Paylaş
Bazı insanların içlerindeki hırçınlıkları ve agresiflikleri hiçbir zaman anlayamayacağız. Dün şunu düşündüm o gariban papağanın haykırışlarını ve sesini duyan Allah onu nasıl bir zalimin elinden kurtardı. Nasıl bir yakarıştı, nasıl bir acıydı demek ki. Bir papağanın hakkını bırakmayan Allah, yine kendi yarattığı, kendi katında en sevdiği insanı başkasının elinde ziyan eder miydi?
Asla..!
Yaşanılan bu olaydan çıkartılacak en görkemli derstir. Bu işareti okumaya bilen zaten anlamıştır. Yoksa nerden haberimiz olacaktı o papağanın çektiği acı ve keder. Allah biliyor çünkü. Yanına bırakmadı.
Hepimizin hayatında yoluna çomak sokmaya çalışan, kıskançlık duyan, bazı şeyleri hazmedemeyen her şeyden önce insan olma vasfını beceremeyen kişilerden dolu var. Düşünürseniz en çokta papağana onlar üzülmüştür ve onlar mücadele vermiştir değil mi?
Bir de bu açıdan bakın. O kişi hayatında ailesine ya da çevresindeki insanların hayatında terör yaratıyordur ama söz konusu papağana zulmeden kişiye karşı sosyal medyasında en çok savaşı o veriyordur.
Hiç düşündünüz mü? Acaba ben hayatımda kimin boğazını sıktım ya da o papağana zulmeden adam gibiydim diye düşündünüz mü?
İşte aslında çok düşünmemiz lazım değerli dostlar, çok düşünmemiz lazım…
Her şey ayna her yer ayna. Siz birini çekiştirip ya da birine iftira atarken ya da dedikodusunu yaparken bir papağana üzülmenizin faydası asla yoktur. Bu sizi iyi biri yapmaz. Ya da yaşlı bir teyzeye yer vermiyorsanız, soğukta titreyen çocuğa montunuzu vermiyorsanız, herhangi bir kötülüğe sessiz kalıyorsanız bu papağana üzülmeniz sizi iyi yapmaz. Saatlerce size verilen zaman ve hizmetin bedelini saygısızca gidip bir doktordan bir avukattan geri istiyorsanız ya da aldığınız hizmetleri kötüleyerek arka planda haksız tutumlar sergiliyorsanız bu sizi iyi biri yapmaz. Bu yüzden buradan alacağımız dersleri almamız gereklidir. Kendinize bir bakın. Evrende verdiğiniz her şeyi geri alırsınız. Bir papağanın hakkını bırakmayan Allah kimsenin yanına bir şey bırakmaz…Bunu bir kere daha hatırlayalım.
Günü değerlendirdiğimizde Ay boğa burcunda ilerliyor. Duygularınızın güvende olduğunu bilmek sizin bugün kuracağınız iletişimlerinizle belirlenecektir. Özellikle ilişkilerinizde sizi yoran ve farklı düşüncelere sevk eden insanlardan uzak durmanız gerekmektedir. Çünkü sizler zaten kendinizi ve şartlarınızı zor yönetirken birde bu şekilde sizi aşağıya çeken durumlarla artık uğraşmamanız gerektiğini öğrenmelisiniz. İnsanların seviyelerini yükseltemeyebilirsiniz ama tartışmalardan uzak durarak kendi seviyenizi ve iletişim kalitenizi belirleyebilirsiniz.
Bugün finansal anlamda önemli bir durumu aydınlatmak isteyebilirsiniz. Ekonomik koşullar son birkaç haftadır sizi yoruyor olabilir.22 Aralık dolunayından sonra bambaşka bir eşiğe doğru ilerleyeceğiz. Lütfen sizlerde kendi güncellemelerinizi yapın ve farkındalık düzeyinizi arttırın. Hiçbir şey yerinde durmazken sizin halen aynı bakış açısı ve aynı vizyonda kalıyor olmanız sonrası için sadece size acı verir ve nedenini bilmediğiniz o içsel sıkıntıyla uğraşmak zorunda kalırsınız.
Gelelim günün Tavsiyeli hikayesine;
Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenarına oturduğu otlardan birinin dalında, küçük bir kozanın varlığını fark etti. Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi. Adam, bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu. Böyle bir fırsat kolay ele geçmez diye düşündü ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi.
Dakikalar dakikaları kovaladı, saatler geçmeye başladı, âmâ henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı.
Sanki kelebek dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş gibi geldi adama. Kelebeğin elinden gelen her şeyi yaptığını ama kozadan dışarı çıkmayı başaramadığını düşündü. Bu yüzden kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi. Cebindeki küçük çakıyı çıkarıp, kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı.
Böylece, bir iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi.
Fakat bedeni kuru ve küçücük, kanatları buruş buruştu.
Adam kozadan çıkmış kelebeği izlemeye devam etti. Çünkü kelebeğin kanatlarının az sonra açılıp genişleyeceğini, böylece narin bedenini havada taşıyabileceğini umuyordu.
Ama bunların hiçbiri olmadı. Kelebek, hayatının geri kalanını kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar çabalarsa çabalasın, asla uçamadı.
Adamın bütün iyi niyetine ve yardımseverliğine rağmen anlayamadığı şey şuydu: Kozanın kısıtlayıcılığı ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten dışarı çıkmak için göstermesi gereken çaba, kelebeğin uçuşu için lazım olan şeylerdi. Allah’ın, bedenindeki sıvıyı kanatlarına göndermek ve bu sayede kozanın kısıtlayıcılarından kurtulduğu anda kelebeğin uçmasını sağlamak için seçtiği yol, buydu.
Bu gerçeği öğrendiğinde, hayatı boyunca unutamayacağı bir şey de öğrenmişti iyi niyetli adam: Bazen hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey, çabalardır. Eğer Allah hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi, bir anlamda sakat kalırdık. Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik o zaman.
Ve asla uçamazdık.
Mutlu günler dilerim.
Paylaş