Paylaş
ÇOCUĞUNUZ sınıfta devamlı sıkılıyor, yerinde duramıyor, ders yapmak, hatta okula gitmek istemiyorsa hemen kızmayın. Çünkü o, Psikolog Gülgün Sharafat’ın dediği gibi, sağlıklı, normal sadece bugünkü akademik sistem içerisinde zorluk çeken bir çocuk. Sağ beyni baskın ya da her iki tarafı da eşit ama henüz bütünleyemiyor, bu da tamamen sol beyin odaklı akademik sistemde sorun yaşamasına neden olabilir. ‘Peki bu ne demek’ derseniz size Albert Einstein’ın ‘Sol beyin bir köle gibi çalışır, sağ beyin ise yaratıcıdır. Biz köleyi yücelttik, bir hediye olan yaratıcı parçamızı unuttuk’ sözüyle yanıt vermek mümkün. Sol beyin toplumu olmaktansa, sağ beyni de yüceltmeyi ve her iki tarafı da kullanan bir toplum olmayı başarmalıyız. Çünkü bir çok gelecek bilimcisine göre dünyayı gelecekte sağ beyni baskın olanlar yönetecek.
Tüm bu kavramları bilimsel olarak açıklayan Psikolog Gülgün Sharafat, sömestir tatilinde Kemalpaşa Su Perisi Otel’de düzenlenecek Beyin Aktivite Kampı ile çocuklara hem sosyal, hem de akademik hayatta daha verimli ve güçlü olmaları için gereken tüm eğitimleri vermeyi hedeflediklerini anlatıyor.
SAĞ-SOL ARASINDA DENGE SAĞLAYACAĞIZ
- Sömetir tatilinde bir Beyin Aktivite Kampı düzenliyorsunuz. Bu nereden çıktı?
Yıllardır çocuklarla çalıştığımdan hep bir beyin aktivite kampı düzenlemeyi istiyordum. Sömestirde düzenleyeceğimiz kampın fikri daha çok bir arkadaşımdan geldi. Çalışmalarımı bir otelde yapmamın daha iyi olacağını söyleyince ben de 9-11 yaş çocuklarla bu çalışmayı yapmaya karar verdik. Çünkü bu yaş hala değiştirilebilir, esnek bir dönemdir.
- Beyin Aktivite Kampı’nda çocuklar neler yapacaklar?
Tüm aktiviteleri Gülgün Sharafat Beyin Aktivite Merkezi ve Emine Saysen Anaokulu birlikteliği ile yapıyoruz. Burada çocuklar sağ ve sol beynin uyumlu çalışması ve belli duyuları geliştirmek için farkındalık oyunları yapacaklar. Oya Erkal ile yaratıcı drama dersleri alacaklar. Benimle, enerji artırma ve farkındalık, imgeleme çalışmaları yapacaklar. EFT, meditasyon gibi psikolojide kullanılan tüm çalışmaların çocuklara uyarlanan şeklini görecekler. Koreograf Göksu Karakaş ile dans ve ritim çalışmaları yapacaklar.
HEM ZİHİN HEM DE BEDEN KONTROLU
- Peki bu kamptan sonra çocuklar neler kazanacak?
Kendi profillerini öğrenecekler, buna göre dünyayı nasıl algıladıklarına bakacaklar. İçsel kaynaklarını geliştirecekler. Güçlü oldukları alanları kullanarak güçsüz oldukları yönlerini geliştirmeyi öğrenecekler. Profillerini geliştirmek için çeşitli aktiviteler yapacaklar. Ayrıca kişisel gelişimin çocuğa uyarlanmış şekliyle kendilerini duygusal açıdan güvende hissedecekleri teknikler öğrenecekler. Zihinleri ve bedenlerini uyum içerisinde kullanmayı öğrenecekler çünkü zihin farklı düşünür beden farklı davranırsa bu çatışma doğurur. Karışıklık, dağınıklık yaşarlar.
- Tüm bu çalışmalar okul ve ders çalışmalarına nasıl yansıyor?
Çok olumlu yansıyor. Sınav stresini azaltmayı, sınıf içi iletişimi, duygusal durumunu düzeltmeyi, hareketliliğini kontrol etmeyi, inatçılığını yenmeyi sağlıyor. Merkezimizde bir çok öğrenci bu uygulamaları Yaşam Koçu Didem Demirkol ile yapıyor.
GÖZ TAKİBİ YAPAMAYANDA ÖĞRENME BOZUKLUĞU
- Beyinle ilgili nasıl bir aktivite olabilir diye geliyor insanın aklına. Beynimiz zaten istemsiz çalışmıyor mu?
