Otomobil uçar gider

Klasik otomobil koleksiyonlarını sergileyen bir müze açmak Özgörkey Ailesi’nin en büyük hayaliydi....
Bu düş gerçek oldu. Elvis Presley’nin son kullandığından dünyada üretilen ilk otomobile kadar,130 antika model
İzmir Torbalı’daki bu müzede. Murat Özgörkey, kardeşi Selim Özgörkey’le hayata geçirdiği KEY Museum’u anlattı

Uzmanlar koleksiyon yapan çocukların daha disiplinli olduğunu söylüyor... Doktorlar koleksiyon yaparak stres atıyor... Siz nasıl başladınız bu işe?
- Aslında biz Türkler eski olanı evimizde, hayatımızda çok barındırmayız. Ama ben çocukluğumdan beri koleksiyon yapıyorum. Kibrit kutusu, sigara kutusu, pul... İlkokul yıllarında modelcilik yapıyordum. Daha sonra, 2002 yılında Selim’le otomobil üzerine yoğunlaştık. Birkaç tane BMW marka eski otomobil yapalım dedik. İlk yıllarda işi öğrendik, sonra daha hızlandık. Şimdi iyice büyüttük, başka bir hale getirdik. Selim’in çocukken oyuncak arabalarımı parçalama merakı ile benim kibrit kutularıyla başlayan biriktirme tutkum bu müzenin temellerini attı. Tabii sevgili babamız Erdoğan Özgörkey’in henüz çocuk yaşlarda bize aşıladığı değerlere sahip çıkma, onları koruma duygusu da müzenin hayata geçmesinde büyük rol oynadı.
Müzede kaç parça var ?
- 7000 metrekareyiz... 130’un üzerinde otomobil, 40’ın üzerinde motosiklet, 2550’den fazla model otomobil, otomobil temalı eşarp koleksiyonu, 2. Dünya Savaşı öncesinde otomobilleri süsleyen 300 adet kaput amblemi, 50’li yıllara ait Shell benzin istasyonu ve aksesuarları, 1900’lü yıllardan 1960’lara uzanan benzin pompaları, 50’li yıllara ait reklam panoları...
İlkler de olduğunu söylediniz... Bunlar neler?
- 1880’den günümüze kadar her döneme imzasını atmış çok önemli modeller var. BMW, MINI, Mercedes-Benz, Cadillac, Ford ve Porsche markalarının ilk otomobilleri... Yine BMW’nin ilk otomobil ve motosiklet modeli... Elvis Presley’nin son otomobili, Batman’in kullandığı otomobilin replikası... Ve tabii ki ilk otomobil!
İlk otomobilin hikâyesi nedir?
- İlk otomobil 1886’da üretilen Benz Patent Motorwagen’di. Mercedes-Benz’in kurucusu Karl Benz tarafından yapılmıştı. Mercedes Müzesi açılırken birebir aynısından 25 tane yaptırıldı. Bir tanesi de bizde. Bu model, klasik araba koleksiyonerlerinin olmazsa olmazıdır!
Bir araba ne kadar sürede restore ediliyor?
- 6 ayla 2.5 yıl arasında değişiyor. Mesela 1954 model Mercedes-Benz 300 SL ‘Gullwing’, en uzun sürenlerden biri. 2.5 yıl sürdü... Çok özendik, içindeki derisinden malzemelerine kadar hepsi çok özel. Malzemeleri ağırlıklı yurtdışından buluyoruz. Ve otomobilleri alırken mümkün olduğunca kötü durumda almaya ve tüm orijinal parçalarının üzerinde olmasına dikkat ediyoruz. Çünkü orijinal parçaları yenilemek mümkün. Ama parça yoksa çok zor...
Trafiğe çıkabilir miyiz?
- Tabii, hepsi çalışır vaziyette. Aralarında kullandıklarımız da vardı ama müzeye koyduğumuz için artık kullanmıyoruz.
Buranın diğer klasik otomobil müzelerinden ne farkı var?
-Türkiye’nin en kapsamlı ve en büyük klasik otomobil müzesiyiz. Çok gezdim, gördüm ama otomobil tarihine imza atmış bu kadar çok objeyi bir arada barından bir müze daha görmedim. İnsanlar müzeyi gezerken bilmedikleri otomobil markalarıyla karşılaşacaklar. Key Museum sadece otomobille sınırlı kalmayacak. Başka koleksiyonları da ziyaretçilerimizle buluşturacağız.

MÜZEDEKİ EGZOTİK ÜÇLÜ

1972 Ferrari Dino, Enzo Ferrari oğlu Dino vefat etmeden önce bir Ferrari modeli çizmiş. Ancak oğlu bu modeli beğenmemiş. Oğlu vefat ettikten sonra Enzo Ferrari bu modeli oğlunun adına ve anısına yapmış. Bugün dünyada en çok beğenilen ve rağbet gösterilen Ferrari modeliymiş.

1954 Mercedes-Benz 300 SL
‘Gullwing’ martı kanat olarak da biliniyormuş. Dünyadaki en meşhur klasik otomobillerden biriymiş. Her iyi koleksiyonun olmazsa olmazıymış. Murat ve Selim Özgörkey kardeşler bu modeli Danimarka’da bir müzayeden almışlar. Aldıklarında durumu o kadar kötüymüş ki, ilk günkü haline gelmesi tam 2 yıl almış.

1972 Lamborghini Miura S, 1970’lerin en hızlı arabasıymış. ‘Egzotik arabaların anası’ olarak bilinirmiş. Bu nedenle de dönemin en önemli otomobillerinden biriymiş.