Paylaş
Üç gündür kendimi Cuma gününde sanarak yaşadım. Sonunda bu eziyet bitti ve cuma gününe kavuştum. Artık Cuma gününde olduğumdan emin olarak devam edebilirim.
Bugün dokuz günlük bir tatil başlıyor. Umarım sağ salim, kazasız belasız bir şekilde bayramımızı geçiririz.
Gökyüzünde durum nedir?
Öncelikle bu güzel kadir gecesinde gökyüzünde ay fazı en asaletli olduğu yer olan boğa burcunda yer almaktadır. Özellikle Eski kadim astrologlar Ay’ın boğa burcunda 3 ve 4 derecelerinde en güçlü olduğu zamanlardan bahsederler. Aynı zamanda akşam saatlerine doğru uranüs gezegeni ile kavuşum halinde olması dünya üzerinde harika bir manevi gücün olduğunu içlerinize hissettirecektir.
Gün geneli gerçekten gökyüzü bir muhteşem.
Manevi olarak hayır duaları almayı,insanların gönlünü hoş tutmayı tercih edin.Büyüklerinizi arayın sorun.
Şunu unutmayın ki bu hayatta herşey gecici…
Kalıcı olan tek şey bu dünya üzerinde siz gittikten sonra sizi anan insanlar olacak.
Sevgiyle ve saygıyla güzel şeyler yaptığımız, çevremize destek olduğumuz, iyi insanlarla karşılaştığımız, bereketli bir ömür diliyorum hepinize…
Kimsenin size yaptığı kötülük yüzünden kalbinizi kirletmeyin…
Herkes yaptığının bedelini er ya da geç öder…
Hayırlı kandiller.
2018 yılının sonundan beri ülke gündemine farklı bir bakış açısı ile bakıyorum.
Satürn oğlak serüvenini inceliyorum ve tek tek yazıyorum.
Biliyorsunuz hep bahsettik. Satürn gezegenin oğlak burcunda olmasının bir güç olduğunu ama bu gücü kimlerin iyi ya da kimlerin kötü kullanıyor olduğunu gördüğümüz bir dönem içinde olacağımızdan söz ettik. Güç zehirlenmeleri günden güne artarken, ahlaksızlıklar ve edepsizliklerde aynı zamanda gayet açık bir şekilde ifşa olma noktasına geldi.
Bence ülkenin en ama en önemli gündem maddelerinden biri pedofoli olmalıdır.
Çocuklara karşı yapılan bu iğrençliğin hiçbir açıklamasını ya da bir nedenini bulamıyorum.
İnsanoğlu, nasıl bir beceriksizlik ve yetersizlik duygusu içinde hissediyor ki kendinden daha aciz ve güçsüz varlıklar üzerinde kendini ispat etmeye çalışıyor. Yani ruhunun ya da aklının neresi eziliyor da bu eziklikle bunu yapabiliyor. Eskiden kendilerini ispat için beklentiler farklıydı (güzellik, güç, itibar vs.). Şimdi ne oluyor da, minicik çocukların üzerinde bunu yapma fikri içindesiniz. Bu ülkede çocuklara gerekli önem ve değer verilmediği kararında artık çok net düşünüyorum. Bunun içinde ses getirecek bir değişim olmadığı sürece bu fikrim değişmeyecek.
Mesela Amerika’da ilk önce sıralama da çocuklar,
Daha sonra kadınlar,
Sonra yaşlılar ve
En son da erkekler geliyor.
Bu önem sırasını bu şekilde belirtiyorlar.
Örnek vermek gerekirse ilkokul çağındaki çocuklar ebeveynsiz asla sokaklarda görülmezler. Bu ancak ve ancak sınırlı alanlarda basketbol ya da beysbol oynarken yalnız kalabilirler ya da bulundukları alanları yönetenlerin gözetmenlikleri içerisinde hareket ederler. Yani hiçbir çocuk kaderine terkedilmez. Çocuklar sürekli gözlem ve gözetim altındadır. Çocukların bindikleri okul servisleri çocukları evlerine bırakırken çok özel protokol kuralları uygulanır. Yani önce servis çocuğu bırakacağı zaman durmadan önce yavaşlarken yan aynalarının her iki tarafından da stop lambalar açılır ve işaretleri yanıp sönmeye başlar. Tüm arabalar saygı duruşuna geçer. Asla hiçbir harekete geçemez. Eğer orada bir çocuğa arabayla vurursanız idam edilirsiniz.