Uzun yıllardır, 1983’ten beri beyinle ilgili çalışıyorum. Beyin her zaman beni çok heyecanlandırmıştır. Nasıl çalışıyor, nasıl başarıyoruz? Geçtiğimiz yıllarda beynin sağ ve sol yanının farklı çalıştığı keşfedilmişti. 2000’li yıllardan sonra ise beynin nöroplastisesinden bahsediyoruz. Yani beyin plastik bir madde gibi kendini yeniden yaratabiliyor. Sağ ve sol beynin farklı işlevleri var fakat aradaki köprü aracılığıyla dengeli çalışması gerekiyor. İşlevlerin hem kendi içerisinde doğru yapılması, hem de diğer yarıyla dengeli haberleşme gerekiyor. Göz takibi gibi belli fiziksel hareketleri yapamayan çocukların öğrenmeyle ilgili problemleri olduğu biliniyor.
- Peki bunu nasıl belirliyorsunuz?
Bazı hareketlerle bunu anlamak mümkün. Vücudun dominant organları yani hangi gözü, hangi kulağı, hangi kolu dominant diye bakıyoruz. Mesela benim sağ beynim dominant. Sağ beyin bütünü gören, sol beyin ayrıntıyı gören beyin. Sağ beyni baskın olan kişi strese girdiğinde duygularda ve büyük resimde zorlanır, performansı düşer.
BEBEKLERİN BAZI ŞEYLERİ ERKEN YAPMASI DENGE PROBLEMİNE İŞARET EDER
- Bu şekilde sıkıntı yaşayan çocukları nasıl tanımlayabiliriz?
Bebeklerin erken konuşması, erken yürümesi, emeklemeden yürümesi yani bazı şeyleri erken yapması sağ ve sol beynin dengelenmesiyle ilgili probleme işaret eder. Zaten bu tür çocuklar ileride sağını, solunu da karıştırıyor. Ben öyle bir çocuktum. Annem hep ‘aklına gelenin tersini yap’ derdi. Ama bugün herşey yolunda. Yani bu çocuklar sağlıklı, normal sadece bugünkü akademik sistem içerisinde zorluk çeken çocuklar.
- Bu zorlukları aşmak mümkün mü?
Sağ ve sol beynin bütünleşmesi için belli davranışlar, belli fiziksel hareketler var. Spor, müzik gibi aktiviteleri geri planda bir hobi gibi görüyoruz. Ya da sporcu mu olacak, müzisyen mi olacak diye engelliyoruz. Oysa mesela müzikle, ritimle hareket edildiğinde beyincik dediğimiz hareket ve dengeyle ilgili bölüm, ön beyin dediğimiz frontal beyinle bağlantı içinde çalışır. Duymamız için şakak lobları olan temporal loblar devreye giriyor. Yani bu basit egzersiz ve uygulamalarla beyni geliştirmek, daha etkin çalışmasını sağlamak ve öğrenme kapasitesini arttırmak mümkün.
YARAMAZ, HİPERAKTİF DENENİNKİ FARKLI OLABİLİR
- Okulda çok hareketli, hiperaktif, dersi dinlemiyor gibi yaklaşılan çocuklara doğru yaklaşılmıyor olabilir mi?
Kesinlikle. Öncelikle bu çocuklar etiketlenmemeli. Nörolog Carla Hannaford’un ortaya çıkardığı ‘Öğrenme Profili Baskınlığı’ diye bir kavram var. Önce beynin hangi yarısının baskın olduğunu buluyoruz. Sağ beyin vücudun sol tarafını, sağ beyin sol tarafını çalıştırıyor.
- Böyle bir çocuk strese girdiğinde neler yaşayabiliyor?
Kapanıyor, öfke patlamaları yaşıyor, kendini ifade edemiyor. Ancak rahatlarsa iletişim kurabiliyor. Ama en çok zorlanan çocuklar karışık baskın beyni olanlar. Yani her iki beyin de baskın, ama bütünleştirme zorluğu yaşıyor. Bu çocuklar da odaklanma zorluğu yaşıyor, yavaş konuşuyor. Sol gözü baskınsa okuma zorluğu çekebiliyor çünkü cümlenin önce sonunu görüyor.
HAREKETLE ÖĞRENİRKEN 45 DAKİKA KIPIRDAMADAN DERS DİNLE DENİYOR
- Çocuklarda beyin bütünleyememekten doğan sıkıntılara ne kadar rastlanıyor?
