Paylaş
Eylül’ün ilk haftasını da bir güzel şekilde bitirmiş bulunmaktayız.
Ay yay burcunda ilerliyor ve Jüpiter gezegeni ile kavuşuyor.
Bugün iyi düşünmek isterken bazı olumsuz düşünceler dört bir tarafınızı sarabilir. Ya da içinize nedensiz kuşkular düşebilir. Hayatınızla bugün konuşun. Sorun hayatınıza bakalım. Sizinle olmaktan mutlu mu?
O nasıl soru Aygül Hanım? Ben bu hayattan mutlu muyum? Diye homurdanmayın. Tersten sorun bakalım.
Önemli olan hayatınızı yakalamaktır.
İpleri bırakmayın. Yaşam size hiçbir şeyi vaktinde vermiyor gibi gelebilir.
Bu kuraldır.
Sadece sürece güvenirseniz her şeyin vaktinde geldiğini görürsünüz.
Sadece sürece güvenin. Her şeyin bir zamanı var...
Birileri sizin hayatınızın kötü olduğunu ya da nasıl katlandığınıza dair fikirler dikte ediyorsa onları umursamayın.
Aynı zamanda yeri gelmişken şunu da söylemek isterim: Astrolojiyi olumsuz bir araç gibi kullanmayı bırakın. Astroloji az gelişmiş davranışlarınızı haklı çıkartan bir alandır. Bunu bu şekilde tanımlayın. Bu alanları doğru tespit ederseniz büyür ve genişlersiniz. İnsanlar gelişmek istemedikleri ve değişmek istemedikleri zaman olumsuz konuşurlar. Eğer değişemeyeceğine inanıyorsan olumsuz senaryolar sana gerçekçi gelir. Âmâ astrolojinin aslında eksik yönlerini ortaya koymasına izin verirsen yükselirsin. İnsanın eksik yönlerini ya da az bedel ödemesini uygun eğitimler hafifletebilir. Yani belki alacağınız bir resim eğitimi ilerleyen zamanlarda sizin mutsuz bir yönünüzü kapatıp, kötü bir tuzağa düşmenizi veya yanlış bir ilişkiye düşmenize engel olmanızı sağlayabilir.
Hayatımızı yoran boşluklarımız değil midir?
Bugün çeşitli nedenlerden dolayı duygularınızı ifade etmekte zorlanabilir ve dengesiz görünmemek için gayret sarf edebilirsiniz. Bu yüzden bunların hepsini kontrol etmek için kendinizi tanımayı seçin. Bunun için doğum tarihiniz, doğum saatiniz ve doğum yeriniz yeterli olacaktır. Hadi biraz kendi benliğinizi araştırın. Bununla ilgili yardım almak isterseniz instagram sayfam @astromatik takip edebilirsiniz.
Günün tavsiyeli hikayesi;
Doğu da bir zamanlar bilgeliğinin ülkesini bir güneş gibi aydınlattığı, zekâsı ve zenginliğine kimsenin ulaşamadığı bir kral yaşarmış. Bir gün vezir üzgün bir yüzle kendisine gelmiş,
- “Yüce sultanım, siz ülkemizdeki en akıllı, en yüce insansınız.
Yaşamınızın ve ölümümüzün efendisisiniz. Ülkede yolculuk ederken neler duydum, biliyor musunuz? Her yerde insanlar size şükrediyor. Fakat bazı insanlar sizin hakkınızda çok kötü konuşuyorlar. Alay ediyorlar ve akıllı kararlarınızı eleştiriyorlar. En güçlüden daha güçlü olan sizin gibi bir hükümdarın ülkesinde böyle başkaldırılar nasıl olabilir?” demiş.
Sultan hoş görülü bir gülümsemeyle cevap vermiş:
- “Krallığımda ki her insan gibi sizler için neler yaptığımı biliyorsun. Yedi ülke benim kontrolümde. Benim yönetimimdeki bu ülkeler gelişti, zenginleşti. Bu yedi ülkedeki insanlar beni adaletimden dolayı seviyor. Tamamen haklısın. Birçok şey yapabilirim. Şehirlerimin dev kapılarını kapatabilirim. Fakat yapamayacağım bir şey var. Tebaamın (Halkımın) ağzını kapatamam. Asıl önemli olan bazı insanların benim hakkımda kötü şeyler söylemeleri değil, benim iyi şeyler yapmam.”
Dememiz o ki; şehir kapısı ve ağız kapısı arasındaki farkı ortadadır. Sonuç ne olursa olsun, sizler mutlaka gücünüz varken de yokken de hep iyi olana odaklanın ve iyi olanı yapın. Kimsenin ne dediğinin ne söylediğinin bir önemi yoktur. Sen doğru dur, eğri cezasını bulur…
Mutlu bir gün, harika bir haftasonu dilerim…
Paylaş