Paylaş
Koştura koştura bir haftanın perşembe gününe daha gelmiş bulunmaktayız.
Boğa burcunda gerçekleşen dolunay, yaşamımız da bizleri çaktırmadan bazı değişimlere götürmektedir ama bu değişimler zaman zaman bizim gururumuzu kırıcı, ruhumuzu incitici veya hala neden aynı duyguları yaşadığımızı kendimize sorgulatıcı olabilir.
Toplum içinde yaşayan insanlar olarak problem çözme yeteneğimizi geliştirmemiz gerekmektedir. İnsan içindeki iç görüyü kaybettiği zaman problem çözemiyor ve bir müddet sonra başına gelenleri kabul etmiyor. Astroloji sizin içinizdeki iç görüyü koruyor.
Doğum haritası, insanın kendisiyle alakalı gelişen durumları bir tür kabullenme şeklidir.
Kendi kafanızda yarattığınız dünyayı kabul ederseniz sosyal yaşamdan uzaklaşırsınız.
Bu sizi yalnızlaştırır. İnsan gerçeği kabul edince sorunları aşabiliyor. Bu çok az insanın başarabildiği bir şey aslına bakıldığında. Çok kolay olmadığını da biliyorum.
Bazen bir şey oluyor ve neden olduğunu anlamıyorsunuz. İnsanların insanlarla empati yapması öylesine zorlaşmaya gidiyor ki…
İnsanın şu dünya şartlarında kendini idare edebilmesi, aklını koruması, iç görüsünü kaybetmemesi için mücadele vermesi gerekirken bununla birlikte para kazanması, çalışması, sevmesi, sevilmesi gibi hayatta kalabilmesi için vermesi gereken savaşları da var. Bir de bunlarda yetmez gibi yok trafikte korna basanı, yok işyerinde yerinden etmeye çalışanı, anlamsız güç savaşları içinde birbiriyle kavga edenleri de var. İnsanlar tüm egolarını bir kenara bıraksa da sarılsa birbirine çok mu zor?
İşte sizler neden astrolojiyi seviyorsunuz ya da neden her gün bu köşeyi okuyorsunuz?
Çünkü hayatı ve yaşadıklarını anlamak istiyorsunuz. Bu sizin en doğal hakkınız.
Astrolojiyi kimi insanlar küçük görüyorlar ve belli alanlarda dalga konusu yapıyorlar.
Bir yere kadar hepimiz bunun mizahına gülüyoruz ama daha fazlası üzücü olabiliyor.
Astroloji ile ilgilenmekten korkmayın, utanmayın. Ben çok korkmuş ve utanmış biri olarak söylüyorum. Bu konularla ilgili neler yaşadığımı anlatsam sizlere roman olur. Âmâ olsun hiçbir değeri yok. Herkesin dalga geçtiği o şey beni ayakta tuttu. Beni ayakta tutan şey şu an yazılara dökülüyor ve bunun sayesinde milyon tane okuyucumu ayakta tutuyor. Sizlerde birilerini ayakta tutun. Evren görünmez iplerle birbirine bağlı bir şekilde bağlıdır. Astroloji muazzam bir öngörü sanatı.
Bugünün en önemli iç görü geliştirilmesi gereken konumuz nedir?
Ay ikizler burcunda ilerliyor. Neptün gezegeni ile 90 derecelik bir açı yapacak.
Bireysel ihtiyaçlarınızla, toplumsal ihtiyaçlar arasında bir denge kurun.
Huzur ve güvenlik sağlamak isterken bazı şeyleri inkâr edip, acılarınızı uyuşturmayın.
Duygusal zorluluklarla başa çıkmak için önce güçlü bir bedene ihtiyacınız var. Bugün gerçekten özlem duymak istediğin ve tam olarak ulaşamayacağın bir şey olabilir. Hatta tanımlayabileceğin bir özlem hissedebilirsin. Aşka can attığınızı düşünme tuzağına düşmemeye çalışın, çünkü şimdi aşkı aramaya çıkarsanız muhtemelen tüm yanlış yerlere
bakacaksınız! Biraz daha sabırlı olursanız daha iyi bir şekilde anlaşacağınız birisiyle iletişim kurabilirsiniz, ancak bu kısa geçiş sırasında, karamsar ve hassas hissedebilirsiniz. Gelişmemiş, terkedilmiş veya suçluların daha fazla olduğu bir yerde yaşıyor gibi hissedip kendinizi manipüle etmeyin. Merhametinizi koruyarak kendinizi savunmayı öğrenme zamanındasınız.
Yeni bir çağ geliyor! Satürn Kova’ya kendinizi hazırlıyor musunuz?
Satürn 10 Mart 2020 yılında kova burcuna geçiş yapacak. Sosyalleşerek yalnızlaşmaya doğru ilerleyeceğiz ve daha fazla insan olmaya ihtiyacımız olacak. Nasıl başa çıkacağız bunlarla?
İletişim becerilerinin zayıf olması bireysel ve toplumsal anlamda ciddi birçok sıkıntıya yol açmaktadır. Toplumlarda modernleşmenin yalnızlığı da artırdığı görülmektedir. Göç, insanların yaşadığı konutların küçülmesi ve buna bağlı olarak geniş ailelerden çekirdek ailelere geçiş, artan medya tüketimi ve bilgiye erişimin kolaylaşması kişilerarası ilişkilerin daha da zayıflamasına sebep olan başlıca faktörler olarak sayılabilir. Teknolojinin önemi artacak ve gıda terörü diye bir şeyler duymaya başlayacağız. Bu terimlere hazır mısınız?
Öngörülü bir şekilde ilerlemek istiyorsanız gıdalarınızı organik ve kendiniz en doğal şekliyle hazırlayın. Yavaş yavaş bunların hazırlıklarını yapın. Yediğinizi içtiğinizi yanınızda taşımaya başlayın. Çocuklarınızı veya çevrenizi bu noktada alıştırın. Bakış açınızı değiştirin artık. Eskisi gibi kalmayın. Değişin ve farklı olun.
Gelelim günün hikayesine;
Fransa’da, ağır işçilerin işleri hakkında ne düşündüklerini incelemek üzere araştırmayı yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir. Görevli, ilk işçiye yaklaşır ve sorar:
“Ne yapıyorsun?”
- “Nesin sen, kör mü?” diye öfkeyle bağırır işçi.
- “Bu parçalanması imkânsız kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum. Bu çok ağır bir iş, ölümden beter.” Görevli hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci işçiye yaklaşır.
Aynı soruyu sorar:
- “Ne yapıyorsun?” İşçi cevap verir:
- “Kayaları mimari plana uygun şekilde yerleştirilebilmeleri için, kullanılabilir şekle getirmeye çalışıyorum. Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve çocuklarım için para gerekli sonuçta bir işim var. Daha kötü de olabilirdi.”
Biraz cesaretlenen görevli üçüncü işçiye doğru ilerler.
- “Ya sen ne yapıyorsun?” diye sorar.
- “Görmüyor musun?” der işçi kollarını gökyüzüne kaldırarak.
“Bir saray yapıyorum.”
Dememiz o ki; sarayınızı yapın…
Mutlu günler dilerim…
Paylaş