Kadın özgürleşirse insanlık özgürleşir

SON dönemde kadınlar, genç kızlar giydiği kıyafetlerden dolayı çeşitli şiddet olaylarına maruz kaldı.

Haberin Devamı

 

Üstelik bunlar ülkemizin her yerinde hatta çağdaşlığı ile övündüğümüz kendi şehrimizde bile yaşandı. Tüm bu olaylar hemen protesto edildi, özellikle kadınlardan tepkiler geldi. Bu sevindirici ama hep söylüyorum, bu tepkileri esas göstermeleri gerekenler erkekler... Erkekler ortaya çıkıp, kadınlara bu şekilde davranamazsınız, istedikleri gibi giyinirler, yaşayabilirler demedikten sonra sorunun kökünün çözülmesi zor. İşte bu nedenle Muharrem Dayanç’ın ‘Karışamazsınız’ adıyla düzenlediği proje büyük önem taşıyor. İzmirli 35 kanaat önderi kadın, tepki gösterilen her türlü kıyafeti giymiş kızlarımızla sahnede elele yürüyerek dayanışmanın ve birleşmenin gücünü gösterecekler.

Kadın özgürleşirse insanlık özgürleşir

Haberin Devamı

İKİ GENÇ KIZIN KIYAFETİ VE DAYAK YEMESİ
- ‘Karışamazsınız’ adlı projeniz nasıl oluştu?
- Biz 2010 yılından bu yana İzmir’de toplumun kanayan yarası haline gelmiş, toplumsal meselelere müziğin ve sanatın evrensel ve birleştirici dilini kullanarak farkındalık yaratan sosyal projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz... Kadına yönelik şiddet ile ilgili ‘Karışamazsınız’ adlı bu projemiz de yaptığımız ilk proje değil. 2015 yılında ‘Notalar şiddete karşı’ adlı bir sosyal projeyi kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmaya çalıştık. Kadınların giydiği kıyafetlerden dolayı şiddete uğradığı, otobüslerde dayak yediği saldırıya uğradığı bir dönemle karşı karşıyayız. Her gün bu tarz haberlerle uyanıyoruz. En son geçen hafta İzmir’de giydiği kıyafetlerden dolayı 2 genç kadın önce tacize uğrayıp, sonra yetmiyormuş gibi yardım istedikleri polislerden dayak yedi. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Proje fikri kadını tektipleştirmeye çalışan, sokaktan soyutlayan, eve hapseden, muhafazakarlaştırılmak istenen ve bilinçli olarak dayatıldığına inandığım zihniyete karşı hoşgörü, barış ve daha özgür bir yaşamın kenti olan İzmir’den tüm Türkiye’ye yaymanın doğru olduğuna inandığımız bu toplumsal mücadele anlayışı üzerine doğdu.

Haberin Devamı

35 İZMİRLİ KANAAT ÖNDERİ KADIN
- Proje kapsamında neler yapacaksınız?
- Proje kapsamında İzmir’in 35 kadın kanaat önderinin bir podyumda ,şortlu başörtülü isteyenin özgürce istediği gibi giyindiği, kıyafetlerinden dolayı şiddete uğramadıkları bir toplumsal mesajı hedefliyoruz. Şortuma da başörtüme de karışamazsınız mesajını izmir’den tüm Türkiye’ye göstermek amacındayız. Bu 35 isim bu kıyafetleri giyen kadınlarla aynı sahnede yürüyecekler el ele...
- Projeye kimler destek veriyor?
- İzmir’deki kadın hakları ve kadın hareketi mücadelesinde örnek ve başarılı çalışmaları olmuş onlarca kurum ve kuruluş destek veriyor. Kadın dernekleri, STK ve vakıfların kadın başkanları, üniversitelerden akademisyenler, kadın konsoloslarımız, gazeteciler, yazarlar, iş kadınları, yerel yönetimler, baro, basın ve yayın kuruşları temsilcilerinin kadın yöneticilerin içinde olduğu çok geniş katılımlı dayanışma projesi diyebilirim. O gece sahnede yürüyecek 100 yaşındaki İzmir’in simge isimlerinden Ayşe Mayda var mesela. Sara Pardo, Canan Tan projede yer alacak isimlerden bazıları. Ayrıca Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Sayın Canan Güllü’ye verdiği destek için teşekkür etmek istiyorum. Kendileri projeye katılacak ve açılış konuşmasını yapacak. Gecede Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası KODA destek konseri verecek.

