Ayça Kaya

Öpücük hastalığında yok yok!

28 Kasım 2018
Yüksek ateşiniz mi var? Yutkunma güçlüğü mü çekiyorsunuz? Boğazınızın çevresinde ağrılı bezeler mi elinize geliyor? Karnınızın üst tarafında dolgunluk ve ağrı mı hissediyorsunuz? Aynı zamanda bulantı, iştahsızlık ve kilo kaybı mı yaşıyorsunuz? Bu belirtiler varsa çok korkmanıza gerek yok, öpücük hastalığı geçiriyor olabilirsiniz. İç Hastalıkları Uzmanı Ayça Kaya, öpücük hastalığı ile ilgili bilgi verdi.

Öpücük hastalığı, Ebstein Bar Virüs denilen bir virüsün yaptığı Enfeksiyoz Mononükleoz denilen bir hastalıktır. Kişiden kişiye genellikle öpücükle, dolayısı ile tükürükle ve salya ile bulaşır. Bazen kan transfüzyonu ve organ nakli ile de kişiler arası bulaşma olabilir. Cinsel yolla kesinlikle bulaşmaz. Yılın her ayında enfeksiyon görülebilir. Her iki cinste de eşit sıklıkta görülür. Gelişmekte olan ülkelerde toplumda çocukluk çağında yüzde 90 oranında bu enfeksiyon geçirilmiştir. Bizim toplumumuzda ise yüzde 80-85 oranında bu enfeksiyona karşı antikor pozitifliği vardır.

Çocuklarda enfeksiyon gürültüsüz seyreder. Genç-erişkinlerde klinik daha gürültülü seyreder. Bulantı, kusma, iştahsızlık, yüksek ateş, halsizlik, boğaz çevresinde ağrılı bezeler ve kas ağrıları görülebilir. Bazı hastalarda damakta ve vücutta döküntüler görülebilir. Birçok hastada dalak ve karaciğer büyümesi de görülebilir. Bu klinik tablo genelde virüs, vücuda girdikten 30-50 gün sonra ortaya çıkar.

Öpücük hastalığının tanısının koyulması kolaydır. Yapılan kan sayımında lenfosit ve monosit denilen hücre sayıları artmıştır. Özel olarak Ebstein Bar Virüse karşı yapılan antikor testlerinin pozitif olması tanı koydurur. Bu sırada karaciğer fonksiyon testleri 4-5 kat artabilir.

Bu hastalık bir virüs hastalığı olduğu için antibiyotikler işe yaramaz. Yanlışlıkla içilen antibiyotik özellikle ampicilin gurubu vücutta döküntüye neden olabilir. Tedavi semptomlara göre yapılır. Örneğin; ateş varsa düşürülür, burunda tıkanıklık varsa solusyonlarla açılır. 2-3 haftalık yatak istirahati iyi olur. En son halsizlik düzelir. Bazı hastalarda çok nadiren kortizon tedavisi gerekebilir. Genelde prognoz iyidir. Hastalığı geçirenlerde ömür boyu bağışıklık kalır.

Bu hastalığın kişiden kişiye bulaşması için çok yakın temas gerektiğinden, hasta insanların ayrılmasına gerek yoktur. Ancak bu hastalığı geçiren kişilerin 6 ay süre ile kan vermemeleri iyi olur. Yine bu hastalarda dalak çok büyüdüğü için özellikle enfeksiyon seyrinde spor yapmamaları iyi olur. Çünkü spor sırasında dalak yırtılması olabilir.

Yazının Devamını Oku

Zayıflamak için akşam yemeklerini atlayın

23 Ekim 2018
Uzun bir ömür, sağlıklı ve zayıf bir vücut çoğu insanın en büyük isteklerinden biridir. Kalıcı zayıflık ve uzun yaşamın sırlarını, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya verdi.

Yıllar geçtikçe teknolojideki ilerlemeler, besinlere çok kolay ulaşabilme ve hareketsizlik, şişmanlık gibi bir salgın hastalığın da ortaya çıkmasına, her geçen gün büyümesine neden olmuştur. Ortalama yaşam süresi üzerine de bunca ilerlemeye rağmen negatif bir faktör olarak şişmanlık hala etkisini göstermektedir.

