Paylaş
Astroloji, hayatımızın mevcut enerjilerini parçalamaya yardımcı olmak için mükemmel bir araçtır. Olması gereken olacaktır. Geleceğe dair tahminlerimiz ve yaşama ihtimalimiz olan şeyleri biliyor olabiliriz ama asla engel olamayacağız. Bu nedenle, koltukların arkasına saklanmaktansa olup bitenlere dayanmak için daha donanımlı biri haline gelmek için gökyüzüne bakmalıyız.
Gezegenlerin aynı anda Güneş'in bir tarafında üst üste dizilmesiyle meydana gelen astronomik bir olay gerçekleşiyor.
24 Haziran sabahı gezegen dizilimi daha büyüleyici olacak.
Başlangıç olarak, Merkür önde gelecek ve diğer gezegenlerle geçit törenini daha net görebileceksiniz. Bu muhteşem manzaranın keyfini çıkarmak için astronomlar, Merkür ufkun üzerine çıktığında bir saat boyunca izleyebileceğimizi söylüyor. Astronomik olan bu olayı onlara sorduğunuzda astrolojik bir önemi olmadığını söylerler. Âmâ eski kadim bilginlere sorarsanız deprem, salgın, yangın, savaş ya da kuraklık gibi olaylarla meşguliyet oluşturduğunu söylemekteler. Kişisel olarak insanların hayatlarında büyük değişimlere işaret ettiğini söylerler.
2020 senesinde gezegenler böyle dizildiğinde yüzyılın pandemisi ile uğraşmıştık. Yeniden başka bir salgın gündeme gelebilir. Ama gelip geçici ya da hızlı çözüm bulunan bir durum ile sonuç alınabilir. Çünkü bu gezegenler o zamanki gibi büyük kavuşum yaşamayacak. Aynı zamanda 2004 yılında benzer durumlar söz konusu olduğu için Google gidip 2004 yılında ne olduğunu yazabilirsiniz. Bu erken seçim gerektiren durumları gündeme getirebilir.
Şu an gökyüzünde 5 gezegen aynı hizada dizilmiş bir şekilde ilerliyor. Sizler bunu çok endişe verici bulurken aynı zamanda hayatımıza yansımasının neden hızlı olmadığını sorguluyorsunuz. 5 kardeş geliyor denir ya işte öyle…
Eskilerin bir lafı vardır: Allah’ın sopası yok ki?
Allah’ın insanlara, hakkaniyetini insanlar gibi değil kendi yöntemleriyle ulaştıracağını vurgulayan gerçek.
Geçenlerde sosyal medyamda paylaşım yaptıktan sonra sizin yorumlarınızı okudum. 5 değil 100 tanesi bir araya gelse bende yaprak kımıldamaz demiş. Diğeri devam etmiş diğerine soruyor: “bir insanın hayatında hiç mi iyi bir şey olmaz” diye…
Şöyle uzunca geçmiş hayatıma bir göz gezdirdim.
Neler yaşandı ve ne zorluklar ama bir gün dahi olsun ağzımdan şu sözler çıkmadı. Size yemin edebilirim. Tüm kalbimle doğru söylüyorum.
Hiç böyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum. Hep devam ettim.
Bu benim ailemin beni yetiştirme tarzı ile alakalıydı sanırım.
Geçen gün akrep burcu babamla sohbet ediyorum. Laf aramızda çok sohbet edemeyiz. Muhakkak eleştirilirim ve muhakkak konu tartışmaya gider. Bende zihnen çok yorulduğum için hep kaçarım.
Geçen gün oğlumun psikolojisine dair bir fikirde bulundum. Dedim ki psikolojisi bozulur vs…
Döndü bana cevap olarak: Psikoloji gibi bir şey olduğuna inanmıyorum demesiydi.
“O nasıl ya dedim.”
Ben psikolojiye inanmıyorum, dedi.
O tembel insanların ve yaşamak istemeyenlerin hayattan kaçma yöntemleridir diye devam etti. Psikolojin sabaha kadar bozuk olsun dedi eninde sonunda eşek gibi bu hayatta yaşayacaksın. Yok, kafam bozuldu yok psikolojim bozuk gibi cümleleri geçin.