Haberin Devamı

KADINLARIN ÖZGÜR İRADELERİNE KATKI
- Kadınların özgür iradelerine katkı sağlamak adına bu projenin nasıl bir önemi var?
- Hergün 3 ya da 4 kadının, eşi veya ailesi tarafından çeşitli gerekçelerle öldürüldüğü bir ülke düşünün. Her 2 kadından biri fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor, eğitimde, iş yaşamında kadının durumu içler acısı. 4 kadından 3’ü çalışmıyor. Sadece 2016 yılında 367 kadın öldürülmüş. 640 bin kız çocuğu zorunlu eğitim çağında olduğu halde okula gidemiyor. Kadının siyasete katılımı Ruanda’dan kötü. Türkiye’de kadının parlamentoda temsil oranı yüzde14.4. Ruanda’da yüzde 56. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Türkiye’de 4 milyon kadın hiçbir sosyal güvencesi olmadan kayıt dışı çalışıyor. Kısacası ve açıkçası Türkiye’de kadınlar cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa uğruyor. Eğitim olanaklarından yoksun bırakılıyor, erken yaşta evlendiriliyor. En son çıkartılmak istenen müftülük yasasıyla birlikte kadınların birey olma haklarının ortadan kaldırılacağını düşünüyorum. İşte tam da böyle bir tabloda kadınların özgürce giyinebildikleri bir yaşamı inadına savunma adına ve özgür iradelerine bu projenin katkı koyacağını düşünüyorum.
- Siz özellikle kadın ve çocuk projeleriyle ön plana çıkıyorsunuz. Bunun nedenini anlatır mısınız?
- Bu projeleri yaptığımız grup ve insanların hiçbirinin seçimi tesadüf değil. Hepsi benim Muharrem Dayanç olarak Türkiye’nin geleceğine, topluma ve dünyaya dair kurduğum hayalin bir parçası. Kadın ve çocuklar maalesef toplumda en çok mağduriyete uğrayan kesim. Şuna inanıyorum ki toplum olarak bir gelecek inşa edeceksek bunun yolu her bireyi toplumun eşit paydaşı kılmaktan geçiyor. Ayrımcılığın ve ötekileştirmenin olmadığı bir toplum yapısı kurmanın yolu hayatı eşit ve ortak olarak paylaştığımız kadınlar ve mutlu çocukları çoğaltmaktan geçecek. Müzik benim alanım ve ben bir eğitmen olarak müziğin evrensel dilinin çok zor bir hayat yaşamak zorunda bırakılan bu çocuklara nasıl bir umut olduğunu gördükçe gelecek adına daha çok umutlanıyorum...

Haberin Devamı

ERKEKLERİN YAKLAŞIMI ÇOK ÖNEMLİ
- Ülkemizde kadınların yaşadığı sıkıntılara duyarlı bir erkek olarak diğer erkeklerin yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Benim bu soruna duyarlı bir birey olarak bakışım kadının birey olmasının en önemli etkisi kararlarını kendisinin almasıdır. Son yıllarda bu tercihleri erkekler yapmaya başladı bunu doğru bulmuyorum. Kadının özgürlüğünün sınırını eril düşünce belirleyemez. Kadının özgürleşmesi tüm insanlığın özgürleşmesi demektir. Kadının aydınlanması demek tüm toplumun aydınlanması demektir. Eğer biri ya da birileri sizin yaşamlarınız üzerinde bir tehdit oluşturuyorsa, sizin yaşamak için mücadele etmekten başka bir şansınız yoktur. Kadın erkek ayrımı yapmadan bu dayanışmanın ve mücadele anlayışının büyütülmesi ve omuz verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları