Paylaş
Dünyada neye sahip olursanız olun,
En şöhretlisinden,
En zenginine,
En mükemmel hayatı olandan en mükemmel olmayanına kadar….
Herkes bir arayış içinde…
Neyi arıyor bu insanlar…
Neyin peşindeyiz hiç durup düşündünüz mü?
Sabah kalktınız bir panik ve telaşla işe koşuyorsunuz. Ya da şu an koşacak bir işiniz yok…
Çıkmaz sokaklarda soluksuz kalınca neden kendimizden nefret ediyoruz.
Bazı insanlar bizden daha mı şanslı ya da daha mı akıllı?
Konu nedir?
Peki kazılan kuyular ve içine atılan masum insanlar bunun neresinde?
Neyse en iyisi gökyüzüne bakalım. Çünkü bu yapabileceğimizin en iyisi…
Akrep burcunda gerileyen Merkür Güneş'le kavuşuyor.
En derin haksızlıkların gün yüzüne çıktığı bir zaman başlıyor…
Hayatın doğal dengesi ile oynayan kişilerin doğanın kanununda yer edinememesi ile kapanacağı bir döneme hazır mısınız?
Hayatın doğal dengesini bozan ne demek?
Sen evde televizyon izliyorsundur ve birileri senden bir yerlerde nefret ediyordur.
Sorarsın neden nefret ediyorsun?
İşte gıcık oluyorum ona…
Sana ne yaptı?
Hiçbir şey…
Başarılı ya da bir yerlerde işe yarayan birisindir ama harcanırsın.
Kimse sütten çıkma ak kaşık değildir. Kimseye acı çektiremezsiniz. Kimseyi tenkit ya da tehdit edemezsiniz. Sizden büyük Allah var bunu unutmayın.
Siz siz olun haklıyken haksız duruma düşmemeye çalışın.
Kıskançlıklarınız ile hedefe koyduğunuz kişilerin kul hakkını bir ömür veremezsiniz.
Zodyak’ın muhasebecisi olan Merkür, en derin yaraların açtığı izleri kapatmak için bunları en derin şekilde açar.
Haksızlıkların bir bir önünüze döküldüğü günlerde karanlık dehlizlerde kalan ahların sesinin duyulduğu zamandasınız.
Kırdığınız yerden kırılacaksınız. İyi biriyseniz sorun yok ama kötü işler peşindeyseniz bunun bir bedeli muhakkak olacaktır. Herkes kendine göre iyidir. Kıskançlıklar içinde olup insanların hayatında bir terörist gibi davranışlar içinde bulunmayın.
Kendinizi dışlanmış hissederseniz ya da küçüklüğünüzde benzer bir konuda bu şekilde bir travma yaşarsanız aşırı kıskançlık gibi davranışlar sergileyebilirsiniz.
Kıskançlık, bir yerden sonra kontrol edilemez hale geldiğinde, insana mantık dışı şeyler yaptıran takıntılı bir ruh haline sokan bir duygudur. Sevildiğinden emin olamama gibi ağır bir duygunun yüküdür. Gerçekten sevildiğini bilen bir insan kıskanacak bir şey bulamaz zaten. Kıskançlık sadece farkındalıkla aşılabilecek tutkunluk patlamasıdır. Kıskançlığımızın temelinde, en derininde narsizim ve bencillikten başka bir şey yoktur.
Benim ona sahip olduğum şekillerle ve ayrıntılarla bir başkası da ona kolaylıkla sahip olabiliyorsa, benim ne ayrıcalığım kalır ki?"
Boş ve saçma ihtiraslarla zaman kaybetmeyin.
Tutkunuzu başka şeylerde kullanın. Sevgi boşlukları insanda bu duyguyu verir.Kıskanan bilmez ki, kıskandığı şeyin asla içindeki boşlukları doldurmayacağını…
Hatta içini daha boş yapacağını….
İyi şeyler yapın. Bunu yapabilirsiniz….
31 Ekim Boğa Dolunayı yaklaşıyor!
Her yerde okuyorsunuz biliyorum. Beklenilmeyeni beklememiz gereken bir dolunay olduğu noktasında….
Evet, haklılar…
Beklenilmeyeni beklemek gereken önemli sıçramaların olduğu bir dolunay kapıya dayandı. Sürpriz ilişkiler, yeni başlangıçlar ve hiç beklemediğiniz geçişler vs…
Zaman daralıyor ve başka bir yola dönüş başlıyor. Bu hikâyeyi zaman yaklaşınca yazacağım. İyi mi kötü mü diye sormayın. Bunun iyi ya da kötü olması sizin yeteneklerinize, zekânıza ve kendinizi geliştirme biçiminizle alakalı olacak.
Olaya şuradan bakın;
Eğer her iyilik veya kötülüğün karşılığı, ceza veya mükâfat olarak küt diye insanların karşısına dikilseydi, zaten "inanmak" diye bir sorun olmaz, herkes bu somut gücün karşısında eğilmek zorunda kalırdı. Tabii ki o zaman da bunun adı adalet değil, zorbalık olurdu. Kendi kararlarımızı vermediğimiz ve irademizin sınanmadığı bir dünyada yaşıyor olacaktık.
Halbuki herkesin hür iradesiyle iyi veya kötü yapmak istediği her şeyi yapmasından sonra, artık yapılanların unutulduğu, yaptıkları yapanın yanına kar kaldığının sinildiği bir zamanda (mahşerde), haklının en küçük hakkının değer kazanacağı, haksızın en küçük haksızlığının ortaya çıkacağı bir mizan kurulacak.
İşte, zerre kadar iyiliğin ve zerre kadar kötülüğün göz ardı edilmeyeceği bu mizanda tahakkuk edecek sonuç, gerçek "ilâhî adalet" olacaktır.
"Hiç kimse, birine söylediği söz başına gelmeden ölmeyecek" ile açıklanmış, üstüne söylenecek bir şey bırakmamış bu kavrama inancınızı kaybetmeyin. Varlığına kanımın son damlasına kadar inandığım adalet türü, Allah’a havale etmenin sonucu yaşanabilecekleri görünce ürperiyor insan...
Sabırlı olun.
Mutlu günler dilerim…
Paylaş