Okulda servisten inerken çocukları, sabah öğretmenleri tarafından karşılanarak ve hizalanarak sınıflara alınıyor. Çocuklar okul çıkışında çıkarken polisler gözetiminde servise biniliyor ve asla çevrede yabancı hiç kimse kabul edilmiyor. ABD genelde servis şoförleri çocuklarla daha fazla empati yapılabilmesi için kadınlar tarafından seçiliyor. Sağlıkla ilgili yaşadığı sorunlarda bağlı olduğu doktor tarafından evine ziyarete geliniyor. Okula ateş ölçümüne geliniyor vs.
Daha fazla detayları yazmayacağım ki övdüğümü düşünmeyin diye.
Sonra malum söylenmeye başlarlar “Yine yabancılara özenmeye başlıyorsunuz” diye ..
Burada ifade etmek istediğim şey bizim ülkemizde de bu şekilde olabilir.
Neden olmasın?
Başka önemli bir konudan bizim anne babalarımızın da çok yeterli ve ilgili olmayışlarıdır. Bizimde suçlarımız var.
Rahatız ve asla öngörülü değiliz.
İzliyorum bazen anneleri, babaları.
Bakıyorum önümde 2 yaşında çocuk almış başını gidiyor. Diyorum “çocuk gidiyor” bir şey olmaz o gelir buraya diyor.
Nasıl gelir ya nasıl eminsin?
Ya gelmezse yahu.
Çocuk bu …
Eskiler hep der ya çocuk aklı…
Aklı ermiyor işte…
Çocuk aklının erdiği ne var biliyor musunuz? Geçtiğimiz günlerde bu sorunun cevabını, devlet kurumunda çalışan bir arkadaşım aracılığıyla aldım. Kalbi kendilerinden kat kat büyük koruma altındaki çocuklar, kilometrelerce uzaktaki kardeşlerine can olabilmek için kumbaralarında ne varsa dökmüş ve Nijer’de bir su kuyusu yapılması için yetkililere teslim etmişler. Çocuklar bu dünyanın asıl ihtiyacını –paylaşmayı ve sevgiyi- çözmüş ve harekete geçmişken, biz yetişkinler bu canlara can katabilmek yerine sosyal medyada paylaşılacak iki cümle ile yetinmeyeceğiz değil mi?
Ya biz neden bu noktaya gelemiyoruz?
Neden bu ülkede disiplinli olmayı, kurallı olmayı öğrenemedik?
Neden sadece acı vermek üzerine kuruluyuz?
Utanma duygularımız neden yok oldu, müstehcenlik diye bir kavram vardı ne oldu ona?
İnsan şeytanla kılık mı değiştirdi?
Ben acı çekiyorum.
Toplumsallaşmamız ve artık bu tür konulara ses çıkartmamız gerekli.
Ahlaksızlık arttıkça özgürlüğümüz elden gidiyor.
Özgürlük olmazsa yaşayacak alanımız kalmaz.
Satürn Oğlak seyrinde bu işleri bir hal ve yordamına koymamız lazım…
Bir şeyler düşünün yapalım…
Ben düşünüyorum…
Bu arada sürem doldu ama kısaca şuna da değineyim,
Beşiktaş’ta bir eğlence mekânında bilet satıştan sorumlu emekçi kardeşime yapılanı ise ayrıca yazacağım. Çalışacaksın, evine ekmek götüreceksin ama neymiş kendini bilmez bir patron gelecek beni nasıl görmedin diyecek egosunu tatmin edecek. Görüyorsunuz dimi insanlar kendilerini nasıl idare edemiyorlar. Güç zehirlenmesi demiştim başında. Bu konuyu ayrıca paylaşacağım. Kimsenin yaptığı yanına kalmaz. İlahi adalet kötüler için her zaman acı verici olmuştur…
İyi hafta sonları diliyorum.
Ben saat 16:00’da Show radyo da Cengiz Semercioğlu’nun konuğu olacağım. Haziran ayını konuşacağız. Bekleriz.
Paylaş