Paylaş
Oldukça hareketli bir zaman dilimi içindeyiz. Gökyüzünde gerileyen Merkür güneşle yakın temas kuruyor. Hem de en zor açılardan biri olan Mars-Güney düğümü oğlak burcunda kavuşum gerçekleştiriyor.
Bir ilişkinin doğal olarak bir bağlılığa doğru ilerlemesine izin vermekte zorlanıyorsunuz, çünkü içinizde derin bir yerde, çok derine inmekten korkuyorsunuz. Ama bu korkunun sonucu ilişkinin durgunluğu ve bu da eğlenceli olmaması değil; belki gerçekten savaşılması gerekmeyen savaşları seçerek bir şeyleri sürdürmek zorunda kalışınızdır.
Tüm bu dramayı yaratmak, ilişkinin bir yere gittiği yanılsamasını yaratabilir. Drama tutkuyla aynı şey değildir; kargaşa kesinlikle ilerleme ile aynı değildir.
Belki şuan çevrenizde ne yaparsanız yapın, nasıl hareket ederseniz edin bile sonsuz döngüde kalıyorsunuz. Daha önce bulunduğunuz ilişkilere bir göz atın; işlerin nasıl ilerlediğini veya ilerleyemediğini ya da sonuçta nasıl sona erdiğine dair bir model belirleyebilirseniz. Bu değişim için tohumlarınız olur. Ve eğer arzu ettiğiniz aşkı bulmak istiyorsanız değişim şarttır.
Özel biriyle kalıcı, sevgi dolu, istikrarlı bir bağ kurmak, eski kafanızı meşgul eden şeyleri bırakmanız gerekmektedir.
Gökyüzünün bu kavuşumları kim olduğunuzu hatırlamanıza yardımcı olur. Geçmişteki kökleriniz ve kimlerden geliyor oluşunuz önemli ipuçları verebilir. Enerjiniz yok ve huzursuz hissedebilirsiniz. Mars-Güney düğüm kavuşumu zorlayıcı bir açıdır ve önümüzdeki 6 gün güçlü hissedilecektir. Kafanızı kaldıracak haliniz yok gibi hissedebilirsiniz. İnsan kendini suçlar ve bir şeylerin yürümediğini görür. Bu bir girdaptır. Verdiği kararları sorgular insan. Geçmişe özlem duyar. Hesap sormak ister ama yeterli hali yoktur. Sizi inciten şeyleri şuan konuşma vakti değil. Güney düğüm dokunduğu gezegenin enerjisini alır. Bu demek oluyor ki bugün kaygılarımız yüksek ve mücadele gücümüz az olabilir. Güney düğüm bu alanda dikkatinizi azaltabilir. Bu kavuşum oğlak burcunda olduğu için sizi nefrete götürebilir. Dikkat edemediğiniz zaman nefret edersiniz.
Enerjinizi dengeli kullanın. Kendinizi tüketmeyin.
Güçsüz olmak ÖNEMLİ bir farkındalıktır.
Güçsüzlüğü herkes farklı tanımlar. Benim için sevdiğim ya da sevmediğim, tanıdığım ya da tanımadığım birinin acısını dindirememektir.
Kendini güçsüz hisseden depresiflerden, kendini güçlü sanan hayalperestlerden farklı olmanın farkındalığı...
Düşman olan güçlülere hedef teşkil etmemek için, dost ya da zararsız olan güçlülerin bir adım gerisinden yürümek gerektiğinin farkındalığı...
Liderliğe soyunmamak, boşa kürek çekmemek, saldırgan davranmamak, hırslı ve gözü yükseklerde olmamak, boş hayaller peşinde koşmamak, umut dünyasında yaşamamak gerektiğinin farkındalığıdır...
Ayakları yere basmaktır güçsüz olmak... Temkinli, sabırlı, sakin, yavaş, sessiz, mesafeli olmak; dışarıdan bakıldığında tereddütlü, ürkek, korkak, asosyal, enayi, ezik, kolay lokma olarak görülmektir. Ya da hiç görülmemek için gizlenmek, kaçmak...
Yani güçsüz görünmek ya da güçsüz olmak bir eksiklik değildir. Doğaldır ve bu bir farkındalıktır.
Bazen kabul edilmesi zaman zaman diklenmemek gerekendir.
Kabul edildikçe senden uzaklaşacak olandır belki. Fark ettikçe ruhunun serbest kalmasıdır.
Perdelemedikçe güneşe bulanacak, duvar örmedikçe toz olup dağılacak olandır..
Dinleyip anlayacak ve aradan çekileceksin.
Sonra ister diril küllerinden, ister havada asılı kal.
Dememiz o ki;
Yeter ki güç savaşına kendinle girme…
Çok darbe almışsındır ama senin unutmadığın seni yere düşüren darbedir.
O an derin bir nefes alın bırakın bir hakem saymaya başlasın, arka arkaya gelen yumruklar senin düşünmene izin vermez… Tekrar dimdik ayağa kalmasan da, ayağa kalkmak için bir süre gereklidir.
Acele etme, bu bir güçsüzlük değildir aslında seni yerde tutan gereksiz çevreme nediyeceğim telaşının verdiği paniktir. Bir derin nefes alıp, geçmişe döndüğün zaman keşkeye takılmamak için son bir gayret ile kendini toparlama çabasıdır. Fiziksel güçsüzlük zaman ile beslenir ve iyileşir ama mental güçsüzlük çevre ile büyütülür, zaman düşmanındır.
Ruhun acı çeker…
Sen başarısız olmadın…
Elinden geleni yaptın…
Hadi kalkın ayağa…
Mutlu günler dilerim...
Paylaş