Adsız yardım kulübü

Haberin Devamı

SOMA Kadın Dayanışma Derneği’nin üyeleriyle birlikteyim. Çoğunun babası, kiminin eşi ya da oğlu madenci. Yakın çevrelerinden çok kayıp vermişler, “ama zaten her giden bizden” diyorlar. Maden lojmanlarında büyümüşler. “Keşke her şey bizim çocukluğumuzdaki gibi olsa” diye serzenişte bulunuyorlar. Fotoğraf çektirmek istemiyorlar, zor ikna ediyorum “görünürseniz güven kazanırsınız” diyerek. Zaten yardımlar yapıp çocuk okutuyorlarmış önceden de. Ama şimdi yeni bir hesap açarak madenci ailelerin gerçekten ihtiyacı olanları sağlamak istiyorlar. İsimlerini sorunca “adımız önemli değil, isteyen Soma’ya gelir bizi bulur, şimdi burada olanlar bir ay sonra gidecek ama biz hep buradayız” diyorlar.

Adsız yardım kulübü

Haberin Devamı

CİDDİYET ANLAŞILSIN
Hemşire, dernek üyesi:

- Ben neyi anlatayım ki? 48 saattir Savaştepe’de hastanedeydim. Bugün geldim eve sığamadım tekrar dışarı çıktım. Uyuyup yarın yine işe gitmem gerekiyor ama uyuyamıyorum. Yaralı çıkanları kurtardık, karbonmonoksitten etkilenmişlerdi. Kan ihtiyacı olmaz zaten bu zehirlenmede. 80 yaralının 10 kadarının akciğerlerinde sorun olmuş. Öyküleri dinlemek çok kötü. Bir süre sonra robot gibi olduk. Acımızı içimize gömmeye çalışarak ölenlerimizin çenesini bağlıyoruz, ama o annenin çığlıkları, karnı burnunda eşin, babasını kaybeden çocukların çığlıkları var ya… Hayatım boyunca aklımdan çıkmayacak.
- İnsanların neye ihtiyacı var sizce?
- Hastanenin bahçesinde madenci yakınları var. Bakın onlar her şeye vakıf. Herkesin yarası aynı. Psikolojik desteğe ihtiyacımız var. Kimse aç değil. Biri lokma çadırı kurdu, helva getirdiler, pilav dağıtıyorlar. Esas sorun açlık değil, sağlık yardımı da yapılıyor. Yardım etmek isteyenlere mezarlıkta ya da hastanede ihtiyacımız yok. İnsanların olayın ciddiyetini çok iyi anlamalarına ihtiyaç var.

YİYECEK İSTEMİYORUZ
Dernek üyesi:

- Bakın Ayçe Hanım, herkesin aklına hemen yiyecek yardımı yapmak geliyor. Ama önümüzde uzun soluklu bir süreç var. Ayın 15’inde maaş alırdı bu insanlar, 800 TL’ye evlerini geçindirirdi. Şimdi o ailelerin direkleri yıkıldı. Çocukları nasıl okula gidecek, ihtiyaçlar nasıl alınacak? Bir günlük değil, sürekli çözümler istiyoruz.
Dernek üyesi:
- Devlet şu an bir gün bile çalışmış ve ölmüş olduğu ispat edilirse aylık 1000 TL maaş vereceğini taahhüt etti. O anlamda birçoğu için maddi güvence sağlanacak. Ama ya kaçak çalışan varsa diye düşünüyoruz. Mesela benim akrabam bir köyümüzde öğretmen. Sınıftaki çocukların çoğunun babası ölmüş. ‘Nasıl derse gireyim’ diyor. Zaten çocuklar gelmiyor.
- Peki en doğru yardım ne olabilir?
- İlk aşamada psikolojik, pedagojik destek. Okullarımıza rehberlik desteği istiyoruz çünkü bundan sonra olanlar yetmeyecek. Sonrasında ise maddi yardım daha mantıklı. Ama insanlar artık güvenmiyor kimseye. Bazen valilikler adına bile dolandırıcılık yapanlar olduğundan haklılar güvenmemekte.

Haberin Devamı

HER ZAMAN BURADAYIZ
Dernek Başkan Yardımcısı:

- Biz Soma Kadın Derneği olarak bu felaketten önce de birçok çocuk okutuyorduk. Muhtaç kadınlarımıza burada iş veriyorduk. Güvenilir bir dernek olduğumuz bilindiğinden zaten tüm yerel kurumlar bize destek veriyordu. Bu felaket olunca hemen yeni bir hesap açtık. Şimdi yardıma gelenler bir ay sonra buraya bir daha gelmeyecek ama biz burdayız. Madenci yakınlarını zaten tanıyoruz, biliyoruz. Hep takip edeceğiz ve gereken yardımları yapacağız. Evine yiyecek mi gerekiyor, çocuğuna ayakkabı mı, bebeğine bez mi, ne gerekiyorsa alacağız. Doğru yardımları yapacağız. O nedenle maddi yardım bizim için daha yararlı.