Bu hayatta yaşıyorsan devam edeceksin. Öyle yok efendim ben devam edemiyorum demek dedi.
Bende: “katılıyorum baba çok haklısın” dedim. Yani sıkıyorsa katılma :)
Adam akrep burcu işte noktayı koydu. 1954 doğumlu bir haritası var. Haksız sayılmaz. Ama işte hayat öyle bir yer değil ve herkes bu kadar güçlü durmak zorunda değil. Ya da kendimizi bu şekilde düşünmeye mi endekslemek lazım. Yaşamak zorundayım ve bunu en iyi şekilde yapmalıyım. Şikâyetçi olmak nedir? Sürekli herkes tartışamaz ya da sürekli şikayetçi olamazsınız.
Satürn 4 ay boyunca gerileyecek! Neyi anlamalıyım? (23 Ekim’e kadar)
“Önümüzdeki 4 ay aslında inşa edeceğimiz zeminin uzun bir incelemesi olarak düşünebilir. Yapıları, sistemleri veya disiplinli olduğumuz ya da olmadığımız yolları gözden geçirmeliyiz. Eski kuralları tekrar gözden geçirmek ve mevcut var olan yasaları yeniden kurmak için doğru zamandayız. Şu an hayatımızdaki bulanık olan şeyler, sınırlarımız aşanlar ve yanlış atılan temeller ortaya çıkacaktır.
En yakın dostlarınızı silmek ve bazı dedikodulara karşı durmak zorunda kalabilirsiniz. Kimleri yanlış yere koyduğunuzu göreceksiniz.
Aileniz destek olmayabilir, sevdikleriniz iftira atabilir, hayat şu an üstünüze üstünüze gelebilir. Bunların inanın bir önemi yok. Biraz lütfen kendinize gelin ve kendinize güven duyun. Dünyaya geldiysek savaşacağız ve iyi insan kalmaya devam edeceğiz. Şuan gidip birileri ile hesaplaşmak ne kadar doğru ki?
Allah herkesi hizaya getirir…
Düşünseniz neden bir takım tutuyorsunuz?
Neden bir müzik tarzınız var?
Neden siyasi bir görüş belirliyorsunuz?
Neden aşık oluyorsunuz?
İnsanlar attıkları her adımı ait olma hissine erişebilmek için atarlar.
Bu aidiyet insana kendini güvende hissettirir, korunuyor ve ömür boyu korunacaktır düşüncesine kapılır.
Fakat her şey her zaman değişmeye mahkumdur, siyasette de sporda da insan ilişkileri de aşık olduğun kişi de değişir.
Gün gelir tuttuğun parti dağılır, takımın yenilir, sensiz yaşayamıyorum diyen sensiz çok güzel yaşar…
Bu yüzden ait olmak diye bir şey yoktur. Aidiyet sadece kendi zekanıza, iç görünüze ve karakterinize dair olmalıdır. Ne istediğini bildiğin sürece ait olmaya gerek kalmaz.
Ama kendinden başkasına ait olman mümkün değildir, çünkü sana sadece sen kalırsın her zaman.
Hayat böyledir.
Buda geçecek…
Hissettiklerinizi kontrol etmeye çalışın. Kendinize dayanmanız, kendi potansiyelinizi keşfetmeniz için müthiş bir gökyüzü olayı gerçekleşiyor…
İnsan kendi potansiyelini fark edemediğinde, başkasının düşüncelerini kendi gerçekliği gibi yaşadığı zaman hastalanıyor. Yapmayın…
Kendinizi keşfedin ve güvenin.
Şartlara uyum sağlamak, ilkel benliğimizin en derin korkularıyla yüzleşmek, hayatta kalma içgüdümüz ve nasıl savaştığımız bu senenin sınavı.
Değer yargılarımız ve önceliklerimiz değişirken kimin nerde kısmeti var bilemeyiz.
Gücünüz kendinizde!
Paylaş