“Bir başkasının göklerden baktığını ve O’nu hoşnut etmen gerektiğini anımsa.”

Buradan uzaktan birilerine mektup yazar gibi yazıyorum her gün.

Bu köşede gökyüzü ile yeryüzü arasında yaşanılanları size aktarmaya çalışıyorum.

Gelen mailleriniz ve destek mesajlarınız öyle güzel ki. Ne kadar teşekkür edilse az.

İnsan o maillerden sonra bırak önüne koyulan taşları kaldırmayı, dünyayı yerinden oynatabileceğini düşünüyor.

*

Ben buraya yazılarımı yazarken hiç okunmuyorum düşüncesiyle yazmayı seviyorum. Sanki çok uzakta biri var ve o çok uzaktaki biri ile hiç karşılaşamayacağım ama ona kendimden haberler vermek durumundaymışım gibi yazıyorum. O zaman kendim gibi oluyorum.

Kendim olmadığım hiçbir şey beni mutlu etmiyor ki…

Aksine acı veriyor.

*

Sürekli yazmışsınız ve şu soruyu sormuşsunuz.

Aygül hanım bu yaşadıklarınız için biz ne yapabiliriz.

Nasıl yardımcı olalım.

Düşünmeniz yeter, var olun ama olaya buradan bakmayın.

Önemli olan bana bunları kimin yaptığı ya da neden yaptığı değil ki.

Çok şükür sağlığımız yerinde!

Gerisi hep boş aslında…

Ama yaşamak için, ayakta kalmak için menfaatlerini önüne alan ama vicdanını yok sayan insanlara tahammül etmek zorundayız. Bunları yazma sebebim.

Dünyada tek siz bunları yaşamıyorsunuz.

Herkes yaşıyor demekti.

Hepimiz bu tür sorunlarla zaman zaman boğuşuyoruz. Yalnız değilsiniz mesajını yakalıyor olmanızdır. Ya da ben kendi hayatımda gökyüzü ile ilgili bu tür konuları nasıl yönetiyorum, size örnek olması içindir. Yoksa bu tür sorunlar ve bu tür insanlar hayatımızda hep olacaktır ve biz hep bunlarla mücadele vermek durumunda kalacağızdır.

Şunu da çok rahat söyleyebilirim ki benim bu sorun olarak söylediğim konuyu hayatımda bir saat içinde çözebilecek güçte birileri varken ben buna yeltenmiyorum. Kendi onurumla ve bugüne kadar verdiğim emeklerimle kendim çözmeye çalışıyorum. Sistem buna uygun değil ama sisteme ayak uydurmak için insan kendisine saygısını yitirirse sonrası için ne olur?

Elbet bir gün kamu vicdanı gelişmiş birine denk geleceğimi biliyorum. Elbet bir gün liyakatin beni bulacağını biliyorum. Çünkü ben bunları korumak için çok çalıştım ve çok savaş verdim.

*

Romalıların kölesi büyük filozof Epiktetos, bütün yaşamını mutluluk ve sakinlik yolunda harcamıştır. Yetkinleşmek yerine gelişmeyi vurgular ve günden güne geliştiren erdemli bir yaşamı savunmuştur.

Bu yaşanılan olaylar ve konular sizlere de ilham olsun diye paylaşıyorum. Yoksa bunların hepsi çözülür. Çözülememe gibi durumu yok. Sadece sizden istediğim empati gücünüzü yükseltin. İnsanlara unutamayacakları ne sözler söyleyin ne de hisler bırakın.

Ay bugün oğlak burcunda seyrine başlayacak ve Satürn-Plüton ve Ay düğümleri ile önümüzdeki birkaç gün temas halinde olacak. Aynı zamanda Plüton gezegeni gerileme hareketine başlıyor. Şimdi bu önümüzdeki birkaç gün daha kaygılı ve endişeli davranışlar içinde olabilirsiniz. Duygularınızda bir mesafe ve soğuma hissedebilirsiniz. Bir şeyleri yeniden yıkmak ve yeniden yapma cesaretini içinizde bulamıyor gibi olsanız da aslında bunu yapabileceğimiz en güzel günlerde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Birçok insan özgürlüğün, kendilerini iyi hissettikleri şeyleri yapmak ya da rahatlık ve kolaylık sağlayan şeyleri geliştirmek yoluyla geldiğini düşünerek yanlış yola yönlenirler. Yaşadığınız baskı duygusu size hata yaptırmasın.

Gerçek özgürlük bizden bazı şeyler ister.

Birbirimizle temel ilişkilerimizin keşfedilmesi ve anlaşılması,

Başkalarına karşı görevlerimizi coşkulu bir şekilde yerine getirmemiz yoluyla,

Herkesin özlediği gerçek özgürlük gerçekten mümkün olabilir.

Allah’ın kurduğu düzen zekâ sahibi bir düzendir. Kendi kararınızı adalet ve iyilik beklentisi üzerinde sabitleyin. Yaşadığınız olayların içinde kendilerini size gittikçe artan ölçüde göstereceklerdir. Niyetleri ve amaçları ile evreni yöneten bir matematiğin var olduğuna güven duyun. Yaşamınızı bu matematik formülü üzerine uyumlu hale getirmeye ve onunla yönetmeyi kendinize en üstün amaç edinin.

Olgun bir yaşam, ilkelerle yaşanır.

Yaşınız kaç olursa olsun ilkelerinizden asla ödün vermeyin.

Ya da bugüne kadar bir ilke edinmediyseniz bunu artık oluşturma zamanı gelmiştir.

Kısaca; İnsanları kendi kişisel duygu, inanış ve durumları üzerine söylediklerine değer vermeyin, onlar ruhsal değerlerle yaşamıyor olabilirler. Herkes ruhsal bir değerle yaşayamaz. Bizim ise gereğinden fazla bir ruhsal değerle yaşıyor olmamız bizim suçumuz değil, karakterimizin gücüdür.

Mutlu günler dilerim…