Paylaş
Derneğe giderken herkes gibi benim de önyargılarım, soru işaretlerim vardı. İnsan ne yaparsa yapsın bazen duvarlarından kurtulamıyor. Dernek kapısında süt beyaz tenli, yosun yeşili gözlü bir kadın, Demet karşıladı beni. Bir gram makyaj yok yüzünde. Abartısız, sade. “Makyaj yapmaz mısın” diye soruyorum, sokakta dikkat çekmemek için yapmadığını öğreniyorum. Demet, doğma büyüme İzmirli, baba tarafı Gürcistan göçmeni. Hep destek tam destek bir ailesi ve iki ablası var. Balıkesir Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği mezunu. Okul hayatı zorluklarla geçmiş. Balıkesirli ev hanımları ona evlerinin ve kalplerinin kapılarını açmış. “Onlardan biri değildim. Toplumda erkek üstün, erkeklik gururu önemlidir. Ama biz o gururu ayaklar altına alıyoruz. Erkeğin etek giymesi komiktir” diyor. Ve trans kadınların sistemin erk yapısını sarstığını, belki de bu yüzden devletin onlara ceza kesmek, özel cezaevi adı altında onları içeri tıkmak istediğini söylüyor.
“Ama iyi ya işte size özel cezaevleri yapılıyor. Neden isyan ediyorsunuz” diye soruyorum. “Büyük nefret var, trans kadınlar olarak hedef altındayız. İşte bu yüzden böyle bir cezaevi gündemde. Suç atıp, bizi içeri tıkabilirler” diyor.
Demet’ten sadece İzmir’de değil Marmara ve İç Anadolu’da da eşcinsellere ve translara özel cezaevi açılacağını öğreniyorum. Her cezaevi 350 kişilik olacakmış. Türkiye’de 64, Ege’deyse sadece iki trans hükümlü varmış. “Sayı bu kadar azken neden 350 kişilik üç cezaevi” diye soruyor. Zaten onlar için Aliğa Şakran Cezaevi’ndeki gibi özel koğuşlar varmış. ‘Hiç mi iyi tarafı yok’ diye soruyorum. “Belki insan hakları ve diğer mahkûmlar tarafından tacize uğramamak açısından...” diyor. Ama söylediklerine o da inanmıyor. Çünkü taciz meselesi mahkûmlarla bitmiyormuş ki, işin bir de gardiyan boyutu varmış. “Madem bize özel bir cezaevi yapılıyor o zaman trans gardiyan da getirin!” diyor.
Devleti, toplumu ve adalet sistemini eleştiriyor. “Savaşanlar kahraman ilan edilirken neden hep hiç kimseye zarar vermeden sevişenler suçlu? Kahraman olmak için şehit mi düşmek lazım” diye soruyor. Demet’le sohbetin sonuna geldiğimizde önyargılarımdan kurtulmuş ve hafiflemiş hissediyorum. En güzeli de yeni bir dost ediniyorum...
Paylaş