Yeni nesil çocukların yarısı, hatta belki daha fazlasında bu problemler görülebiliyor. Çoğu sınıfta sıkılıyor, yerinde durmuyor, ödev yapmak istemiyor, okula gitmek istemiyorsa bunlar onun sahip olduğu profilden kaynaklanan durumlar. Beynin kendini yeniden yapılandırması sayesinde beyin jimnastiği sağlayan hareketlerle herşey farklılaşıyor. Mesela el-göz koordinasyonunu sağlamaya yardımcı tahta bir panomuz var. Çünkü el-göz koordinasyonunu sağlayamayan çocuk okumaktan ve yazmaktan nefret edecektir.
- Böyle olunca da yaramaz, tembel ya da hiperaktif diye algılanıyor.
Aslında çocuğun doğası son derece normal işliyor. O, araştırarak, elleyerek, oynayarak, dokunarak öğrenmek istiyor. Oysa bizim eğitim sistemimiz sol beyin odaklı tamamen akademik bir sistem olduğundan çocuklara ‘dokunma, 45 dakika kıpırdamadan dur, hareket etme sadece görerek ve duyarak öğren’ deniyor. Oysa hele çağımızda çocuklar artık bu şekilde öğrenmiyor. Böyle olunca da okulu sevmeyen, gitmek istemeyen, ödevlerini zorla yapan çocuklar çıkıyor ortaya.
BİLGİDEN ÇOK BİLGİYİ NASIL KULLANACAKLARI ÖĞRETİLMELİ
- Biz okula gitmeye can atardık, şimdiki çocuklar ise kaçmaya çalışıyor...
Çünkü bizim çocukluğumuzda okulda aldığımız bilgiyi evde kendi başımıza almamız mümkün değildi. Dolayısıyla okul bizim için büyük bir kaynak ve öğrenme merkeziydi. Fakat günümüz çocukları için aynı şey geçerli değil. Onlar okula gitmeden bu bilgilere sahip olabiliyor. İnternetten hem de çok keyifli oyunlarla matematik, fen öğrenebiliyor. Şu an eğitim sistemimiz çocuklarımızın kendilerini eğittiklerinden daha geride gidiyor. Bu fark önümüzdeki yıllarda daha fazla sorgulanacak.
- Peki bu çocuklara artık ne öğretilmeli?
Teknolojik iletişimin az olduğu köy ve kasabalarda çocuklar için okul hala herşeyi öğrendikleri bir yer olabilir. Onlar için okul bir çıkış. Fakat özellikle büyük şehirlerde artık çocuklar birçok şey biliyor, bilgiye heryerden ulaşıyor. Onlar için ise okul bir tuşun ucunda. Çocuk, evinden bile ABD’deki bir sınıfa katılabilir. Bu çocukların artık bilgiyi öğrenmeye değil, sahip oldukları bilgiyi nasıl kullanacaklarını öğrenmeye ihtiyaçları var.
İNSAN BEYNİNİ DENGELİ KULLANABİLİRSE İÇİNDEKİ HERŞEYİ KULLANIR.
- Dünyada bu kavram bize göre daha fazla biliniyor mu?
Kesinlikle. Nörolog Robert Melillo Disconnected Kids yani Bağlantısı Kopuk Çocuklar adlı bir kitap yazdı. Beyni bir bilgisayar gibi düşünürseniz özellikle hiperaktif ya da dikkat eksikliği olan çocuklarda bazı nöral bağlantıların kopuk, zayıf olduğunu söyledi. Bunları güçlendirmek için bazı uygulamalardan bahsetti. Biz, tüm bu uygulamaları ve benim geliştirdiğim teknikleri de kullanıyoruz.
- Peki yetişkinlerde de sağ-sol beyin çatışması olması olası mı?
Tabii. Mesela sabit fikirli olmak, aşırı duygusal tepkiler vermek, hayatta hep bir boşluk ve arayış içerisinde olmak yine beyin bütünleşmemesi ile ilgili problemler. Sonsuzluk işaretini çizememek gibi bazı hareketlerle bunu tespit ediyoruz. Üniversite seviyesinde olduğu halde bunları yapamayanlar var. İnsan beyni bir repertuvara sahip. Sağ-sol beyni dengeli kullandığımızda repertuvardaki tüm şarkıları çalabiliyor. Yalnızca bir tarafı kullandığımızda ise yalnızca 1-2 şarkıyı dönüp dönüp çalıyoruz.
Paylaş