Sabırlı ve dayanıklı ol. Bir gün bu acı senin için yararlı olacak. 

Hepinize kocaman bir günaydın gönderirken, Yılın son ayı Aralık ayına da Hoş geldin diyorum. Zaman ne çabuk geçiyor öyle değil mi?

Haberin Devamı

Teknolojik cihazlarımızın nasıl bir güncelleme versiyonu var ise bizlerinde yeni güncelleme versiyonları geliyor artık.2018 yılında bir update olma zamanı geldi:)

2018 yılı ile birlikte yepyeni bir bilince ve yepyeni bir bakış acısına geçiş yapıyoruz. “Bana eski günler lazım birde şimdiki aklım” demek istemiyorsanız Astroloji size şuan ki aklınızla günleriniz eskimeden neler yapmalısınız yardımcı olabilir. Haftanın son günün ifadesini de alalım o zaman.

Cuma günü boyunca Ay kararlı ve istikrarlı olan Boğa burcunda ilerliyor olacak. Dünden beri bahsettiğimiz Mars-Uranüs Karşıtlığının güçlü ve zorlayıcı etkisi ise iyice belirginleşecek. Öngörülemeyen ya da içsel anlamda asi bir temayı ortaya sunmak için adeta en ufak bir mazereti bulmuşta gerilmişsiniz gibi hissedebilirsiniz. Gün içinde muhtemelen bazı gelişen olaylara karşı ani tepki göstermek veya düşüncesizce risk alarak her zamankinden daha dürtüsel olabilir. Çatışmalar ve restleşmeler öfke ile hızla patlayabilir. Bu açının bir başka yansıması kendimizi kısıtlayıcı koşullardan kurtarmaya çalışmak için sebepsiz bir savunma göstermemizdir. Kendimize anlamsız bir cesaret sağlamış olabiliriz.

 

Haberin Devamı

Bugün duygusal anlamda nereden başlayacağımızı ya da niyetlerimize gideceğimiz yolun ne olduğunu bilmediğimizi düşünerek hareket edebiliriz. Planlarda veya etkinliklerde beklenmedik değişiklikler sabrımızı test edebilir.

 

Bugün aynı zamanda Venüs burç değiştiriyor. Yay burcuna geçiş yapacak. Bu geçiş etkisi bizleri sevgiye açık ve körü körüne bağlılık gibi bir yaklaşım içine sokabilir. Bu geçici bir etki olabilir. Karmaşıklıkları geride bırakıp doğrudanlık ve açıklığı benimseyerek hareket etmeliyiz. Bu dönemde ilişkilerinizdeki gerçeği anlamalıyız. Daha açık, samimi ve iyimser olmak bize kazanım sağlar. Bu transit geçişi parasal ve ekonomik durumlar için ise dikkatli olmamız gerektiğini de söyler. Gelelim günün tavsiyeli hikâyesine; Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır. İlaç alır geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Osman Efendi’nin baş ağrısı artarak sürer. Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya başlar. Başka doktorlar çağrılır…  Osman Efendi Uşak’ın ileri gelenlerindendir, ağrıyı kesene servet vaat eder. Doktorların hiçbiri ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamaz. Ev halkı birbirine karışır, baş ağrısından geceleri uyuyamayan Osman Efendi’yi İstanbul’a götürmeye karar verirler. İstanbul’da en iyi doktorlar seferber olur. Röntgenler çekilir, testler yapılır…  Görünüşe bakılırsa Osman Efendi turp gibidir. Oysa dayanması gittikçe zorlaşan baş ağrısı ve gözyaşları hayatı çekilmez hale getirmiştir. Ağrı kesici iğnelerle zor ayakta duran Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdışına götürülür. O devirde Amerika değil İsviçre moda, Zürih’e gidilir. Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler tekrarlanır… Ve Efendi’ye teşhis konulamaz. Artık yerinden kalkamayan Osman Efendi’ye ağrı kesici iğneler verilir, altmışlarını süren adamın ülkesine dönüp “dinlenmesi”, daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir. Osman Efendi bitkin, aile perişan. “Kader” denilir, Uşak’a dönülür.  Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar. Osman Efendi’nin eski berberi “Berber Mehmet” çağrılır. Berber yataktan kalkamayan Osman Efendi’yi tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler. Berber Mehmet bir an düşünür.-“Beyim” der, -“Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın?-“ Bir bakar, “Hah işte” der “Kıl dönmüş. -“Osman Efendi’nin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker.  Ev halkı Osman Efendi’nin köyü ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar. Berber Mehmet, Osman Efendi’nin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla kapı dışarı edilir.  Osman Efendi’nin kanayan burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatırılır. Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Baş ağrısından ise eser kalmamıştır.  Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet’i çağırtır ve ona bir servet bağışlar.    

Yazarın Tüm Yazıları