Paylaş
Çocuklar için yapılan her şey önemli, değerli ve özel. Hele fırsat eşitsizliği, imkansızlık nedeniyle hayatın sunduğu birçok güzel, iyi ve olumlu gelişmeden faydalanamayan çocuklar için yapılanlar daha da önemli... İşte bu anlayışla, imkanları kısıtlı çocukları sosyal hayata kazandırmayı ve onların hayatlarında müzikle bir değişim yaratmayı amaçlayan Cevdet İnci Eğitim Vakfı, İzmir’de yaşayan 6-18 yaş arası çocukların yaşamına müzikle dokunuyor. Dünyada 40 yıldır uygulanan “El Sistema” yönteminin benimsendiği projede, sanatın iyileştirici gücüne olan inançla, çocukların kültür ve sanatla iç içe büyümesi amaçlanıyor. Venezuela’da ekonomist piyanist besteci Jose Antonio Abreaneu’nun 1975 yılında başlattığı bir sosyal sorumluluk projesi olan ve bugün dünyada klasik müzik adına gerçekleştirilen en önemli proje olarak kabul edilen El Sistema ile imkanları kısıtlı çocuklara yetenek ayrımı gözetmeden; enstrüman, müzik tarihi, solfej, orkestra gibi eğitimler veriliyor. Haftanın üç günü müzikle buluşan çocuklar, barış için çalıyor. “Hayata değer katan, geleceğe anlam katar” konseptiyle yola çıkan İnci Vakfı Çocuk Orkestrası, bugün saat 16.30’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde ilk büyük ve halka açık konserini vermenin heyecanı içindeler. Proje ve Vakfın çalışmaları ile ilgili İnci Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Şerife Eren ile konuştuk.
35 ÇOCUKLA YOL ÇIKTIK ŞİMDİ 65 ÇOCUK OLDU
- İnci Vakfı Çocuk Orkestrası nasıl ortaya çıktı? Orkestra nasıl oluştu?
- İstanbul’daki Barış için Müzik Vakfı Çocuk Orkestrası’nın bir konserini izleyen üçüncü nesil aile üyelerimizin ‘Cevdet İnci Eğitim Vakfı desteğiyle böyle bir orkestrayı İzmir’de oluşturabilir miyiz?’ sorusuyla ortaya çıktı. Bu öneriyi takiben Barış İçin Müzik Vakfı kurucuları Yeliz ve Mehmet Bakioğlu çifti ile tanıştık. Görüşmelerimiz olumlu geçince, gezici kütüphanemiz vesilesiyle yakın olduğumuz Bornova bölgesi için, sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarıyla tanıdığımız Belediye Başkanı Olgun Atila ile bir araya geldik. Naldöken’deki Kültür Merkezi’nin bu iş için biçilmiş kaftan olduğuna hep birlikte kanaat getirdik. Ardından bu işe gönül verecek olan eğitmenlerimizi değerlendirdik, o bölgedeki okullarla iletişim kurarak, müziğe istekli olan çocuklarımızı orkestraya dahil ettik. Bu işin arkasında özellikle İnci Akademi yöneticimiz Füsun Toros’un çok emeği var. Orkestrada başlangıçta 35 çocuğumuz yer alırken, şu anda 65 çocuğumuzla çalışmalarımıza devam ediyoruz.
İLK KEZ KEMAN GÖREN ÇOCUKLAR KONSER VERECEK
- Çocuklar daha önce enstrüman çalıyorlar mıydı, yoksa hayatlarında ilk kez mi müzikle tanıştılar?
- Çocuklarımızın çok azı daha öncesinde enstrüman çalıyordu. Çoğu hayatlarında ilk kez kemanla ve diğer enstrümanlarla tanıştılar. O minicik ellerin ilk kez enstrümanla buluşmasına vesile olmak bizler için bu projenin en değerli yanlarından biri oldu. İlk başta nasıl tutacağını bilemeyen eller, şimdi kemanı adeta konuşturuyor. Müzik evrensel dili olan bir sanat dalı. Çocuklarımızı farklı enstrümanlarla tanıştırarak onlara başka kültürlerin, dillerin ve melodilerin varlığını tecrübe ettirmeye çalışıyoruz.
- Orkestra konser verene kadar nasıl bir çalışma düzeni içerisinde hazırlandı? İlk konseri nerede verdiler?
