Paylaş
İnsan önce işaretlerle anlaştı, sonra dili buldu ve sonra yazıyı. Bu öğeler insanın olmazsa olmazlarıdır.
Bilim ve teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin iletişim sözle ve yazıyla kalacaktır.
Çağdaş yaşama talipseniz eğer, elinize geçen her fırsatta yazmak ve okumak fırsatlarını kendinize yaratmalısınız. Yoksa çağdışı kalırsınız.
Gelişen teknoloji de gördüğüm bir şey var ki, yazarak duyurduğunuz şeyden daha çok video çekerek duyurduğunuz şeylerin hızlıca geriye dönüş yaptığıdır. Bunu iki gün önce kendi hayatım içinde yaşadım.
Sürekli yazarak iletişim kurmak bana çok aklı başında gelen bir eylem. Cumartesi günü Uranüs’ün boğa burcuna geçişiyle ilgili bir workshop düzenleme kararı aldık ve bunu yazılı olarak duyurduk. Bu süreçte birkaç gün birkaç kişi aradı ve sordu. Organizatör arkadaş bana video çekerek anlatır mısınız dedi. Dedim ki ne gerek var. Aynı şey değil mi?
O da bence insanlar okumuyor Aygül Hanım dedi. Bende gerçekten bunu denemek için 3 tane hikâye çektim ve sosyal medyamda paylaştım. Ne mi oldu?
20 kişilik sınırlı kaydımız 1 saat içinde tamamlandı.
O da yetmezmiş gibi 200 kişiye yakın kişi daha da listede birikti ve önümüzdeki haftalara yeni workshoplar oluşturmak durumunda kaldık.
Bu beni öyle hüzünlendirdi ki anlatılmaz. Gerçekten yazılar uzun olunca okumuyoruz ve detayları defalarca sorarak öğrenmeyi seçiyoruz. Neden böyle tembeliz. Neden video mantığı olmadan bir şeylerin içine girmiyoruz.
Geçenler de bir okuyucum instagram hesabımdan bana yazdı ve bir konuda benden yardım istedi. Bende kendisine bana hissettiklerinizi, yaşadıklarınızı mail atabilir misiniz dedim. Ben bunu köşeye taşır destek isterim sizin adınıza dedim. Cevap olarak mail adresim yok dedi. O zaman adres verim durumu mektup yazın dedim. Aman Aygül Hanım mektup mu kaldı dedi. Hem yazımı okuyamazsınız dedi. Peki o zaman sizin için ne yapabilirim dedim. İnstagramdan anlatayım işte dedi. İçimden dedim ki “Ah instagram” bizi sen yaktın.
Bundan tam 20 yıl önce bir bayram sabahı Adana da yaşayan Ressam ve Yazar olan dedemin bayramını kutlamak için aramıştım. Uzun bir telefon çalışından sonra çok karizmatik bir ses tonuyla buyurun dedi.
-Dedeciğim dedim, derinden bir iç çekti.
-Nasılsın dedim.
-Cevap olarak mektup yazın hanımefendi dedi.
-Ama dede bugün bayram ancak bir hafta sonra gelir mektup dedim.
-Olsun hanımefendi bir dahaki bayramı bir hafta öncesini hesaplar yazarsın o zaman dedi.
Bu bayram içinde şöyle yapalım dedi.
Şimdi içeri git, kardeşlerine de söyle ve bana duygularınızı mektuba yazdığınız bayram tebriğinizi postaya verin. Şayet 1 hafta sonra gelen bayram tebriği konusunda bir mahcubiyetiniz var ise bunu da dile getirirsiniz.
Bende size cevaben fikrimi yazarım.
Herkese selam beni aramayın diyerek telefonu kapattı.
Ailenin en büyük torunu ben olduğum için ihale yine bana kalmıştı.
Babam ne oldu dedi?
Mektup yazın dedi kapattı dedim.
Güldü.
Arayalım tekrar öyle şey olmaz sırada iki kardeşin daha var onlarda konuşsun dedi.
