Paylaş
Haftanın son gününe gelmiş bulunmaktayız. Bugün Ay aslan burcunda ilerliyor. Merkür ve Satürn gezegenleri arasında nihayet uzun zamandır beklediğimiz harika bir etkileşim gerçekleşiyor. Satürn ileri hareketine geçiyor ve Merkür Başak burcunda hareketine başlıyor.
Bu harika etkileşim bugün verilen sözlerin ve vaatlerin gerçeklik değerini fazlasıyla arttırabilir. Anlaşmalar ya da sözleşmeleri yapmak adına harika etkiler söz konusu. Mülakatlar ve iş görüşmelerindeki sonuçlarınız sabah saatlerinde sizi heyecanlandırabilir. Güneş ve Jüpiter arasındaki koruyucu açı gün içinde parasal kazanımlarınız, sahip olduğunuz değerler, yatırımlarınız, ortak finansal gelirler, maddi projeler gibi bu konularda önemli bazı gelişmelere neden olabilir. Aynı zamanda var olan şartlar üzerinde de yenilikler yapmanıza yardımcı olabilir.
Dünden beri üzerinizde nedenini bilmediğiniz bir sinir harbi ve sebepsiz kaygılanmalar yaşıyor olabilirsiniz. Bu sizi korkutmasın. Bu sadece içinizdeki bitirme enerjisinin yükselmesinden kaynaklıdır. Eğer uzun süredir gelen sorunlarınız var ve bunlar üzerinde bir şeyler yapacak cesaretiniz yoksa, işte bu sizi oldukça köşeye sıkışmış gibi hissettirebilir. Bu tuzağa düşmeden hemen geleceğinize yönelik hedefler belirlemelisiniz.9 eylül Başak burcundaki yeniay sonrası bu etkiden uzaklaşacak rahat bir nefes alabileceksiniz.
Venüs’ün de etkisiyle kişisel imajınız ve insanlara göründüğünüz tüm yönlerinizin daha yumuşak ve çekici bir hale gelmesi mümkün. İlişkilerinizde yeniliğin dayanılmaz cazibesi sizinle olacak. Yeni olan her etki size farklı bir dinamizm getirecektir. Aşk hayatınızda gizli kalmış bazı değerler ya da henüz kimseye açıklamak istemediğiniz olguların hayatınızda önemli bir yere gelmesi ve sevindirici gelişmeler yaratması mümkün. Kısaca bu hayatta her an her şey mümkün, bunu unutmayın.
Gelelim günün tavsiyeli hikayesine;
Bir Zamanlar yoksul adamın biri bir yılanla dost olmuş. Adam ne zaman başı sıkışsa, darda kalsa, yılanın kuyusunun başına gidermiş. Orda bekler; yılan da kuyudan çıkıp adama bir altın lira verirmiş. Bu hep böyle sürmüş.
Derken aradan uzun yıllar geçmiş. Adam bir gün hastalanmış. Yataktan kalkamaz olmuş. Sonra oğlunu çağırmış. Oğluna demiş ki: "Filanca kuyunun yanına git. Orda bekle, bir tane yılan çıkacak oradan. O yılandan korkma dosttur o yılan. Yılan sana bir altın lira verir onu alır gelirsin." demiş.
Neyse çocuk gitmiş kuyunun başına, beklemiş. Yılan gerçekten çıkmış ve yere bir altın lira bırakmış. Çocuğun aklından şeytanlık geçecek ya, kafasından geçirmeye başlamış: "Demek ki kuyu altın dolu! Ben bu yılanı öldürürsem; kuyudaki altınları çıkartır zengin olurum." demiş. Ve yerden hemen bir taş almış. Taşı yılana fırlatmış. Yılanın kuyruğu kopmuş. Tabi yılan da can havliyle çocuğun üstüne atlayıp ısırmış. Çocuk zehirlenip ölmüş.
Aradan zaman geçmiş. Ve adam iyileşmiş. Adam aslında bilge imiş. Ve olayın iç yüzünü de bilmekteymiş. Bir süre sonra kuyunun yanına gitmiş. Sonra yılan da çıkmış. Adam yılana bakmış, bakmış, bakmış ve demiş ki: "Yılan kardeş, bizim çocuk bir densizlik yapmış ve cezasını da bulmuş. Ama biz dosttuk ve yine dost kalabiliriz." demiş. Ama yılan bu teklife yanaşmamış. "yok, yok bu imkânsız" demiş.
"Sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı olduktan sonra artık biz dost olamayız" demiş...
Dememiz o ki; Hayat bazen böyledir. İlla ısırmak zorunda değilsin, Nerede tıslamayı bilmende gerekir. Dostum dediğini ısırma, dostunun dostuna sahip çık… Bir anlık öfkeyle köprüleri yakıp yıkmak kolay emin ol ki o köprüden mutlaka yine geçmek zorunda kalacaksın… Canını yaktığın biriyle ise bir daha dost olmayı düşünme! Bazı basit ve acı gerçekleri es geçme alışkanlığı sonrasında bizleri çeşitli problemlere iter. Yaşadığınız durumun gerçekleriyle yüzleşmelisiniz.
Mutlu günler dilerim.
Paylaş