Paylaş
Geçtiğimiz hafta İzmir ve çevresindeki Rotaract Kulüpleri’nin düzenlediği büyük bir toplantıda sevgili Berna Kumaş Sipahi ile birlikte konuşmacıydık. Benim konum, daha çok sivil toplum kuruluşları ve basın ilişkileri üzerine kuruluydu.
Doğrusu bu konu büyük handikap. Özellikle İzmir’de birçok gönüllü kuruluş yaptığı çalışmaların basında yeteri kadar yer almamasından şikayetçi. Aslında bu yöndeki çalışmaların artması ve daha büyük bir tabana yayılması için desteklenmeleri şart. Fakat basın gözünden baktığımızda birbirinin aynı onlarca kulüp, dernek ve oluşum çok da haber değeri taşımadığı düşünülen etkinlikler yapıyor. Yanlış anlaşılmasın; cihaz hediye edilmesi, burs verilmesi, kütüphane açılması çok kutsal ve büyük emekler gerektiren çalışmalar, bir dernekçi olarak bunların farkındayım. Ama aynı zamanda bir basın mensubu olarak da basın açısından ilginç ve çok sık rastlanan haberler olduğunu söylemeliyim.
İzmirli Rotaractlara da söylediğim gibi bu durumda farklı ve yaratıcı projelerle ilgi çekmeleri, normalden iki kat fazla çalışmaları gerekebilir. Dolaylı değil, halka ve ihtiyaç sahiplerine direkt ulaşan ve kalıcı çözümler üreten aktiviteler de önem taşıyor. Yani bir engelliye tekerlekli sandalye almak değil, ama sandalyesini kendi alabileceği bir işe girmesini sağlayacak geçtiğimiz yıl Havagazı Fabrikası’nda Karşıyaka Rotaract tarafından düzenlenen Engelli Kariyer Günleri gibi...
Algıların çok hızlı değiştiği, imaj bombardımanının yaşandığı günümüzde ilgi çekmek eskiye nazaran üç kat zor. Bu durumda her sivil toplum kuruluşunun ‘mış gibi’ yapmadan, başlarını elleri arasına alarak varoluş amaçlarını ve bunu nasıl gerçekleştirebileceklerini daha derin düşünmeleri ve kafa yormaları gerekiyor.
Artık samimi olmayan, insanların hayatlarına gerçek anlamda dokunmayan kurumların, kuruluşların hatta şirketlerin ve kişilerin önem kaybettiği, ciddiye alınmadığı bir dönemde yaşıyoruz. Sosyal medya neden bu kadar güçlü sanıyorsunuz? Herkesin kendini rahatça ifade edebileceği, istediğine direkt ulaşabildiği, bir tweet ya da bir mail ile artık ona yutturulmaya çalışılan cilalı imajları yıkabildiği hatta yok edebildiği bir dönemde yaşıyoruz. Gerçek olmalıyız, gerçek olmalısınız.
Zaten geceye katılan 250 civarında gencin konuşma sonrasında sorduğu sorular ve katkılar onların da ne kadar bilinçli ve aktif olduklarını gösteriyordu. İnanın bana, gençler konuşulan ya da konuşulmayan her şeyin farkında...
Paylaş