Haberin Devamı

HEPSİ BİZDEN TANIDIK
- Kim kime başsağlığına gidecek?

Dernek üyesi:
- Bize ‘tanıdığınız var mı’ diye soruyorlar. Hepsi tanıdık ki. Burası büyükşehir gibi değil. Biz her gün birbirimizle sohbet ederiz, merhaba demeden geçmeyiz. Bir arkadaşımızın 30 yaşındaki oğlunu kaybettik, maden mühendisi Koray. Canımız ciğerimiz yandı. Benim oğlum da maden mühendisliğinde okuyor. ‘Anne benim akıbetim de mi böyle olacak’ diyor?
Dernek üyesi:
- Benim eşim 3 yıl önce madenden emekli olan bir elektrik ustası. Acımız çok büyük. Bir yerde sağımızdaki kadın kocasına ağlıyor, karşıdaki yeğenine ağlıyor, yanımdaki babasına ağlıyor. Hastane bahçesinde haber alamayanlar daha da perişandı.
Dernek üyesi:
- Benim babam da madenci. Biz kömür kokusuyla büyüdük. Yıllardır maden hayatı var burada. Ama hiç bu kadar içimiz acımamıştı. Bir de ölenlerimizin hepsi genç. Bu insanların başka yapacağı başka iş yok. Bir şekilde o işe girebildiler, 800 TL’ye yerin altına inecekler diye sevinirlerdi. Madene işçi alınacağı zaman kuyruk olurdu burada.

Haberin Devamı

ESKİDEN ÇOK ÇOK İYİYDİ
- Peki sizler de madenci kızlarısınız. Sizin babalarınız döneminde durum nasıldı?
Dernek üyesi:

- Benim babam da madenciydi ben maden lojmanlarında büyüdüm. O zaman madenler devlet madenleriydi. Hiç böyle kazalar olmamıştı. Bir de o zaman ocağa giren, yerin altına girenler en yüksek maaşı alır, vergiden muaf olur, yılda 4 ikramiye alırlardı. Ocağa girmeden de 6 aylık eğitimden geçerlerdi. Şimdi özel madenler bir hafta eğitim veriyormuş.
Dernek üyesi:
- Ben de madenci kızıyım. Yalnız bu madenin özel bir durumu vardı. Devlet bu madeni çalıştıramamıştı. Çünkü bu maden riskliydi, alınan kömür hemen tutuşuyordu. Madenci tanıdıklarımız büyük ihtimal aşağıda kömür tutuştu, trafolara düştü diyor. Zaten bu yönde açıklamalar da yapıldı. Oksijen verilmesi de ne kadar doğru iş güvenlik uzmanlarına sormak gerekli.

Haberin Devamı

FAKİRLİK VE YOKLUK
- Uzun vadede neler yapılmalı peki?
Dernek üyesi:

- Buradaki en büyük problem ne biliyor musunuz? Fakirlik ve yokluk. Ege’nin göbeğinde eğitimimiz eksik, taşımalı eğitim var hala. Biz madene, TEK’e sırtımızı dayadık. Somalı olup zengin olanlar burada kalmadı, alışverişlerini buradan yapmadı. Neymiş, Soma’nın havası kirliymiş. Doktorumuz gelir biraz kalır gider. Ben çocukluğumdan beri imza topluyorum. Burada kalanlarımız oldu ama biz hep ötelendik. Biz yine kömür kokusuna razıyız, kömürümüzle bilinelim ama devlet de bizim arkamızda olsun. Çocukluğumuzdaki gibi olsun her şey.

YANLARINDA OLACAĞIZ
Dernek üyesi:

- İnsanlarımız bir sıcak kucaklaşma, sırtlarının sıvazlanmasını, acılarının samimiyetle paylaşılmasını bekliyor. Ama maalesef bunu bile çok görüyorlar. Biz tüm ailelere gidip hem maddi hem de manevi yardım yapacağız. Allah inşallah bize bunu nasip etsin, hep yanlarında olacağız. Fakirlik insanlarımızın belini bükmüş. Mezarlıkta 20 yaşında bir genç defnedilirken annesi ‘Sen bizim ekmek kapımızdın’ diye ağlıyordu. Babaları da yokmuş, şimdi ortada kaldılar. 20 yaşındaki oğlunun gittiğine mi yansın, çoluk çocuk ortada kaldıklarına mı?

HEMEN HESAP AÇTIK
Dernek üyesi:

- Keşke sesimizi böyle duyurmasaydık dünyaya. Bakın bizde bir söz vardır. ‘Dünyada Roma, Türkiye’de Soma’ deriz. Gerçekten de Soma dünyada tanındı ama keşke böyle duyulmasaydı adımız. Biz Somalı olmaktan utandık ilk anda, ne yapacağımızı şaşırdık. Sonra toplandık hemen hesap açtık. Çok ihtiyacı olan aileleri bulacağız. 10 bin lira kredi çektim, maden açılsın yine gireceğim diyen de var, okuyup meslek sahibi olup iş bulamayınca madene inenler de var.

Yazarın Tüm Yazıları