Paylaş
Dün instagram da bahsettiğim gibi bugün köşe yazısında da söz etmek istiyorum.
Tüm gezegenler hemen hemen gökyüzünde gerilemeye başlıyor.
Satürn, Jüpiter, Venüs, Plüton (zaten geriliyordu).
Ben bunun adına telafi sınavları diyorum. Kadir kıymet bilme zamanı.
Hani bazen soruyorsunuz ya “Aygül Hanım bende hepsi geriliyor. Kötü mü?”
Kötü değil.
Eğer doğum haritanızda bunlar zaten geriliyorsa hayat sizi biraz yavaş anlıyor olabilir. Ya da siz hayatı yavaş anlıyor olabilirsiniz. Sürekli kendinizi savunmak ya da anlatmak zorunda kalan ve çok çalışmanıza rağmen hep bütünleme sınavlarına girmek zorunda olan öğrencilerden birisinizdir. Benim doğum haritamda 6 tane gezegen gerilerken doğmuşum. Nisan 1984-Temmuz 1984 arasında doğan tüm devrelerimin de haritaları birçok gezegen gerilerken doğmuş oldukları anlamını taşır.
Bunu ilk astrolojiye başladığımda korkunç bir şey olarak görmüştüm. Hatta 15 yaşında filandım, bir kütüphanede gerileyen gezegenleri araştırıyordum.
Orada bir bilgi okumuştum:
“Gerileyen gezegenlerle doğanlar hep aile geçmişlerinin hatalarını öderler. Anlaşılmazlar ve hep kıymetleri geç anlaşılır.”
Lise 2.sınıftayım. Ertesi gün matematik sınavım var. Annem en küçük kız kardeşime hamile, babam ile babaannem habire annem üzerinde çeşitli stres yaratma görevi içindeler. Ben yan odada öğrendiğim bu bilgiyi nasıl anlayacağımı düşünüyorum. Sonra acaba bu düzelir mi diye düşünüyorum. Matematik sınavına bu kafayla kim girecek diye düşünüyorum.
Rapor alsam mı?
Acaba hastamı olsam diye düşünüyorum.
Sonra sabaha kadar çalışmaya çalışıyorum. Annem’in hafif sancıları var gibi…
Çünkü mutlu olmadığını görüyorum. Bizim “yargı dağıtıcı” ekip uyuduktan sonra annemle dedikodu yapıp biraz onu güldürmeye çalışıyorum. Hayallerimden bahsediyorum. Büyücem, çok iyi bir okul okuyacağım zengin olacağım ve ona en iyi evi sunacağım falan filan…
Alttan subliminal mesajlar dağıtıyorum. Benden umut etsin ve mutlu olsun diye…
Neyse gecenin yarısı gelmiş çatmış, iki üç konu bitirmişim. Aklımda yine gerileyen gezegenlerin bana hayatımın sonuna kadar yaşatacağı şeylerin korkusu derken şimdi burada bunları yazıyorum :)
Hiç görememişim o zamanlar olayın içinde yaşadıklarımı.
Anlattığım kısa bir hikaye içinde bile aile nedenlerden oyalanma ve yaşama geç kalmak için büyük nedenler var…Birde burnunu sokma var.
Sana ne değil mi?
Git içeri koy derslerini çalış ve çık. Erken yat..
Diğer kardeşlerin napıyor? Bu yazdıklarımı hatırlamıyorlar bile…
Çünkü onların gerileyen gezegenleri yok :)
Hep bir geçmişi, kendini, yaşamı merak etme ve yavaş yaşama kaygısı…
Yüksek empati çözünürlüğü içinde yaşamayı seçme isteği…
Gerileyen gezegen sahiplerine sesleniyorum, bizim sadece yaşamın derinliklerini anlama çözünürlüğümüz fazla. Fotoğrafı çok net çekiyoruz. Bu çok yorucu bir durum. Böyle durumlarda gökyüzünde gezegenler yine gerilemeye başladığında herkes sizin gördüklerinizi görmeye başlar ve haklılığımız anlaşılır. Bu dönemleri bu yüzden hep böyle kullanın.
Bu gezegenlerin hepsi bize sakin öğretiler verirken asıl önemsediğim bir konu var ki o da haziran ayında Mars’ın koç burcuna geçmesi ve daha sonra burada gerilemesidir. İşte bu dönem için elimden gelen zihinsel her türlü hazırlığı yapmaya çalışıyorum. Beni tek düşündüren ve aksiyonel bir film tadı verme ihtimali olan şeyin Mars olduğunu söylemek isterim.
Bunu şimdi konuşmayacağım. Zamanı yaklaştığında detaylandıracağım. Şimdi içinizden “Ya benim haziranda şunum vardı, bunum olacaktı” diye geçireceksiniz. Geçirin tabi.
