Paylaş
Astroloji ve gökyüzü sizlere duygusal tuzaklarınızı hatırlatır. Bunun aydınlanmasını yaşadığınız da bu hataya düşmemek için gayret gösterirsiniz. Şikâyetçi olmak yerine kendinizin bir mucize olduğunu unutmayın. Yavaş ve sabırla çalışmak, güzel işler çıkartır. Tohumlar yavaşça gelişir, acele etmezler. Her oluşumun bir süresi vardır. Her canlı yaratılış gayesine göre farklı seviyelerde hayata hazır hale gelir. Bunu bilerek sabrı en faydalı araç olarak kullanmalısınız. Başarı ve gelişim için farklı açılardan hayata bakmayı öğrenmelisiniz. Bakmanın değil görmenin önemli olduğunu bugün bir kere daha anlayabilirsiniz. Bakış açılarının her insanda ayrı olduğunu unutmayın. Her insanın parmak izi ayrıdır, bunu düşün. Bakış açınızı değiştir.
Unutma bir fil için bir kova su ona yetersizken bir balık için yaşam alanıdır. Kim olarak olaylara baktığın önemli. Bakış açını ve vizyonunu geliştir. Kendi içinde duygularını bastırmaktan vazgeç. İçinde yaşanmamış söylenmemiş ne varsa artık bunlarla yüzleşmeye hazır ol Korkma. Osho’nun dediği gibi; Bastırma, yaşaman gerekmeyen bir hayatı yaşamak demektir, Bastırma hiçbir zaman yapmayı istememiş olduğun şeyleri yapmaktır. Bastırma olmadığın bir kimse olmak demektir. Bastırma kendini yok etmenin bir yoludur. Bastırma yavaş bir şekilde zehirlenmedir. İfade etmek hayattır, bastırmak intihar… Yaşamı seç…
Gelelim günün Tavsiyeli Hikâyesine;
Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg (Zümrüd-ü Anka ya da batıda bilinen adıyla Phoenix) , Bilgi Ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesidir.
Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi... İstek, aşk, marifet, istiğna, tevhit, hayret ve yokluk vadileri...
Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş...
'Aşk denizinden geçmişler önce...
'Ayrılık vadisinden uçmuşlar...
'Hırs ovasını aşıp,
'kıskançlık gölüne sapmışlar...
Kuşların kimi aşk denizine dalmış, kimi ayrılık vadisinde kopmuş sürüden...
Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle...
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış): Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış; Baykuş yıkıntılarını özlemiş; Balıkçıl kuşu bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi 'şaşkınlık' ve sonuncusu Yedinci Vadi 'yok oluş'. Bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş: Farsça 'is', 'otuz' demektir. ...murg' ise 'kuş'...
Simurg'un yuvasını bulunca öğrenmişler ki; 'Simurg - otuz kuş' demekmiş. Onların hepsi Simurg'muş.
Her biri de Simurg'muş.
Dememiz o ki ; 30 kuş', anlar ki, aradıkları sultan, kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yok oluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız zaman ha gayret ne dersin… Belki çektiğin acı ve zorluklar senin kendini bulman için sadece geçici bir yolculuk. Kendini bulduğunda her şey yoluna girecek.
Paylaş