Paylaş
Farkında mısınız nisanın son haftasını da öyle ya da böyle kapatıyoruz. Zaman su gibi akıp geçiyor. Kötüler bana bir şey olmaz diye ortalarda geziyorken, iyiler daha iyi nasıl olabilirim de işim gücüm rast gider diye telaş ediyorlar.
Öncelikle insanlık için büyük ama hala toplum için küçücük kalmış bir konuya değinmek istiyorum.
Dünden beri çocuk istismarları ile ilgili yaşadığımız korkunç olayları hepimiz görüyoruz. Küçükçekmece’de yaşanan aslında bir ilk değildi ve belki bir sonda olmayacaktı. Umarım son olur diye umut etsem de bu sistemle bunun son olmayacağını tahmin etmek aslında zorda değil.
Sevgisiz ailelerde yetişmiş, ruhunu kaybetmiş insanların bu dünyada neden var olduklarını bilmeden sağa sola zarar vermesinden inanın artık çok yoruldum.
Bir vatandaş olarak bu konu ile ilgili artık net bir karar verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Peki biz acaba yeteri kadar canımız yandığını ve korku ile yaşamaktan mutsuz olduğumuzu yetkililere gösteremiyor muyuz?
Çok mu sessiz kalıyoruz?
Sanki çocuklar sessiz kalmıyor da kazık kadar adam olan bizler bir işe yaramıyoruz gibi gelmiyor mu size de?
Ne yapalım yani?
Eskiden düşünüyorum da hiç böyle şeyler bilmezdim. Çocukluğumda hiç bu tarz konular konuşulmazdı. Tamam o zaman bu kadar sosyal medya yoktu ama yine de kendi çevremizde de gelişen konuşmalar hiç bu tür değildi. Yani değişen düzen ve dünya da suçlar da değişmeye başladı. Çünkü sahte, sevgisiz ve cahil bir kitle içerde habis bir şekilde büyüyor. Değişen bu dünyaya çok acil adalet sisteminin de ayak uydurması gerekmektedir.
Çocuklar bu dünyanın en değerli varlıklarıdır.
Bende çocuk oldum.
Sende çocuk oldun.
Onların bu duygularla büyüyor olması bile ne büyük gaflet.
Böyle bir dönemde anne olmaktan, kadın olmaktan, insan evladı olmaktan utandırdılar. İnsan insandan şüphe ederek yaşayamaz. Eğer böyle yaşamaya devam edersek aklımızı oynatacağız. Biraz daha koşmamız lazım. Biraz daha hızlı…
Bugün havalar nasıl?
Dün biraz yorgun, bitkin ve sıkışık bir gün yaşamış olabilirsiniz. Bugünden sonra hava biraz daha pozitif anlamda dağılıyor olacaktır. Tabi ki korkularınız ve endişeleriniz ya da hayal kırıklıklarınızı bugün her zamankinden daha fazla sorgulayabilirsiniz. Bu yüzden kendinizi suçluyor olmanız size bir çözüm sunmayacaktır. Çevrenize karşı daha saygılı ve sevgi dolu olmaya özen göstermelisiniz. Başkalarının size hayran olmasına bağımlı olmayın. Kendi erdeminizi yaratın. Kişisel erdeminiz arkadaşlarınızda bulunmaz, başka insanların size gösterdiği saygıda bulunmaz. Başka insanların sizin hakkınızda düşündüklerinden size ne?
Artık büyür müsünüz?
Kişisel erdeminize mükemmel menfi ilişkiler kurarak elde edemezsiniz.
Ya da bir itibarla ya da zenginlikle elde edemezsiniz.
Bunun için emek harcamamalısınız.
Başkalarından saygı ya da hayranlık beklemeden kendi inandığınız şeyi yapınız.
Kendinizden uzaklaşacak kadar yalnızlığı sevmeyin.
İnsanlar sizi bu konu da üzüyor olabilir ama sırf bu yüzden kendinizi suçlamamalısınız.
Bugün kendinize şunları sorun.
Gerçekten size ait olan şey nedir?
Sizin yolunuza çıkan fikirleri, kaynakları ya da fırsatları düşünün.
Özel bir bilgiye sahip misiniz?
Neye sahip olduğunuzu bilin ve uygulayın.
Bir de kısa bir not: Başkalarının zaferleri ve mükemmellikleri onları ilgilendirir. Benzer şekilde, sizin sahip olduğunuz şeylerde mükemmel olabilir, fakat siz bu mükemmelliği ötekilerden çıkartamazsınız. Kendi yaratacağınız şey başkalarından beklediğinizden daha kıymetlidir bunu unutmayın.
Biliyorum ki hepimiz için şu sıralar zor geçiyor. Ama bu zorlukların içinde çok güzel günler geliyor yol arkadaşlarım. İnsan, yol arkadaşlarıyla dertleşince o yolda güzelleşiyor sanki. Hayat zor olabilir ama biz bize çok güzeliz. Her şey biraz kötü gibi geliyor olsa da biz bu köşede çok iyi gibiyiz değil mi? Biz birbirimizle olduğumuz sürece iyiler hep kazanacak ve kötülük bizlere hiç değmeyecek gibi görünüyor…
Bence bu bile bir ferahlık öyle değil mi?
Siz anlarsınız beni…
Güzel bir hafta sonu diliyorum.
Paylaş