8 adımda Bozcaada

- Otel işi, sabır işi! Eğer siz de bizim gibi bir tık son dakikacıysanız, vay halinize. İnternet, telefon, arama motorları, Booking’i, Trivago’su, eş, dost hepsi, herkes telef oldu. Neyse ne yaptık ettik, bir şekilde otel işini hallettik. Hallettik ama otel yüreğimizi fena yaktı. ‘Butik otel’ kulağa pek sempatik, pek romantik, pek uçuş uçuş geliyor ama hayaller/gerçekler denklemi işte... Gittik ki otel, butiğin de butiği çıktı. O kadar butik ki kilo fazlanız varsa yandınız, sığ sığabilirsen. Demek ki neymiş; adaya gelmeden detoks metoks ne varsa bol kepçeden. Ha bir de adaya gelirken ‘minimal tatil-minimal bütçe’ kafasına girerseniz hüsrana uğrarsınız benden söylemesi...

- “Tanrı, Bozcaada’yı insanlar uzun ömürlü olsun diye yaratmış!” Ben demedim, ünlü Yunan tarihçi Herodot demiş. Ne yalan söyleyeyim iyi de demiş. Dört mevsimden yazı çıkarırsanız neden olmasın! Çılgın kalabalığı adadan alırsanız; geriye şahane huzur kalır. Huzurun yanına da bir şişe ada şarabı, bir tabak asma yaprağında sardalye, değmeyin keyfinize. Kısalmaz, aksine uzarsınız adada.

- Ada vapuru yandan çarklı! Biliyorsunuz geçen ay Bozcaada feribotunda yazlıkçılar birbirine girdi. “Aman!” diyeyim, asfalyalar atmasın. Zaten şunun şurasında iki arabalı vapur, bir deniz otobüsü... Ama öyle “Ha!” deyince gelemiyorsunuz işte, paşa paşa bekliyorsunuz vapuru. Tabii bir de rezervasyonunuz yoksa, olur da hava bozar, fırtına patlarsa vay halinize. Adayla platonik takılır, karşılıklı bakışırsınız. Yüreğinizi de inceden yakarsınız.

SU, BİLDİĞİNİZ ÇİVİ!

- ‘Beach kafası’nı bırakın. Onlara Çeşme’de, Bodrum’da gidersiniz. Ha, yok mu? Var ama Bozcaada’ya gelmişken ‘O koy senin, bu koy benim’ takılmadan olmaz! Baştan kulağa küpe olsun, deniz bildiğiniz çivi! Yani öyle kulaç kulaç yüzmek her yiğidin harcı değil. Koy çok ama rüzgâra dikkat! Soru şu: “Poyraz mı? Lodos mu?” Günlerden poyrazsa ki genelde öyle adanın güney koyları... Günlerden lodossa adanın doğu ve kuzey koyları... Ayazma, Habbele, Akvaryum adanın en popülerleri. Sulubahçe, Beylik, Çayır, Tuzburnu, Poyraz Limanı, Tekirbahçe de listenin olmazsa olmazları, damakta kalanları.

- Bozkırın bozu! Her şehrin, her adanın bir kimliği vardır ama bana sorarsanız Bozcaada çok kimlikli. Bol çiçekli sokaklar, mavi mavi koylar, bağlar bahçeler ama bir o kadar da boz tepeler. Hele bir de vapurla yaklaşırken hepten boz tepeler. Hafiften heves kırıyor tabii. Sanki adanın sınavı gibi: “Ya hep, ya hiç!” der gibi. Bozkırın bozuna gözünüzü, gönlünüzü kaparsanız ödülü şahane çamlıklar, bağlar, bahçeler, kale, Rum Mahallesi...

- Temiz hava, bol gıda! Damakta kalanların liste başı! Mis gibi ada zeytinyağıyla kabakçiçeği dolması, en yeşilinden denizbörülcesi, asma yaprağında sardalye, çiğ dolma! Evet, evet çiğ dolma hele bir de taze yaprakla yenirse bir harika. Çiğ dolma bir numaraysa kabakçiçeği dolması kafadan iki numara. En adalısından enginarlı ahtapot, sakızlı enginar... Tatlı tutkunlarına sakız, tarçın ve sütün dostluğu sakızlı muhallebi, damlasakızlı ve bademli kurabiye. Ama benim gibi kahvaltıcıysanız fırından çıtır çıtır ada ekmeğiyle her renginden domates reçeli. Ve tabii ki gelincik şurubu! Sabah kahvelerinin en tatlı dilli arkadaşı.

TAZI GİBİ KOŞTURMAYIN

- Ada bağcılığı, şarapçılığı köklü ve zengin. Üzümlerine gelince adanın gözbebeği 4 üzümü var. Kırmızısı Kuntra ve Karalahna, beyazı Çavuş ve Vasilaki. Ama en ünlüsü derseniz tabii ki Çavuş. Hem şaraplık hem de sofralık. Önümüz bağbozumu. Ülkenin ruh hali ortada, festival iptal ama şarap tadımları, eğitimleri, bağ yolu yürüyüşleri de aklınızda olsun. Bu arada bağ yolu Türkiye’nin ve adanın ilk ve teki. Tadı damağınızda kalacaklardan!

- Ada sokakları... Yavaşlayın, yavaşlayın ki ada sokaklarında tazı gibi koşmayın. İş-güç yok, bir yere yetişmek hiç yok! Zaten kısa bir turla 10, bilemediniz 15 dakikada ada tamam. Halk arasında ada iki kapılı: İlk kapı Türk Mahallesi, ikincisi Rum... Özellikle Rum Mahallesi nostaljik mi nostaljik. Dar ve taş sokaklar, pencerede çiçekler, kapı eşiklerinde tatlı, adalı teyzeler. Böyle anlatınca ada masalı gibi. Ama o sokakların bu mevsim kiri, pası, tozu, toprağı yok mu; yüreğimizi yaktı geçti. Sokaklardan pirüpak çıkarsanız günbatımında kale ve tabii ki Polente Feneri. Yanınızda şarap, peynir, ceviz, meyve sepetiyle...

DUYAN DUYMAYANA SÖYLESİN!

- Ada, Türkiye’nin köyü olmayan tek ilçesi.

- Tam dolunayda Göztepe! Adanın en yüksek noktası. Günbatımında ay doğumu harika.

- Bir başka manzara da tabii ki kaleden! Sırası gelmişken kale Türkiye’nin pamuklara sarılmış, en iyi korunmuş kalesi.

- Rüzgâr nereden eserse essin sakin bir koy mutlaka bulunur. Ama lodosta illaki Çayır Koyu ve Tuzburnu sütliman!

- Daha uzun soluklu adacılar için bir de cam atölyesi: İster özel ders alın ister cam tasarımlardan.

- Sabah gazetesi için doğru bayi kuyruğuna. En taze gazeteler günün ilk feribotunda.