık, sekiz kardeşli bir aileden geliyor. Burada herkesi tanıyor, “Hemen her evde yemek yemişliğim vardır...” diyor. Alaçatı’nın havasından, suyundan, toprağından sadece üniversite eğitimi için ayrı kalmış. Sonra da koşa koşa memlekete geri dönmüş. Hem de bu defa yalnız başına değil üniversiteden sıra arkadaşı, eşi Semra Hanım’la birlikte... Ve Alaçatı yolunda Semra Hanım’a şöyle demiş: “Seni Paris’e götürüyorum...” O gün bugündür kendi Paris’lerinde, Hacı Memiş Mahallesi’ndeki 29 yıllık evlerinde, iki erkek çocuklarıyla birlikteler... Çeşme’yi başkanından dinliyoruz.
Çocukluğunuzdan, gençliğinizden, geçmişinizden geriye Alaçatı’da neler kaldı?
- Bütün taş evler, bütün sokaklar, denizler, balıklar bizimdi... 80 öncesinde araba yok; ata binip denize giderdik... Sonra hayat değişti, insanlar değişti, koşullar değişti. Ama coğrafi ve mimari yapısıyla değişmeyen tek bir şey kaldı. O da Çeşme’nin kendisi.
Çeşme nasıl bir aşk?
- Çeşme benim hayatımın aşkı. Çocuklarım, sevdalarım, gençliğim, köklerim... Hepsi burada! Windsurf, kitesurf, birbirinden güzel plajlar, eğlence, dinlence, sadelik, sakinlik... Dünya mutfağı, yöresel lezzetler... Hepsini Çeşme’de bulmak ve hepsine 15 dakikada ulaşmak mümkün.
Bu aşkla ilgili hayalleriniz nedir?
- Çeşme ile ilgili deli hayallerim var! Alaçatı’yı sıfırdan inşa etmiştik. Alaçatı’ya kıyasla Çeşme çok daha şanslı. Çünkü tanınırlığı var... Sonra dokusu, mimarisi hiç bozulmadan bugüne kadar gelmiş. Bir kere Çeşmelileri denizle buluşturacağız. Evet, deniz kenarında yaşıyoruz ama denizden uzaktayız. Marinanın devamındaki alanı plaj yapacağız. Kentin girişini özgün mimariyle, aydınlatmayla, kent mobilyalarıyla değiştireceğiz; yeniden düzenleyeceğiz. Çeşme’nin isim babası 38 çeşmeyi restore edeceğiz. Belediye önündeki, kale ve kervansaray önündeki alanları yenileyeceğiz. Butik kafe, restoran ve otellerin sayısını artıracağız. Herkes sokağa çıkacak! Sonra 9 durak 9 deneyim projemiz var. Her bölge kendi özelliğiyle hayat bulacak.
Çeşme’nin en güzel zamanı desem...
- Her zamanı güzel... Ama 15 Eylül’den sonrası ve ekim ayı başka güzel. Yazlık, yoğun tempo yavaşlıyor, kalabalık azalıyor. Biz de nefes alıyoruz. Bir de mart ve m ayıs arası...
ÇEŞMELİ MUHİTTİN DALGIÇ’A MİSAFİR OLURSANIZ...
“Bir butik otelde konaklatırım sizi... Köy kahvaltısı köyde yapılır, Germiyan Köyü’ne gideriz... Deniz, kum, güneş için Çiftlikköy’e götürürüm... Sörf yapmak isterseniz, tabii ki adres belli: Alaçatı. Akşamüstü Ilıca’da kumru, lokma keyfi yaparız. Akşam yemeğinde dünya lezzetleri isterseniz Alaçatı ya da Çeşme Marina... Balık isterseniz Ildırı veya Dalyan... ‘Istakoz yerim’ derseniz Çiftlikköy... Romantizm isterseniz ‘Yıldızburnu’ derim.. Gece de eğlenceye Dalyan’a kaçarız!”
9 DURAK 9 ÖNERİ
-Çeşme – Kale, 38 adet çeşme -Alaçatı – Sörf
-Ilıca – Termal, plaj -Ildırı – Tarih -Germiyan – Organik hayat, organik kahvaltı -Dalyan – Balık, eğlence -Çiftlikköy – Istakoz
-Ovacık – Ekoturizm -Reisdere – Termal
Paylaş