Paylaş
Ay bugün kova burcunda hareket ediyor olacak ve aynı zamanda güney ay düğümü ile birlikte hareket edecek. Bazı şeyleri yaşayarak öğrenme eğilimi ve düşüncesi içerisinde olabilirsiniz. Bugün bir takım duygusal konularınızı her zamankinden daha fazla akışa bırakın. Yaşadığınız tecrübeleri düşünün. Yani burada Albert Einstein'ın aptallık ile ilgili tarifi aklıma geliyor. Aynı şeyleri yapıp her seferinde farklı sonuçlar beklemek diyebiliriz. Bunu yapmayın.
Bunun dışında kendi hayatınızın yolculuğunda geçmiş tecrübeleri zaten kullanacaksınız asıl bu birkaç gün çevrenizdekiler için kendi tecrübelerinizi kullanarak yardımcı olmaya çalışın. Şunu unutmayın aynı zamanda kaderinize doğru ilerleyebilmeniz için, kısır döngülerden ve nefret duygusundan kurtulmak zorundasınız. Bu açı aslında farkındalıklı bir şekilde kullanıldığında geçmişte yaşanılan olumsuz olayları ömür boyunca unutabilme şansı verir. Aslında unutma demek pekte doğru olmaz. Hiç kimse içinde tarifsiz yaralar bırakmış bir şeyi ya da harika bir güzel anı unutamaz. Buna sadece iyileşme diyelim belki de neden olduğunu anlamak diyelim. Zihin bir şeyi anlamazsa delirebilir. Bugün geçmiş olayları anlamlandırırken kendinizi bulursanız bundan kaçmayın.
Bunu yaptığınız gibi birde geleceğe yönelik hedeflerinize nasıl yaklaşacağınız konusunda açık güzel işaretler yakalayabileceksiniz. Kapılar aslında açık. İnsanlar görünür bir şekilde duruyorlar. Fırsatlar ortaya çıkıyor. Sadece onları kucaklamak için cesarete ihtiyacınız var.
Güneş ve Jüpiter arasındaki olumlu açı haritanızla da uyum içindeyse oldukça güzel ve şanslı teklifler sizlere getirebilir. Emeklerinizin karşılığını alabilirsiniz. Bugünden itibaren ilişkinizde uyum ve denge arayışı içinde olacaksınız. Önemli olan aramak değil tabi öyle değil mi? Bulmak desek daha doğru olabilir.
Eğer haritanızda olumsuz bir konumdaysa bu açı hayata karşı biraz sizi tembelleştirebilir. Yaşamda konfor bulman için çok emek vermen gereklidir. Bu açılar tembellik yapmak değil hemen harekete geçmek adına sizleri tetiklemeli. Eylem içinde olduğunuzda içinizdeki o tuzaktan kurtulursunuz. Tuzak sorular tembellik ve boş vermişlik duygusudur. Bundan sıyrıldığınız sürece sonuç almanız oldukça mümkün görülmektedir. Aynı zamanda sağlığınıza saygı duymalı ve bununla birlikte kendinize iyi baktığınıza emin olmalısınız.
Gelelim günün tavsiyeli hikâyesine;
ABD bir asker eşinin paylaştığı hikâye:
Harp sırasında kocam New Mexiko'daki Mojave çölüne gönderilmişti. O, çölde tatbikata katılırken yanında olabilmek için ben de çölün yolunu tuttum. Kendimi cehennemin kucağına atmıştım. Ortalık yanıyordu. Küçük bir kulübede oturuyordum ve yanında olmak için tehlikeye atılarak geldiğim kocamı unutmuş, can derdine düşmüştüm. Etrafımdaki Meksikalılar ve yerliler, tek kelime İngilizce bilmediğinden, kimseyle konuşamıyordum. Sıcak rüzgâr, bir taraftan bedenimi kavuruyor, diğer taraftan yediğim yemeği de, ağzımı burnumu da kumla dolduruyordu. Canıma yetmişti. Kâğıda kaleme sarılıp babama bir mektup yazdım.
"Gelin, beni buradan alın" dedim.
"Burada yaşamaktansa hapishanede yaşamayı tercih ederim."
Babamı beklerken cevabı geldi. Sadece iki satır yazmıştı:
"İki adam hapishane penceresinden dışarıya baktı. Biri çamuru gördü, diğeri yıldızları."
Bu iki satırı okuyunca utancımdan kıpkırmızı kesildim. Ben hep çamuru görmüştüm. Hâlbuki yıldızlar da vardı.
Derhal yerlilerle dost oldum. Kilimlerine, çanak ve çömleklerine olan hayranlığımı belirttim. Turistlere para ile vermeye yanaşmadıkları kıymetli eşyalarından bana hediyeler verdiler. Kaktüsleri, yukka ve erguvan ağaçlarını inceledim. Kır köpeklerini tanıdım. Çöl gurubunu seyrettim.
Çöl, yüzlerce yıl önce deniz dibi olduğundan kumun içinde deniz hayvanlarının kabuklarını aradım. Ne değişmişti de, dün nefret ettiğim çöle bugün bağlanmıştım?
Çöl mü değişmişti?
Hayır.
O yine kavuruyordu.
Yerliler mi değişmişti?
Hayır. Onlar, yine İngilizce bilmiyorlardı...
Sadece ben değişmiştim.
Pencereden kafamı uzatmış ve yıldızları görmüştüm.
Dememiz o ki; Kahramanların,yapılması gerekenleri ne pahasına olursa olsun yapanlar olduğunu, İnsanların seni hep hesapsız sevdiğini ama bunu nasıl göstereceklerini bilemediklerini, Sinirlendiğinde gerçekten buna değse bile asla acımasız olmaman gerektiğini, Gerçek dostluğun ve gerçek aşkın aranızda uzak mesafeler olsa bile büyüdüğünü, Birisinin seni istediğin gibi sevmemesi, Onun seni tüm benliğiyle sevmediği anlamına gelmediğini, Bir arkadaşın ne kadar iyi olursa olsun seni üzeceğini ve senin yine de onu affetmen gerektiğini, Bazen başkaları tarafından affedilmenin yetmediğini ve kendini de affetmen gerektiğini, Kalbin ne kadar kırılmış olursa olsun, dünyanın senin acılarından dolayı durmayacağını anlayacaksın….
Mutlu günler dilerim…
Paylaş