- Bu projeye 2015 Aralık ayında başladık, yetenekten bağımsız olarak, çocuklar en uygun enstrümana yönlendirildi. Ardından okul ile eş zamanlı olarak haftada 3 gün, yaz döneminde ise haftada 5 gün çalışmaları devam etti. Program kapsamında solfej, enstrüman ve orkestra dersleri verildi. İlk mini konserlerini, Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sevgi Mir’in veda töreninde, sonra da İnci Holding’in ‘Yeni Yıla Merhaba’ gecesinde veren İnci Vakfı Çocuk Orkestrası, 26 Şubat tarihinde ‘Barış Kahramanları Projesi’ kapsamında mini bir konser daha verdi. Şimdi de Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olan bugün saat 16.30’da da ilk büyük ve halka açık konserlerini vermenin heyecanı içindeler.
PROJEDEKİ ÇOCUKLAR OKULDA DA DAHA BAŞARILI OLDU
- Böyle bir çalışmanın çocuklar üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Kendileri ya da aileleri üzerinde değişimleri gözlemliyor musunuz?
- Bu proje birinci yılını tamamladığında velilerimize anket yaptık. Çocuklarının bu projede yer almalarının okul başarılarını nasıl etkilediğini sorduk. Velilerin yüzde 65’i çocuklarının bu projede yer almalarının okul başarılarını olumlu etkilediği cevabını verdi. Başka bir soruda da, iletişim becerilerinde nasıl değişiklik yarattığı idi. Yüzde 70’i iletişim becerilerinin geliştiği, kendilerini daha iyi ifade edebildikleri ve özgüvenlerinin arttığı yanıtını verdi.
- Müziğin ve böyle bir projenin topluma ne gibi etkileri oluyor sizce?
- Müziğin evrensel ve toplumun her kesimine hitap eden bir sanat dalı olması bizim çıkış noktalarımızdan bir tanesi. Bu proje ile, müziğin hem iyileştirici hem de birleştirici etkisine bir kez daha tanık olduk. Sağlıklı toplumlar için kitap okuma, spor ve sanat olmazsa olmaz. Çocuklarımızın genç yaşta sanatla iç içe olmalarının, onların pozitif gelişimlerine katkısı oluyor diye düşünüyoruz. Barış için özgürce çalmalarını diliyoruz. Orkestraları, demokratik toplumların küçük örnekleri olarak görüyoruz.
ÇOCUKLARIMIZLA YURT DIŞINA GİTMEYİ PLANLIYORUZ
- Vakıf olarak başka ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz, hedefleriniz neler?
- Geçtiğimiz yıllarda Adnan Menderes Üniversitesi, Sultanhisar Öğrenci yurdu, Karacasu Memnune Yarenci İnci Meslek Yüksek Okulu gibi okullarda okul binaları ve öğrenci yurtları yaptırdık. Ekonomik destek ihtiyacı olan başarılı öğrencilere eğitim bursu veriyoruz. Bu yıl burs verdiğimiz öğrenci sayımız 500’ü aştı. İzmir’in imkanı kısıtlı okullarına ve okul tatillerinde şehir meydanlarına ‘Gezici Kütüphane’ hizmeti götürüyoruz. Yine imkanı kısıtlı okulların öğrenci ve velilerine yönelik, deneyimli İnci Vakıf gönüllüleri ile eğitimler düzenliyoruz. Çeşitli STK’lar ile kamu yararına düzenlenen faaliyetler için iş birlikleri oluşturmanın yanı sıra, üniversiteler ile teknoloji kullanımı ve inovasyonu destekleyici iş birliklerinde bulunuyoruz. Ayrıca İnci Akademi kuruluşu ile iş dünyasının eğitim ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
- 23 Nisan konseri dışında başka nerelerde konser vermeyi düşünüyorsunuz?
- 29 Ekim’de bir konser daha vermeyi planlıyoruz. Detayları belli olduktan sonra onu da duyuracağız. Hedeflerimiz büyük, yurt içindeki çalışmalarımızı yurt dışına da taşımak istiyoruz. Halen İngiltere ile görüşmemiz var. Ayrıca bir AB projesi ile çocuklarımıza İngilizce öğretmek üzere bir Polonyalı genci davet ettik.
ARKADAŞLARIM BANA KEMANCI ÇOCUK DİYOR
* Azra Keleş (1. Keman):
Ben 4 yaşımdan beri keman çalmak istiyordum. Burada olunca, bu fırsatı kaçırmak istemedim.
* Sonay Gümüş (1. Keman):
Arkadaşlarım benim keman çalmamı seviyor ve beni kemancı çocuk diye tanımlamalarından hoşnutum. Okulda bazen çalıyorum ve arkadaşlarım beni alkışlıyorlar ve tebrik ediyorlar.
Paylaş