Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır.

Bugün tarih atarak başlamak istedim yazıma.

Güzel bir rastlantıyla görüşmek istediğim insanlar var.

Ama arayıp sorup görüşmek değil bu.

Bir rastlantı gibi olduğunu bilerek görmekte diyebiliriz.

Ya da her şeyi bir rastlantı gibi yapmakta denilebilir.

Niye aramıyorsun peki?

Rastlantılar güzel ve çaresiz gelir bana hep…

Ne bileyim, tuhaf işte öyle …

Bu köşede yazılan yazılara dolu dolu övgüler yazıyorsunuz.

Hepinize sonsuz teşekkür ederim. Beni okuduğunuz için ve destek verdiğiniz için.

Burası bizim ortak anlaşma mekânımız, biliyorsunuz.

Öz bedenimle söz beden arasında inanılmaz bir farkın keşfindeyim.  

İçimdeki gel-gitler neyin nesi inanın bilmiyorum. Belki biraz kahvesizlik veya susuzluğunda etkisi var mıdır diyor üzerinden geçiyorum.

Bu yazılara övgünüz benim inandığım felsefemi bana kanıtlıyor.

Evet... artık daha fazla inanıyorum, insanın insanda çoğaldığına...!
Övgüleriniz birer pırlantadır.

Mücevherdir…

Benim onları koruyacak öylesine bir korunağım yok…

Bu yüzden az övgü verin.

Ülkenin ve toplumun halinden pek memnun değilim bu aralar. İzinde memnun olmadığınızı biliyorum. Siyasi yorumlar yapmıyorum malum sizlerde pek tahammüllü değilsiniz. Gökyüzü ferahlıktır, gökyüzü aydınlıktır diye çıktık yola…

Ben mi aday olsam acaba diye düşünüyorum bugünler de ya da Haluk Leventten mi rica etsek.

Artık tartışmaktan ve yapılan haksızlıklara kafa tutmaktan yorulmuş duygularımız var.

Satürn oğlak ne güzel öğretiyor bizlere ahlaklı, omurgalı ve dik olmayı.

Nasıl güzel dersini veriyor.

Akıllar daha önce neredeydi sorusunu ne güzel sordurtuyor?

Evrimler var, devrimler var.

Vitaminlerle, hormonlarla şu yaşadıklarımızı değiştirebilir miyiz bilmiyorum…

Deniz dalgalı, ufuk alaca karanlık, yüreklerimiz sıcacık, boralar kadar güçlü soluğumuzla, Donkişot örneği yollardayız.

Şimdileri biz, ideolojideki insana doğru yelken açmış kürek çekiyoruz.

Yelkeni açmayı başardık mı acaba bide bu gerçek insanı deli etmiyor mu?

Güzel bir özgürlük var bugün, içimde ve dışımda.

 Dinlendikçe, dinginleştikçe, yel değirmenlerinin gölgesi üzerimize vuracaktır…

 "Önüne kötülük etme fırsatı çıkmamış kişiye, iyiliğinden ötürü teşekkür edilebilir mi?"

 İşte bugün bu soruları sorun bakalım kendinize. Ne ben sizden farksızım ne siz benden…

Sarılıyorum sevgiyle…

Mutlu günler dilerim.