Bugün dünyanın en uzun yaşayan insanlarının hep daha zayıf olanlar olduklarının farkına varabiliyoruz. Zayıf kalmayı başarmak aynı zamanda uzun bir ömrün garantisi olabilir mi? Başa gelebilecek herhangi bir kaza sayılmazsa, evet zayıf kalmak ömrü uzatmanın bir yolu sayılabilir. Zayıf kalabilmek için çeşitli moda diyetler her zaman gündem de olsa da artık diyet yaparak kalıcı zayıflama başarılamıyor. Kalıcı zayıflama için yapılacak en önemli yaklaşım yaşam tarzını değiştirmek olacaktır.

Yaşam tarzını değiştirmek için uygulanabilir bir yöntem olarak akşam yemeğinin atlayın. Akşam yemeği atlandığında vücutta olan değişiklikler ise şöyle;

Her ne kadar günlük yaşantıda akşam yemeği aynı zamanda bir sosyalleşme ve tüm aile fertlerinin bir araya geldiği bir paylaşım gibi görülse de daha fazla zaman kaybetmeden bu alışkanlıktan vazgeçmek gerekiyor. Akşam yemeğini atlamayı mümkünse her gün yapın. Bu durumda çok iyi kilo kontrolü sağlarsınız. Haftada en az iki gün yapabildiğinizde ise ortalama kilo kontrolü ile iyi bir metabolik iyileşme elde edersiniz. Akşam yemeğini atlamak kalıcı kilo kaybının ve gençleşmenin en önemli anahtarı olabilir. Akşam yemeği mümkünse saat beşten önce yenmeli ve akşam yemeği yenildikten sonra hiçbir şey yenilmemelidir.

Açlık duygusu yaşandığında, bu durum şekersiz bitki çayları ile giderilmeye çalışılmalıdır. Saat başı içilecek bu şekildeki sıcak çaylar hem sindirimi rahatlatır, hem bağırsakları yumuşatır hem de tokluk duygusu verir. İlk günlerde çok acıkıldığında 1 tatlı kaşığı balla tatlandırılmış süt içilebilir. Süt hem laktik asit seviyesini yükselterek vücudu gevşetir hem de açlıkta temel gereksinim olan şekeri vücuda verir.

Yazının Devamını Oku

Yeşil mercimek zayıflatıyor

12 Ağustos 2016
Protein ve demir kaynağı olan bu mucize besinin faydaları saymakla bitmiyor.

Yeşil mercimek iyi bir bitkisel protein kaynağıdır. Besinlerin ısı etkisi dediğimiz bir mekanizma ile metabolizma hızını hafif arttırır. Sindirime bağlı harcanan enerji artacağı için kilo verme sürecinde mucizevi etki gösterir.

İyi bir bitkisel karbonhidrat kaynağıdır. Yani vücuda kaliteli şeker verir. Özellikle zayıflarken beslenmede günlük alınan kaloriyi azaltılır. Eğer kişi tek yönlü besleniyorsa yeterli şeker alamadığı için buna bağlı halsizlik, yorgunluk, bitkinlik yaşayabilir.

Oysa salatalarına ekleyeceği 2 yemek kaşığı kadar haşlanmış yeşil mercimek, vücuda yeterli şekeri verir ve diyete bağlı bu semptomların görülme durumu azalır.

Çok iyi bir lif kaynağıdır. Lifler bitkilerin hücre duvarında olan bileşenlerdir. Beslenme ile midemize girdiklerinde şişerler ve hacim oluştururlar. Bu durumda da az yemeye bağlı acıkma hissi azalır, yani daha tok kalarak diyete uyum süreci kolaylaşır.

Mercimek bağırsaklarda ilerlerken bağırsak hareketlerini arttırır. İyi bir metabolizma, iyi bir boşaltım sisteminde geçer. Boşaltım sisteminin iyileşmesi zayıflamayı kolaylaştırır.

Yazının Devamını Oku

Ramazan Bayramı’nda da formunuzu koruyun!

29 Haziran 2016
İkramları geri çevirmeyin ama akşam yemeklerinizde az yiyin.

Ramazan ayının bitmesiyle birlikte aç kalan midemizi ödüllendirmek adına daha fazla yemek yeme isteği hissederiz. Fakat normalden fazla yediğimiz bu yemekler bize kilo olarak geri döner. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, bayram ziyaretleri sırasında yüksek kalorili yiyeceklerden uzak durulması gerektiğine vurgu yaparak, ramazan ayı boyunca yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmanın yollarını anlattı.

