Paylaş
Diyetisyenler, ilgili bölümlerde eğitim gören öğrenciler bu kampanya için harıl harıl çalışıyor. Resim yapıyorlar, fotoğraf çekiyorlar, skeç hazırlıyorlar, müzik yapıyorlar... İzmir Özel Şifa Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde okuyan üç kız öğrenci de kampanyaya bir şarkıyla destek verdi.
Ellerine gitarlarını, flütlerini aldılar muhteşem bir iş çıkardılar. Şarkılarının adı ‘Diyet-İsyan’. Melodisi Halil Sezai’nin ‘İsyan’ şarkısından tanıdık, sözleri yüzde 100 orijinal. Videolarını kasım ayında sosyal medya üzerinden yayınladılar. Binlerce kişiye ulaştılar. Bu üç genç kız bana Gezi’deki gençleri, onların direnişini hatırlattı. Bir kez daha anladım ki şimdiki çocukların direnişi de isyanı da bir başka. Üç gençle; Beyza Kuşçu, Bengü Burcu İpek ve Gizem Taban’la buluştum. Onlarla ‘BESVAK’ı, kampanyayı, ‘Diyet-İsyanı’ ve diyetisyenleri konuştum...
Şarkı patladı
Gizem, manken gibi upuzun ve incecik. Sesi de çok güzel. Beyza tam bir fırlama. Harika yan flüt çalıyor. Bengü çok neşeli. Gitarda o var. Kızlar bana önce BESVAK’ı anlatıyor. Vakfın tohumları Prof. Dr. Ayşe Baysal tarafından 1975’te atılıyor. ‘Beslenme ve Diyetetiğin’ kurucularından Baysal, kitaplarının telif gelirini Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD) bünyesinde oluşturulan burs fonuna aktarıyor. Ekonomik gücü az olan sayısız öğrenciye burs veriliyor. Dernek 2002 yılında Baysal’ın öncülüğünde Beslenme Eğitimi ve Araştırma Vakfı’na dönüştürülüyor. Kızlar da vakfın gönüllülerinden. ‘Diyeti Diyetisyen Yazar’ kampanyasını duyunca hemen ne yapabiliriz diye düşünmeye başlamışlar.
Üniversite birinci sınıftan beri amatör olarak müzikle ilgilendiklerini ve müziğin evrenselliğine inandıklarını söyleyen Gizem, “Biz de bu kampanyaya bir şarkıyla destek vermek istedik” diyor. Beyza’nın aklına Halil Sezai’nin ‘İsyan’ şarkısı geliyor. “Melodisi aynı kalsın, sözlerini yeniden yazalım” diyorlar. Ortaya son derece esprili bir isyan şarkısı çıkıyor. 30 binin üzerinde kişi videolarını izliyor. Herkes bu kampanya için bir şeyler yapıyor ama onların videosu alıp başını gidiyor. “Bu kadar ilgiyi biz de beklemiyorduk... Şarkı patladı!” diyorlar.
Herkes işini yapsın
Gizem; “Biz hekimlerle birlikte çalışıyoruz. Dahiliye uzmanlarıyla, cerrahlarla birlikte obeziteyle savaşıyoruz. Ama bu birbirimizin alanına müdahale edebiliriz anlamına gelmiyor.
İşbirliğine açığız ama herkes kendi alanında uzmanlaşsın.
Bu tüm meslekler için böyle olmalı!” diyor.
Beyza; “Biz diyetisyeniz diyebilmek için dört yıl okuyoruz. Diyetisyen, kişinin yaşına, cinsiyetine, sosyo-ekonomik durumuna, sağlık durumuna, eğitimine, metabolizma hızına bakarak kişiye özel diyet listesi hazırlar. Sözde diyetisyenler gibi ‘Şeker cıs! Ekmeğe hayır!’ demez” diyor.
Kızları dinliyorum... “Diyetisyene gitmek şart! Diyeti diyetisyene yazdırmak mecbuuur!” diyorum. Ve sözü ‘Diyet-İsyan’a’ bırakıyorum... “Bizim bu
derdimiz... Dört yapraklı yonca, hayatımız olunca... Yiyebiliriz
doyunca...”
DİYET-İSYAN
Bizim bu derdimiz
O kadar okuyup da diyetisyen olup da
Duyulmayan yine biz
Yoruldu her hasta
Başkasını dinleyip, diyeti izlemeyip
Tüm sağlığı bozmakta
İçim yanar içim kanar da
Diyet-İsyan
Besinlerle barıştıran, durmadan hep araştıran
Ordan, buradan, şurdan
Gelen sözler yalan
Diyeti diyetisyen yazar
Bizim bu derdimiz
Dört yapraklı yonca, hayatımız olunca
Yiyebiliriz doyunca
Yemeksiz yaşanır mı?
Besininiz ilaçken, bunu biz söylüyorken
Her söze kanılır mı?
Paylaş