Paylaş
Buraya geldiniz ve ne konuşulan dili biliyordunuz ne de adetleri tanıyordunuz.
Hatta yürüyemiyor ve kendinizi doyuramıyordunuz. Tümüyle onların insafına kalmış̧ haldeydiniz. Sonra ne olduysa üç yaş civarında dil işinde ustalaşınca işi çözdünüz.
Bu iletişim size neyi öğretti?
Sevgiyi nereden alacağınızı, ölmeden hayatta kalmayı başarmayı ve zorlukları nasıl aşacağınızı.
Öyle değil mi?
Bugün bunu bir düşünün.
Dünkü yazı üzerine hepinize teşekkür ederim.
Hepinize çok teşekkür ederim. Ne mesajlar geldi sizlerden dün. Ne güzel şeyler yazdınız. Sanırım yolda biraz yorulmuşum. Tam soluklanacak yer ararken yürümeye devam etmeye çalışmışım. Sonra üzerine “geçiştirme yazılar” cümlesi beni birden yıkmış. Abartılacak bir durum değildi ama hani kağıt kesiği nasıl acıtırsa öyle diyelim. Ama sizler böyle görünmez olup da nasıl böyle sarıp sarmaladınız?
İhtiyacım varmış daha fazla yol yürüyebilmek için belki de sizin varlığınızı hissetmeye…
Herkes el salladı dün bana,bak ben buradayım dedi…
Bende el sallıyorum sizlere...
Birine çok güldüm. Onu paylaşayım.
“Aygül Hanım işinizi sizin kadar iyi yapan birini daha önce tanımadım. Yazınız, üslubunuz inanılmaz güçlü. Ne zaman kitabı çıkar diye deli gibi beklediğim bir isimsiniz. Ne çıkar acaba bu akıl dünyasından diye hatta kurguluyorum. Bunu tahmin etme kısmı bile heyecan verici. Bende etkiniz öyle güzel ama karakterinizi beğenmiyorum. Olsun bu sizi okumamam için bir neden değil? Bilginize ve tecrübelerinize saygı duyuyorum. Herkesin karakteri kendine. Başarılarınız daim olsun. Asla yolunuzu bırakmayın, ben kitabınızı bekliyorum”
Yazıyı siz de benim gibi 2-3 kere okudunuz mu bilmiyorum ama 4.kezden sonra gülmeye başladım. Haklı bir yanı vardır elbet ama Allah bilir hangi noktada harcadı beni bilmiyorum. Ya da karakterimi anlayacak kadar ne oldu aramızda hiçbir fikrim yok ama samimi geldi açıklama J Biraz kaş yaparken göz çıkartmak olmuş gibi ama kaşı güzel çizdiği için göz çıkmamış gibi diyelim… J
Gerçekten inanılmaz güzelsiniz ve iyi ki varsınız. Söz veriyorum beyfendiciğim sizin için kitap işini hızlandırıyorum.
Yaz’a ne yapacağız biliyor musunuz?
Güzel astroloji buluşmaları ve harita sohbetleri yapacağız, kitap imzalayacağız, çimlerin üzerinde oturup kahve içeceğiz ve yüzümüze esen o tatlı ılık rüzgarla, sırtımızdan vuran güneşin sıcaklığı ile tebessüm edeceğiz…
Sonra siz bana ne günlerdi Aygül Hanım değil mi diyeceksiniz. Neler yaşadık diyeceğim ama geçti…Artık hepimiz birer kahraman olarak anılacağız.
Ben size o günlerin gökyüzü konumlarını anlatacağım ve sonra bir daha böyle bir şey yaşamayacağız diyeceğim…
Sevdiklerimiz yanımızda olacak…
Yaşam kaldığı yerden değil, yeni yerinden başlayacak…
Lütfen birbirimize yardım edelim.
Sizden rica ediyorum. Bakın nisan’ın birine geldik. Ev kirası ödeyenler, maaş alamayanlar, fatura ödemeyenler vs. çevremizde dolu olacak. Bir kişi bir kişidir. Lütfen insanlığımızı hatırlayalım. Görür de gücünüz yetmese bile bana mail atın. Köşe yazısında, sosyal medya da duyuralım. Belki gücünüz vesile olmaktır. Duyarsız kalmayın kimseye lütfen… Kimin bir ihtiyacı ve eksikliği varsa tamamlayalım. Elden ele yayalım. Herkes kendi yardım sistemini kursun. İnanın yardım işi de nasip işi. Bazen birine yardım etmek istersin bir tane ihtiyaç sahibi bulamazsın. Nasip olmadı mı olmaz. Dua ediyorum hepiniz için…Yardım edebilmeniz nasip olsun..
Hayat ikiye ayrılıyor:
Ben mi? biz mi?
Yani size şöyle anlatayım bu konuyu;
-Diyelim ki bir arkadaşınıza mesaj attınız ve arkadaşınız mesaja geç cevap verdi. Onu birden durup dururken takipten çıkarttınız ve aynı yerden bakmıyoruz diye düşünmeye başladınız.
-Ya da arkadaşınız size söz verdi ve size gittiğinde getireceği bir şeyi getirmedi. Siz bu duruma kendi yargınızla yaklaşarak onu samimiyetsiz buldunuz. Hayatınızdan çıkarttınız.
-Başka bir olaya bakalım. Arkadaşınızı sosyal medyada beğenmiyorsunuz ya da size yorum yapmıyor diye konuşmama kararı aldınız. Belki de size değer vermediğini düşünüyorsunuz.
-Ya da bir cafe’ye girdiniz. Sevdiğiniz arkadaşınız sizi görmemezlikten geldiğini düşündünüz ve siz eve döndüğünüzde onu sildiniz ve arkadaşlığınızdan çıkarttınız.
-Ya da ufak bir yazışmadan başka bir insana bana hakaret mi ediyorsunuz diye saldırgan bir tavır ile yaklaştınız.
Görüldüğü üzere ben bu örnekleri çok fazla bir şekilde sizlere çoğaltabilirim veya benim aklıma gelmeyen birçok algoritmayı defalarca yazabilirsiniz.
İşte bu dönem seçim zamanı diyebiliriz. Ama yukarıda saydığım kadar akılsızca seçimlerden bahsetmiyorum. Şu an böyle detaylara takılıyorsanız üzgünüm “bencilsiniz”.
Kendinizi yeniden güncelleyin.
Böyle olmayı hak etmiyorsunuz.
Kaba olmayın.
Her zaman hoşgörünüzü koruyun.
Güç zehirlenmesi yaşamayın.
Eskilerden sevdiğim bir sözle kapanış yapalım: Güvenme güzelliğine bir sivilce yeter, güvenme malına bir kıvılcım yeter…
Mutlu günler dilerim.
Paylaş