Bayram süresince fazla yemek yeme eğilimine engel olmak fakat aynı zamanda isteklerimizi karşılamak için öğünleri küçük porsiyonlu sık öğünler haline getirmekte fayda var. Ramazan ayı boyunca yavaşlayan metabolizmayı eski haline getirmek az ama sık yiyerek ve egzersiz yaparak mümkündür.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, bayram ziyaretleri sırasında ikram edilen yüksek kalorili yiyecekleri tüketirken dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Yüksek kalorili yiyecekler şişmanlamayı kolaylaştırdığı için mümkün olduğunca uzak durulması gerektiğini öneriyor.

Unutulmaması gereken en önemli konunun su olduğunu hatırlatan Dr. Ayça Kaya su tüketimini bayramda da artırmak gerektiğini, günlük en az 8 bardak su tüketmemiz konusunda uyarıyor.

İKİ ÖĞÜNDEN FAZLA TATLI YEMEYİN

Gün içinde her ikrama hayır denilemeyeceği için önlemi baştan almakta fayda var. 1 kase yoğurt, beraberinde 1 adet mevsim meyvesi ve 3-4 tane bademle yapılan kahvaltı yeterli olur. Öğle yemeği için; etli, peynirli veya tavuklu bir salata ile bir bardak ayran içmek öğle yemeği için ideal. Öğleden sonraki ziyaretlerde de ikram edilen yiyeceklerden 4 dilim baklava, 3 dilim börek, iki dilim kek yerine; mümkünse 1 porsiyon sütlü tatlı, 1 dilim börek ve 1 ince dilim kek tercih edilebilir. Bu tüketilen tatlı miktarlarının günde iki porsiyonu geçmemesine özen gösterilmelidir. Gün içinde tüketilen ikramlardan sonra akşam yemeğini az yemek gerekir. 5-6 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze yemeği ile 1 kase cacık ve 1 porsiyon meyve yemek yeterli olacaktır.

Özellikle yapımında fazla miktarda yağ, şeker ve un kullanılan hamurlu-şerbetli tatlılardan, kızartmalardan uzak durmakta fayda var. Enerji değeri çok yüksek olan bu yiyecekler bir gün içinde birkaç porsiyon tüketildiği takdirde bel çevresi genişlemesi muhakkaktır. Bel çevresi genişlemesi başta insülin direnci, karaciğer yağlanması, tansiyon yükselmesi gibi metabolik haftalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Bu besinler kolesterolde ani yükselişlere neden olabileceği için ailede hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol ve diğer kalp-damar hastalıkları olanların ve yaşlıların bu durumda hassas olması gerekir.

GÜNLÜK 2,5 LİTRE SU İÇEREK MİDE RAHATSIZLIKLARINI ÖNLEYİN

Bayram ziyaretlerinde ve tatil süresince hızlı ve fazla miktarlardaki tüketim gaz, hazımsızlık, mide bulantısı ve mide-bağırsak hastalıklarına yol açabilir. İkramlıklarda her şeyi tüketmek yerine tadımlık almak bu tip mide rahatsızlıklarını engellemeyi kolaylaştıracaktır. Aynı zamanda sıvı tüketimini artırarak mide problemlerinin önüne geçilebilir. Günlük sıvı alımının 2,5 lt civarında olmasına dikkat edin.

YÜRÜYÜŞE ZAMAN AYIRIN

Bayramı fırsat bilip günlük aktiviteleri de artırmak gerektiğine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya günlük yarım saatlik tempolu yürüyüşler yapılarak vücut hareketini artırmayı öneriyor.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya

Bayram süresince fazla yemek yeme eğilimine engel olmak fakat aynı zamanda isteklerimizi karşılamak için öğünleri küçük porsiyonlu sık öğünler haline getirmekte fayda var. Ramazan ayı boyunca yavaşlayan metabolizmayı eski haline getirmek az ama sık yiyerek ve egzersiz yaparak mümkündür.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, bayram ziyaretleri sırasında ikram edilen yüksek kalorili yiyecekleri tüketirken dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Yüksek kalorili yiyecekler şişmanlamayı kolaylaştırdığı için mümkün olduğunca uzak durulması gerektiğini öneriyor.

Unutulmaması gereken en önemli konunun su olduğunu hatırlatan Dr. Ayça Kaya su tüketimini bayramda da artırmak gerektiğini, günlük en az 8 bardak su tüketmemiz konusunda uyarıyor.