Biraz daha mafyöz ya da fidye istemeli bir zaman olduğunu söyleyebilirim :)
Tabii, çeşitli senaryolarımız var. Bunları birlikte konuşacağız.
Kaygı duyacağınız bir durum yok. Olması gereken olacak zaten. Önüne geçemeyeceğiz. Sadece zamanı ve yaşadığımız olayları anlamak için astrolojiyi kullanıyoruz. Bize iyi olanı ya da kötü olanı gezegenler vermiyor. Hiçbir gezegen insan iradesi üzerinde değildir. Herkes iyiliğini de kötülüğünü de kendine yapıyor. Bunu unutmayın.
Bu gezegenler gerilerken;
-Siber saldırılara dikkat edin.
Ben bir bilgi güvenliği uzmanıyım aynı zamanda. Venüs Retro ikizlerdeyken en çok gözlemlediğim Phishing saldırıdır. Bunu araştırın. Yani biz buna “oltalama ya da yemleme” olarak da isim veriyoruz. Saldırgan tarafından özel olarak hazırlanan phishing e-postası resmi bir kurumdan geliyormuş gibi ya da gerçek bir e-posta şeklinde görülür. İletilen e-posta mesajlarındaki zararlı bağlantılar tıklandığı zaman kurbanın av olması sağlanabildiği gibi e-postalar ile birlikte ek olarak gönderilen virüslü dosyaların çalıştırılması ile de kurbanların bilgisayarları saldırganlar tarafından ele geçirilebilir. Phishing saldırılarında kullanılan yem genellikle maaş zammı, hediye, ücretsiz tatil, para ödülü gibi cezbedici senaryolardan oluşturulur. Buna ayrıca dikkat etmenizi tavsiye ediyorum. Beni okuyan IT’ci ya da yönetici dostlarım varsa bu dönemde kurumlarındaki kullanıcılarına bu tür bilgilendirici mailler atabilir ya da videolar çekebilir. Farkındalık oluşturabilir. Tedbirlerini öngörülü davranarak alabilirler.
-Kuaförlere gitmek ya da botox yaptırmak gibi estetiksel sorularınız çok oluyor.
Venüs gerilerken bunları yapmak sizi pek mutlu etmeyebilir. Sadece yeni bir arayış içine girmeyin. Var olan imajınız üzerinde bir yenileme yapın.25 Haziran sonrası kendinizde yeni bir değişim belirlemeniz daha doğru olur. Kendinizi iyi hissedeceğinize inandığınız girişimlerde bulunmaktan vazgeçmeyin. Ama büyük değişimler yok.
-Tehdit, ifşa ve insanların açıklarını ortaya sunma dönemi de diyebiliriz. Umarım bu gaflet içinde olmazsınız. İnsanız ama bu duygumuz tetiklenirse en büyük kudret sahibi olan Allah’a havale etmeyi unutmayın.
Dememiz o ki; bazen hayat size bir konuda kaybettiğiniz bir şeyi kazanma şansı sunar. Bu hikâye tuhaftır. Yıllar önce hakkınız olan göreve bir sebepten alınmamışsınızdır. Âmâ bir telefonunuz çalar ve çağrılırsınız. Yıllar önce bir sınava girecektiniz veya ehliyet alacaktınız bir sebepten alamadınız. Ya hamile kaldınız ya evlendiniz vs. işte şimdi bunu tamamlamak için kullanabilirsiniz. Diyelim ki muhteşem büyük bir aşk yaşadığınız kişiyle yıllar önce yolları ayırdınız ve bu gerilemede bir araya gelme şansını yakaladınız. İşte telafisi olur mu olur…
Bu hayatta sadece ulu orta yapılan kabahatlerin tenhada özürü olmuyor arkadaşlar, birde sağlığın telafisi olmuyor. Hiçbir şeye gurur yapmayın. Küçücük bile telafi etmeye çalışan ve bunun için gayret göstermek isteyen insanların samimiyetine inanın. İnsanlardan, yaşamdan bu denli nefret etmeyin. Kızgın olabilirsiniz ama sizlerde ihtiraslarınızın peşine düşmediniz mi?
Kimseyi suçlamayın.
Önemli kararlar için geri çekilin ve içinizden düşünün.
Kendinize gerçekten konuşabileceğiniz, dostluk kurabileceğiniz insanlar edinin. Bu kavram çok değerli…
Bakın bu döneme denk gelen “yeni iş dönemi” aslında kaybettiklerimizi telafi etme şansıda verecek.Eski müşterilerinizi arayın, daha güven dolu güçlü bir dönemin telafisini yaparak harekete geçin.
Mutlu günler dilerim.
Paylaş