Aydın Candabak: YÖK'ü sevmek

Aydın CANDABAK

Kuruluş yıllarında, neredeyse toplumun her kesimi YÖK'e karşıydı.

Ve tabii ki en başta...

Üniversite personeli karşıydı.

Üniversite hocası karşıydı.

Üniversite öğrencisi karşıydı.

Bütün bu karşı olanlara karşı, bir İhsan Doğramacı vardı.

Prof. Dr. İhsan Doğramacı, inanılmaz bir sabır ve hoşgörüyle YÖK'ü anlatmaya çalışıyordu.

Üniversitelere, gazetelere, televizyona (o zaman bir tek TRT vardı), parlamenterlere ‘‘ikna turları’’ yapıyor, káh yakaladığı eli avucuna alarak, káh bir sözcüğü yakalayıp espri patlatarak, en sert muhaliflerini bile sıcaklığıyla etkiliyordu.

Tüm bunlara rağmen günlerce, aylarca manşetlere çıktı, üniversitelerden istifalar oldu, gösteriler yapıldı.

Ama onun hiçbir zaman, ‘‘Siz zaten YÖK'ü sevmiyorsunuz’’ diye karşısındakileri suçladığını duymadık.

*

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsmail Tosun aradı. İlk sözü şu oldu:

‘‘Sizin YÖK'ü sevmediğiniz anlaşılıyor ama...’’

Bir itirafta bulunayım.

Bugüne kadar kurumları sevmek veya sevmemek konusunda bir tavır olabileceğini dahi düşünmemiştim.

Mesleğim gereği, kurumları sevmek veya sevmemek gibi bir lüksüm olmadığını da biliyordum.

Çünkü, kurumların ve topluma mal olmuş kişilerin icraatlarıdır bizim için esas olan.

Prof. Tosun'a bunu anlattık.

*

Geçen hafta bu sayfada okudunuz.

Türkiye'de üniversiteye giremeyenlere, YÖK Başkanvekili Sayın Tosun, KKTC ve Almanya'yı işaret ediyordu. Biz de bunun zaten yıllardır böyle olduğunu, cüzdanına güvenenin isterse ABD, isterse İngiltere, Almanya veya Kıbrıs'a gittiğini yazmıştık...

Prof. Dr. Tosun, ‘‘Yurtdışında öğrenimin bir cüzdan olayı olduğunu kendilerinin de bildiğini’’ belirttikten sonra, şöyle devam etti:

‘‘YÖK Yürütme Kurulu'nda böyle bir karar alınmadı. Ama KKTC üniversitelerine destek olmak istedik. Siz oradaki durumu biliyor musunuz? Bizden rica ettiler, teşvik edelim diye. Fena mı oldu?

Almanya konusuna gelince...

İngilizce popüler olduğu için, öğrenciler genelde İngiltere ve ABD'ye giderler. Avuç dolusu da para dökerler. İngiltere özellikle bizim gibi AB üyesi olmayan ülkelerden gelen öğrencilere overseasfee (denizaşırı fiyat) uygular.

Almanlar, kendi kültürlerini aşılamak için İngilizce programlar açtılar. Hem de bedava. Biz de kamuoyunu bilgilendirmek istedik.’’

*

Meğer işin içinde uluslararası yüksek politikalar varmış.

Biz nasıl bilebilirdik!..