Paylaş
Çünkü dünya dönüyordu ve dünyanın dışında bir sürü gezegen hareket ediyordu.
NASA merkezi elinden gelen duyuruları yapıyor olsa da bizim toplumumuz hala boş vakitlerini bunları ret etmek üzerine harcıyordu.
Bizler ise onlar bu işi ret ederken aldığım yola ve onlardan daha fazla ilerlediğim hikayeme bakıyordum.
Şimdi size bir soru soruyorum.
Biz insanoğlu ömür boyu mutluluğu taşıyabilir miydik?
Düşünseniz hep mutluyuz, hep istediklerimiz oluyor.
Dışarıdan uzaklaşıp baktığımız da hepimiz böyle görünüyoruz belki de.
%100 mutludur herkes, herkese göre.
Aslında hayatlarına yakınlaştırıp baktığımızda her şeyde hüzün vardır. Hüzün bir dinlenmedir. Hüzün ya da acılar bir durma nefes alma mesafesidir.
O çok istediğin şeyler olduğunda yine mutlu olabilecek misin bir düşün bakalım.
Bir de onlar ya elimden giderse telaşıyla devam edeceksin kendine zulüm etmeye…
Bitmesini çok istediğin anların bitmesinde bile bir hüzün yok mu aslında.
Ben bir bilgisayar programcısı ve sistem mühendisi olarak size şunu söyleyebilirim.
İnsanoğlu içinde birçok kişi bazı görevlerle programlanmıştır.
Birinin görevi kalp kırmaya programlıdır,
Birinin görevi her şeyi mahvetmeye programlıdır,
Birinin görevi de mahvolan her şeyi toplamaya programlanmıştır…
Siz neye programlandınız acaba?
Ben astrolojiye 18 yıl önce merak sararken, insanlarında bir yazılımı olduğu fikrini düşünerek ve Allah’ın bu muazzam yaratılışı nasıl bir programla yaptığını anlamaya çalışırken buldum.
Yaşam ve düzen hep bir program içinde ilerler.
Buna inandım bunu savundum.
Aslında programsız olan bizlerdik. Hiçbir programımız yoktur.
Plan demiyorum.
Plan yaratıcının bizler için zaten hazırladığı şey. Ama hazırlanan planı programlamak ve performansı yüksek bir uygulama olarak çalıştırmak bizim görevimiz.
Çevrenizin, ailenizin, eşinizin ya da çocuklarınızın belki de toplumun faydalandığı bir program düşünün. Güzel olmaz mı?
İnsanın derdi sadece kendi hayatını kurtarmak fikri olduğunda iyice bataklığa batıyor. Kendi dışında bir şeylerin hayatını kurtarma fikri olmadı mı hepimiz batıyoruz.
Siz aşk acısı çekerken, aman o mutlu olsun ya da o iyi olsun, diyebiliyor musunuz?
Ya da sizden bağımsız bir hayatı olan bir sevdiceğiniz sizi seçmedi diye siz onun hayatına yine de destek vermeyi denediniz mi?
Ya da zamanında yöneticiniz sizin kalbinizi kırmıştı siz de işi bırakmıştınız.
Şimdi kendisi işe muhtaç. Ona hiç yardım etmeyi düşündünüz mü?
Ya da kardeşinizle, ölen annenizin miras kavgasını yapıyorsunuzdur?
Bu senaryoları çoğaltabilirim. Âmâ siz bu maddelere kendi öykünüzü daha kolay ekleyebilirsiniz.
10 Nisan 2019 – 11 Ağustos 2019 arasında Jüpiter gezegeni yöneticisi olduğu Yay burcunda gerilemeye başlıyor. Güçlü olduğu bir konumda gerileyeceği için bu yılki Jüpiter gerilemesini bize faydası daha büyük olacak. Mesela bazı geçmiş hesaplar önünüze gelebilir ve bu hesaplarda ne kadar merhametli ya da iyimser durabileceğinizi görebilirsiniz. Jüpiter gerilemesi aynı zamanda Plüton gerilemesi ile denk zamanlara gelecek.
Bu yaşamlarımızda değişimin ve liyakatın ne kadar önemli olduğunu sizlere gösterecek. Hakkını vermek ya da hakkını sunmak gibi düşünün. Mesela hayatınızda kimlerin hakkını veremediniz?
Kim sizin hakkınızı veremedi?
Ya da bunu hak etmek için ne yaptınız?
İşte tüm şifreleri size veriyorum.
İnsan çok emek verdiği şeylerden takdir beklerken yoruluyor. Emek verenleri bari takdir edin.
Aslında hikâyende takdir beklemeden yapıyorsun bazı şeyleri ama bir şeyleri istemekten utanıyorsun. 24 Yıllık Kamuda çok iyi hizmetler vermiş bir beyefendiyle geçen gün sohbet ediyorum. Son 10 yıldır müdür olmayı beklediğini söyledi. Görevde yükselme sınavlarına girmiş ama buna rağmen yükselemiyor. Yöneticisine durumu anlatmasını söylediğimde benim yöneticim oğlumla yaşıt dedi ve konuşmaya çalıştığımda beni biraz küçümsedi ve ben de utandım dedi. Koskoca adamcağızın “utandım” cümlesinden ben daha fazla utandığım için, cümlelerime devam edemeyeceğim. İşte buna benzer hikayelerin düzene girmesi gerekiyor ki hayatta huzura kavuşalım. Bu adam huzurlu olup yerinde oturmadığı sürece bizde hayatımızın başka bir alanında mutlu olamayacağız. Hayatımızda gördüğümüz olaylara sessiz kalırsak ve bazı dengeleri düzenlemezsek çok daha yorulacağız.
Jüpiter gerilemesi herkesi yerine davet ediyor. Sağduyulu ve saygılı olmayı öğrenmek zorundayız. Hakkı, hakkı olana vermeyi öğrenmek zorundayız. Satürn bize bunu 2021 yılına kadar öyle ya da böyle öğretecek. Hesaplarınızı kitaplarınızı iyi yapın.
Ne kimsenin hakkına girin ne de kimsenin hakkına girin…
Hakkınızı yedirmeyin demeyeceğim. Bunun için sizin bir şey yapmanıza hiç gerek yok. Siz sadece hak yemeyin.
Nasrettin Hoca yolda yürürken, ensesine sert bir tokat inmiş. Hoca hışımla dönmüş bakmış ki, hiç tanımadığı bir adam.
Adam:
Hocam, seni birine benzettim, affet demiş Hoca'ya. Ama Hoca yutar mı?
Sen onu benim kavuğuma anlat diye yanıt vermiş ve adamın yakasından tuttuğu gibi mahkemeye götürmüş.
Kadı davaya bakmış ve hemen kararını vermiş:
Ceza olarak, tokat vuran iki akça para ödeyecek.
Hoca çok sinirlenmiş:
İki akça para mı ? Kadı Efendi diye çıkışmış.
Adamı pek kayıran Kadı, üstelik:
Üzerimde para yok, gidip getireyim diyen adamın bu teklifini de kabul etmiş.
Hoca oturmuş beklemeye başlamış.
Saatler geçmiş, fakat adam gelmemiş.
Kızgınlıktan deliye dönen Hoca,
Kadı'ya sessizce yaklaşmış ensesine bir tokat patlatmış.
Haydi ben gidiyorum, hoşça kal Kadı Efendi.
Sende paranı o adamdan alırsın demiş.
Yani, kurduğunuz dengelere dikkat etmekte fayda vardır.
Mutlu günler dilerim.
Paylaş