Paylaş
ALMAN ısıtma sistemleri devi Viessmann Grubu, 50 milyon TL yatırımla kurduğu Manisa fabrikasında başta Avrupa olmak üzere tüm dünya ülkeleri için kombi üretecek. Dünyada 10 bin 600 kişinin çalıştığı 1.89 milyar Euro cirolu Viessmann, Türkiye’nin ekonomisine güveniyor. Yıllık yaklaşık bir milyon adet kombi ve kazan ile İngiltere’den sonra dünyadaki ikinci büyük ısıtma pazarı olmamız da yatırımda bir başka etken kuşkusuz.
Fabrika değil akademi
Geçtiğimiz hafta firmanın Frankfurt-Allendorf’taki merkezindeydim. Franfurt’ta üst düzey yönetim ile tanıştım, fabrikayı gezerek, bilgi aldım. Son derece temiz, aydınlık ve güzel inşa edilmiş binalarla sanayi firmasından çok, bir akademiyi andırıyordu firmanın merkezi. İşin güzel tarafı Manisa’da da aynı şekilde bir fabrika yapılmış olması.
36 bin 566 metrekare alan üzerinde 6,5 ay gibi çok kısa bir sürede inşa edilen fabrika yeşil bina özelliği taşıyor. Yani çok yüksek enerji verimliliğini, yenilenebilir enerji kaynaklarının ve zararlı olmayan yapı malzemelerinin kullanımını da kapsayan entegre bir enerji konsepti sözkonusu. Bina çatısının güney tarafına fotovoltaik paneller yerleştirilip, kuzey yönündeki pencerelerden üretim alanlarının yoğun gün ışığı alması sağlanıyor. Bu da elektrikli aydınlatmada büyük tasarruf demek. Bina dış yüzeylerinin ısı izolasyonu, etkili güneş koruması ve havalandırma sistemi üzerinden ilave soğutma yapılıyor. Güneş enerjisi ile sadece sıcak su değil, bazı bölümler için elektrik de üretilecek. Geceleri serin dış ortam havası yardımı ile binada doğal soğutma yapılabilecek.
Kadın işçiler de çalışacak
Frankfurt’taki merkezde üretim sahasını gezerken en çok ilgimi çeken kadın işçilerin fazlalığıydı. Öyle ya, bu tip sanayi firmalarının üretim bölümlerinde kadın işçi çalışması, bizim çok da alışık olmadığımız bir durum. Oysa bazı alanlarda kadınlar, elleri ve ince parmaklarının parçalara daha iyi uyum sağlaması nedeniyle daha çok tercih ediliyorlarmış. İşin güzeli, Manisa’daki fabrikada da kadın işçilerin çalışacak olması. Daha önce Türkiye’de 112 olan çalışan sayılarını Manisa fabrikasının açılmasıyla yüzde 100’ün üzerinde artıracaklarını ve ilave 150 kişi daha alacaklarını anlatıyorlar.
500 YILLIK BİNADA UYUMAK
Seyahatim sırasında Frankenberg adlı neredeyse 1500 yıllık bir kasabada kaldım. Yemyeşil ormanlar içerisinde Gotik mimarinin en güzel örneklerini yansıtan binalardan oluşan Frankenberg büyük bir yangın geçirmesine rağmen yüzlerce yıllık yapılarını koruyabilmiş. Konakladığım Sonne-Frankenberg Oteli’nin binaları da 500 yıl önceye uzanıyor. Dışarıdan bakılınca çok eski dönemi yansıtsa da içerisi son derece lüks ve moderndi. Odamın olduğu bina tıpkı Kordon’daki eskiler gibi hafifçe yandakine dayanmıştı. Odamdan boylu boyunca geçen şık ağaç kirişler, güvenlik ve sağlamlığa yönelik her türlü önlemin binanın orijinalini bozmadan alındığını gösteriyor.
Bu güzel Alman kasabasında gezerken İzmir’imizin o güzel binalarını düşündüm. Neredeyse yıkılmak üzere olan fakat tarihi olduğu için dokunulamayan… Neden biz de tarihi binalarımız orijinal dokusunu kaybetmeden günümüze kazandırmayı beceremiyoruz anlamak mümkün değil...
Paylaş