Paylaş
Dolunay çevresindeki üç gün boyunca oldukça önemlidir. Yani genel itibariyle Dolunay’ın ışığını daha iyi hissettiğimiz bir haftaya girdik. Belki önemli bir ilişkide nerede değişiklik yapmanız gerektiğini ya da iş hayatınızda ne konuda bir yön belirlemeniz gerektiğini görebilirsiniz. Bu etkileşimin iyice farkında olduktan sonra, yaşam hedeflerinize ulaşabilmeniz için yaklaşımınızı en iyi nasıl ayarlayabilirsiniz?
Dolunay'da ilerleme için bir fırsat vardır. İnsanlar genellikle Dolunay günlerinde çaresizlik hissi nedeniyle duygusal olarak tepki verirler. Yaşamlarının olmasını istedikleri yolla şu anki şekli arasındaki mesafenin farkına varırlar.
Genellikle bu boşluğu gördüklerinde üzülürler. Güçsüzlük duygusu, olmasını istediğimiz şeyler ile gerçekte olanlar arasındaki tutarsızlığın farkında olmasından gelir.
Çevrelerimizden gelen yansıma ile ilişkilerde gerçekçi bir bakış açısı kazanırız. Kendinizi güçlendirme; kendinizin farkında olduktan sonra işleri başarılı bir şekilde değiştirme şansına sahip olmanızdır.
Genelde Satürn döngüsü zamanına kadar (27-30) yaş zamanlarına kadar çok fazla düşünmeden kaderimizin peşinde sürüklenir dururuz. Kendimizi güçlendirmenin de önemini bilmeyiz.
Satürn döngüsünden çıkınca (30 yaş sonrası) İstikbalimizi elimize almaya kalkışınca da bir çarkın parçası gibi kalıveririz. Uyku hayatımızın üçte birini alır. Sıradan günlük işler, giyinmek, yemek yemek, sindirmek, hastalıklar, huzursuzluklar derken verimli çalışmaya ayıracağımız zaman çok az kalır. Günler birbirini takip eder ve olayın farkına varınca da yaşlanmış oluruz. Satürn döngüsü zamanları ile bizlere bunu böyle olduğunu anlatır.
Eski alışkanlıkları öldürün ve ileriye doğru yürüyün.
Bu hafta zorluk olarak gördüğünüz her şey aslında sizin için geleceğinizi hazırlayan gerçek aşamalar olabilir. Ne kadar çok kabul ederseniz, bu aşamadan o kadar çok faydalanırsınız. Esnek olmazsanız diğer insanlarla çatışmaya girebilirsiniz. Diğer insanları değiştirmeye çalışmak yerine kendinizde değişiklik yapmaya odaklanmanız daha iyi olur. Sakin ve diplomatik kalma yeteneğiniz ciddi bir şekilde test edilecek, ancak bu özellikler hayatınızın bu aşamasında başarılı bir şekilde ilerlemek için gereken şeydir. Bunun bir dönüşüm zamanı olduğunu hatırlamakta fayda var ve değişimin dış koşullar tarafından size zorlandığını hissediyor olsanız bile, geçmişin derilerini atmak için bu zorlanmayı kabul etmelisiniz. Bu meydan okumadan korkmayın. Gerçek bir özgürlük keşfedeceksiniz. Aslında, şu an için sizi zorladığınızı düşündüğünüz şeylere birkaç ay sonra teşekkür edeceksiniz. Ama bunu henüz bilmiyorsunuz.
Bu hafta Merkür-Neptün karşıtlığı çok etkin olacak. Bunu nasıl size açıklayabilirim?
Hani bir laf vardır ya: “İnsanları kandırmak, kandırıldıklarına ikna etmekten daha kolay maalesef” diye… Kimseye hata yaptığını ya da kandırıldığını açıklamayın. Bunu açıklayabileceğiniz bir zaman değil. En önemlisi kendinizi kandırdığınız bir durum içinde bulunmayın. Şartlara uyum sağlamak, ilkel benliğimizin en derin korkularıyla yüzleşmek, hayatta kalma içgüdümüz ve nasıl savaştığımız bu senenin sınavı.
Değer yargılarımız ve önceliklerimiz değişirken kimin nerde kısmeti var bilemeyiz.
Gücünüz kendinizde.
Kova dolunayı kiminizi allak bullak ederken kiminize çeki düzen verecek.
Nasıl allak bullak olduk böyle? Birden her şey anlamını yitirdi…Birden doğrular yanlış, yanlışlar doğru oldu.
Hayat son iki yılda bizi ne hale getirdi. Şöyle dönüp bir bakın
Ne hale geldik?
Kendi elini, kendi yüzüne süremiyorsun. Yapılan planlar, kurulan hayaller uçtu gitti avucumuzdan. Bu asla size ya da bana özgü değil. Dünya böyle…
Olması imkansız işler oldu, rüyanızda görseniz inanmazdınız. Dün giydiğim kıyafeti bile koşa koşa üstümden çıkartıp düşman gibi kirliye atıyorum.
Eskilerde bir tabir vardı: O, suya sabuna dokunmaz derlerdi…
Hepimiz ne güzel o suya sabuna dokunmak zorunda kaldı.
Virgina woolf’un çok sevdiğim bir alıntısı var:
Ne aradıysam zıddını buldum, doğruyu aradım yanlışı buldum, dostumu aradım düşmanımı buldum, aramayı bıraktığımda ise doğruların ve yanlışların ötesinde renklerin zıtlığında resmin bütününü gördüm.
Ne doğru vardı ne yanlış ne kötü vardı ne iyi, her şey olması gerektiği gibi.
Her şey olduğu gibi…
Özetle; Kendine güven!
Kendine güvenmek, hayatınızla ve hayatınızdaki olaylarla nasıl başa çıkabileceğinizi bilmektir. Başka birinin gereksiniminden hareket etmezsiniz ya da onları hayatınızım kaynağı yapmaksızın ilerlemektir.
Kendinize güvendiğinizde, yolda büyük fırtınalarda çıksa bile, kendi yolunuzu bulacağınızı bilirsiniz. Mutlu günler dilerim…
Paylaş