Paylaş
Hatadan dönmek, insanı küçültmez. Bilakis, kahramanlaştırabilir de.
* * *
Geçen hafta içinde telefon görüşmesi yaptığımız YÖK Başkanı Sayın Kemal Gürüz'e aktardığım iki cümle.
Buna ben sonuna kadar inanırım.
Kendi yaşamımda uygularım, başkalarını da uygulamaları için teşvik ederim.
* * *
Üniversiteye giriş sınavının tek aşamalı olması doğrudur.
Bu işin ticaretini yapanlar, yani çok sınavdan menfaati olanlar dışında, buna kimsenin itirazı yok.
Ortaöğretim başarı puanının sınava etkisinin artırılması doğrudur.
Aklı başında kimse buna karşı çıkmıyor.
Meslek eğitimine ağırlık verilmesi desteklenmeli.
Bunun için meslek liselerinin atölye, laboratuvar imkanlarının genişletilmesi, meslek öğretmeni açığının giderilmesi gerekir.
Ama Meslek Yüksekokulları açılırken, iki yıllık bu okulların ‘‘oyalama’’ yerleri olarak düşünülmesi yanlıştır.
Yani, meslek okulları ‘‘çıraklık’’ okulları olarak görülmemeli.
Bu okullar ‘‘zaman öldürme’’ kurumları olarak değerlendirilmemeli.
* * *
Herkes üniversite okuyacak diye bir zorunluluk yok.
Keşke herkes okuyabilse.
Ama bugünkü imkanlarda maalesef mümkün olamıyor.
O halde başarılı olan okuyacak, olamayan belki bir kez daha şansını deneyecek başaracak, belki hiç okuyamayacak.
Ama üniversite okuma fırsatı herkese tanınmalı.
Sen madem meslek veya teknik lise seçtin, üniversiteyi unut demek, tek kelime ile HAKSIZLIKTIR.
Ne Anayasa'ya, ne insanlığa sığar.
Bu öğrencilere de, sadece kendi meslek dallarında ve diğer liselilerle eşit şartlarda üniversite hakkı tanınmalı.
Tıpkı İmam Hatiplilere tanındığı gibi...
Ne eksik, ne fazla.
* * *
YÖK Başkanı, sistemini savunuyor.
Haklıdır. Tabii ki savunacak.
Doğruları biz de savunuyoruz.
Ama ortada yanlış varsa, ortada başkalarını mağdur etme durumu varsa, ortada haksızlık varsa, onu da dile getiriyoruz.
Sayın Gürüz'ün bizi anladığını görmek bizi sevindiriyor.
‘‘Sistemin özüne dokunmadan ufak rötuşlar yapılabileceği’’ sinyalini verdi.
Bekliyoruz...
Paylaş