Ben dedemin ne istediğini çok iyi anlıyordum ama babam bir türlü anlamıyordu. Bende “aramayın dedi” dedim. Babam ısrarcıdır aradı ve dedem açmadı. Babam hala bir saatte bir arıyordu. Bende güzel bir sayfa buldum oradan bir şeyler yazdım. Babama mektubu yazdığımı söyledim. Ceketimin cebine koy ben gönderirim dedi. Mektubuma verdiği cevabı başka bir zaman paylaşacağım.
Bu aralar teknolojinin bu kadar gelişmesinden kaynaklı insanları okumamasına, yazmamasına, yapmacık dindarlığa, çağın gerçeklerini yanlış yorumlayanlara karşıyım.
Kalem, kâğıt kullanmazsanız ya da okumazsanız sıradan olursunuz: Doğdu, yaşadı, öldü.
Son saatler de nelere kafa yoruyorum?
-Sosyal medya bizleri git gide köreltiyor.
-İnstagram çöktü diye herkes sanki elektrik kesilmiş gibi davrandı birbirine. Bir arkadaşım diğer arkadaşına gelince bana haber verin diye uyarıyor.
- Vedaları hiç sevmiyorum. Demet Akbağa sabırlar diliyorum. İnsanın içinden bir daha asla geri dönmeyeceğini bildiği bir gemi kalktığında bir daha kendi olamıyor. Bundan sonraki yolculuğunda anılarıyla bulduğu teselli oluyor. Nurlar içinde uyusun Zafer Çika.
-Bir okuyucum yazmış “Demet Akbağ Oğlak burcu, eşi Başak burcuydu. Balık dolunayında bunu yaşadı, açıklar mısınız”
Cevap veriyorum: Bazı konularda haddimizi aşamayız. Bu Allah’ın takdiridir. Ben buradan böyle hassas bir konu üzerine bir teknik yorum yazarsam hepiniz benimde mi başıma gelecek duygusuyla deliye dönerseniz. Bu konularda açıklama yapan “Yok Uranüs boğaya geçti, yok balık dolunayı oldu işte” vs. gibi sığ yorumlara itibar etmeyiniz. Astrolojinin bu yönünü kullanarak popülerite kazanmak dışında bir çaba değildir.
-Uranüs boğa burcuna geçiş yazımda belirttiğim gibi ve hafta başındaki yazımda da yazdığım üzere 15 Mart günü dünya ve ülke genelimiz üzerinde gelişecek herhangi bir olay olacakmıydı ya da olsa ne olurdu diye çok merak ediyordum.
-Çünkü 15 Mart 2019 yılında gelişen herhangi bir olayın yaşantımız da 7 yıllık bir sürece bizlere götüreceğini düşünüyordum. Sabah uyandığımda Yeni Zelanda da gerçekleşen terör saldırısı haberini okudum. İslam düşmanlığının nasıl canavarca bir ideolojiye ve terörizme dönüştürülmeye çalıştığını gösteren bu katliamın önemli bir gösterge olduğunu artık düşünmekteyim. Allah yardımcımız olsun. Ciddi anlamda bazı provokasyonlara gelinmeden çok dikkatli ilerlenmeli ve çok akılcı hareket edilmelidir. Güvenlik önlemleri arttırılmalıdır. Görüntüleri izleyemedim bile…Çok üzgünüm çok…
Dememiz o ki;
Önünüzde uzayıp giden geçmişinizdir.
Kendinizi ona farklı gözlerle bakarken bulmalısınız, onu görmezlikten gelerek bunu yapamazsınız. Ya da geçmişinizi küçük görerek ya da yücelterek ya da yadsıyarak değil.
Geçmişinizi, kişiliğinizin geçirdiği evrenin kaçınılmaz bir parçası olduğunu kabullenmek belki de acısını çektiğiniz her şeyi onaylamakla hafifleteceksinizdir. Bu yazdığım yazı cumartesi ve pazar günleri sizleri daha da ilgilendirecektir. Bir köşeye not edin ve mutlaka hafta sonu tekrar bu yazıyla denk düşmeye çalışın.
Öyle işte.
Sizle sohbet nasıl geçiyor bende anlamıyorum.
İyi olun, mutlu olun, birleştirici olun.
Pazartesi gününe kadar sizi yalnız bırakıyorum ve sorun istemiyorum.
Ona göre yıldız savaşçıları J
Çok seviliyorsunuz, Mutlu bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle…
Sağlıcakla kalın.
Paylaş