Kadın, utanıp şikayet etmiyor

GEÇEN hafta İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi’nin (EKOKAM) düzenlediği ‘Uluslararası Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Konferansı’nın organizasyonunda konuşmacı olan Prof. Evan Stark ile görüştüm.

Haberin Devamı

Amerika’nın ilk kadın sığınma evi kurucularından ABD Rutgers Üniversitesi öğretim üyesi Stark, aynı zamanda dünyadaki en etkili aile içi şiddet kitaplarından birinin de yazarı...
Stark çok ilginç konulara değindi;
Cinsel şiddet Türkiye’de rapor edilmiyor
* Aile içi şiddetin sadece geri kalmış değil, tüm ülkelerde yaşandığını anlatan Prof. Stark, dünyada 5 kadında 1 olan oranın, Türkiye’de 4 kadında 1 olduğunu söylüyor. İlginç olan cinsel şiddetin en çok Amerika’da rapor edilmesi, Türkiye’deki kadınların utandıkları için şikâyette bulunamadıkları görüşünde. 
* Şiddet gören kadınların yüzde 40’ı ayda üç kereden fazla, hatta çoğu haftada birkaç kez şiddet görüyor. Araştırmalar çoğu zaman şiddetin hiçbir gereksinimi olmadığını, şiddet uygulayan erkeğin kalp atışlarının yavaşladığını, yani sakinleştiğini gösteriyormuş. Yani kadını sakinleşme aracı olarak kullanıyorlar.
Hemen her kadının sorunu; ‘Baskıcı Kontrol’
* Prof. Stark’ın anlattıkları arasında en ilginci ‘Baskıcı Kontrol’ durumuydu.. Şiddet deyince hep fiziksel şiddete odaklandığımızı, ama aslında bundan daha kötü ve yaygın olanın Baskıcı Kontrol durumu olduğunu söylüyor. Birçok kadının yaşadığı, ama göz ardı ettiği bu durumun eve para getirenin erkek olması nedeniyle kadının ne giyeceğine, ne yapacağına, hatta çocuklara ve eve nasıl bakacağına kadar karar verme eğiliminde olması diye niteliyor.
* Baskıcı Kontrol durumu Amerika’da yüzde 80’lerde iken, Türkiye’de yüzde 84’ler civarında. Düşük ve rutin bir şiddet türü olan Baskıcı Kontrol uygulayan erkekler eşlerinin arkadaşlarına, hatta aileleriyle görüşmelerine bile engel olabiliyor, takip altına alarak fiziksel hiçbir şiddet uygulamasa da gözdağı vererek korku yaratıyorlar. Huzursuzluk çıkmasını istemeyen kadınlar da boyun eğiyor.
* Prof. Stark, İngiltere’de aile içi şiddetin tanımının değişmeye başladığını, kadının hayatını kısıtlayan her türlü eylemin bu tanım içerisine alındığını anlatıyor. 
* Bir erkek diğer erkeğe şiddet uygularsa herkesin itiraz edeceğini, ama kurban kadın olunca kadının mutlaka bunu hak edecek bir şey yaptığının düşünüldüğünü söyleyen Prof. Stark, tüm bu yaklaşımların sadece kadınlara değil aynı zamanda gelişime karşı da işlenmiş bir suç olduğunu düşünüyor. Çünkü baskı gören bu kadınlar aynı zamanda ekonomiden mahrum edilmiş işgücü anlamına geliyor ve ülke gelişimi engelleniyor.
Kadına karşı uygulanan şiddet ve baskının engellenmesi için sadece politikacıların değil, imamlar da dahil tüm kesimlerin çalışması gerektiğini anlatan Prof. Stark, İzmir’den sonra geçtiği Adana’da din görevlilerine panel verdi.

Haberin Devamı


7 aylık bebeğiyle dünyayı gezen bakan

Haberin Devamı

Avrasya Ekonomik Zirvesi’nin en önemli oturumlarından biri kuşkusuz Kadın, Yönetim ve Gelecek Oturumu’ydu. Fatma Şahin, Güldal Akşit, Binnaz Toprak gibi politikacıların katıldığı oturumun en ilginç konuşmasını Kosova Başbakan Yardımcısı ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mimoza Lila Kusari yaptı. Kosova Parlamentosu’nda yüzde 30 kadın kotası olduğunu anlatan Kusari, kadınların haklarını kendilerine acındığı için değil, hak ettikleri için almalarından yana...
Mimoza Lila Kusari’nin değindiği en önemli konulardan biri de kadınların ne zaman ve kaç çocuk sahibi olacaklarına mutlaka kendilerinin karar vermesi. Bunu kadınların en temel haklarından biri olarak gören Kusari kendisinin de 7 ay önce ikinci çocuğunu dünyaya getirdiğini ve gittiği her yere bebeğini de götürdüğünü anlattı. Öyle ki 7 aylık oğlu şimdiden 10 ülkeye gitmiş. İzmir’deki öğle yemeğine biri pusette olan iki oğluyla katılan Bakan, ilginç bir tablo çiziyordu.
Konuşmasında bazı kişilerin kendisini çocuklarından çok kariyerine odaklanmakla suçladığını da anlatan Kusari, söylenenlere kulak asmadan kadınların iş, politika, bilim ve sanatta daha çok yer alması için çalışmaya devam edeceğini söyleyince salonu oturumun en çok alkış alan konuşmacısı oldu.


Böyle işe can kurban

Haberin Devamı

Aynı oturumun konuşmacılarından TÜSİAD ‘AB Sürecinde Kadın-Erkek Eşitliği’ Çalışma Grubu Başkanı Nur Ger, geçtiğimiz günlerde firması Suteks ile birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ‘Çalışma Hayatında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ ödülünü kazanmış. Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri Sözleşmesi’ni imzalayan ilk Türk KOBİ’si de olan firmasında kadınlara pozitif ayrımcılık yaptıklarını anlatıyor Nur Ger. ‘Evlenip çocuk sahibi olduğumda annem kızıma bakmasaydı işime devam edemezdim. O nedenle hamile kadın çalışanlarımıza çocukları 4 yaşına gelene kadar esnek çalışma saatleri sağladım. İşe gelip gitme saatlerine kendileri karar veriyorlar. Ayrıca 52 çalışanımı da şirkete ortak yaparak hep beraber kazanmayı amaçladım. Bu bizi daha da ileri taşıdı’ diyor.
Bu arada önemli bir ayrıntıyı paylaşmak istiyorum... Birleşmiş Milletleri’nin kurumlar ve KOBİ’ler için hazırladığı, işyerinde tüm kadın ve erkeklere adil davranmayı ve kadınlar için profesyonel gelişim ve eğitim konularının teşvik edilmesini öngören Kadını Güçlendirme İlkeleri Sözleşmesi’ni bugüne kadar Suteks dışında sadece Sabancı Holding, Boyner Holding ve A&Y Mağazacılık imzalamış. Bakalım kadınlarına demokrat yaklaşımıyla ünlü İzmir’den imzalayan ilk firma kim olacak?


 

Yazarın Tüm Yazıları