Gün içinde her ikrama hayır denilemeyeceği için önlemi baştan almakta fayda var. 1 kase yoğurt, beraberinde 1 adet mevsim meyvesi ve 3-4 tane bademle yapılan kahvaltı yeterli olur. Öğle yemeği için; etli, peynirli veya tavuklu bir salata ile bir bardak ayran içmek öğle yemeği için ideal. Öğleden sonraki ziyaretlerde de ikram edilen yiyeceklerden 4 dilim baklava, 3 dilim börek, iki dilim kek yerine; mümkünse 1 porsiyon sütlü tatlı, 1 dilim börek ve 1 ince dilim kek tercih edilebilir. Bu tüketilen tatlı miktarlarının günde iki porsiyonu geçmemesine özen gösterilmelidir. Gün içinde tüketilen ikramlardan sonra akşam yemeğini az yemek gerekir. 5-6 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze yemeği ile 1 kase cacık ve 1 porsiyon meyve yemek yeterli olacaktır.

Özellikle yapımında fazla miktarda yağ, şeker ve un kullanılan hamurlu-şerbetli tatlılardan, kızartmalardan uzak durmakta fayda var. Enerji değeri çok yüksek olan bu yiyecekler bir gün içinde birkaç porsiyon tüketildiği takdirde bel çevresi genişlemesi muhakkaktır. Bel çevresi genişlemesi başta insülin direnci, karaciğer yağlanması, tansiyon yükselmesi gibi metabolik haftalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Bu besinler kolesterolde ani yükselişlere neden olabileceği için ailede hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol ve diğer kalp-damar hastalıkları olanların ve yaşlıların bu durumda hassas olması gerekir.

Bayram ziyaretlerinde ve tatil süresince hızlı ve fazla miktarlardaki tüketim gaz, hazımsızlık, mide bulantısı ve mide-bağırsak hastalıklarına yol açabilir. İkramlıklarda her şeyi tüketmek yerine tadımlık almak bu tip mide rahatsızlıklarını engellemeyi kolaylaştıracaktır. Aynı zamanda sıvı tüketimini artırarak mide problemlerinin önüne geçilebilir. Günlük sıvı alımının 2,5 lt civarında olmasına dikkat edin.

Bayramı fırsat bilip günlük aktiviteleri de artırmak gerektiğine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya günlük yarım saatlik tempolu yürüyüşler yapılarak vücut hareketini artırmayı öneriyor.

Yazının Devamını Oku

Baş ağrılarından kurtulmanın 7 yolu!

1 Haziran 2016
Günlük yaşamınızda alacağınız bu önlemler ağrılarınızın geçmesini sağlayacak.

Baş ağrısının yüksek tansiyon, menenjit, kafa içi yer kaplayan lezyonlar, beyin tümörleri gibi çok çeşitli ve çok ciddi nedenleri olsa da Türk Nöroloji Derneği’nin verilerine göre baş ağrılarının %90'ı migren ve gerilime bağlıdır. Eğer siz de migren veya gerilim tipi baş ağrısını çok sık yaşıyorsanız günlük yaşamınızda alacağınız bu önlemler hem baş ağrısı yaşama sıklığınızı azaltır hem de ağrınızın geçmesini sağlar.

Karanlık, sessiz bir ortamda kesintisiz uyuyabildiğinizde ertesi gün baş ağrısı yaşama riskiniz azalır. Karanlıkta ve uykuda salgılanan melatonin ve büyüme hormonunun hem metabolizmayı düzenlediğini hem de bağışıklık sistemini iyileştirdiğini biliyoruz. Daha az baş ağrısı için daha iyi uyku şart. O nedenle gece en geç 23.30’da yatağa gidin ve en erken 06.30’da uyanın. Minimum 6, maksimum 8 saat uyku yeterlidir. Eğer çok fazla uyursanız bu durumda paradoksal olarak baş ağrısı yaşama riskiniz de yükselir.

Doğru beslenme de baş ağrısı yaşamamak için en az uyku kadar önemlidir. Eğer insülin direnciniz veya şeker düşmeleriniz oluyorsa çok uzun açlık süreleri de baş ağrınızı tetikleyebilir. O nedenle açlık hissettiğiniz an vücudunuza doğru yiyeceklerle cevap verebilmek önemlidir. Burada da kan şekerini çok hızlı yükseltip düşürmeyen yiyecekler tercih edilebilir. Mesela glisemik indeksi düşük yiyecekler olan ekşi meyveler, süt, yoğurt, ayran, kuru baklagiller, bulgur ve esmer ekmekler tercih edilebilir.

Yüksek miktarda alkol de baş ağrısını tetikleyebilir. Alkol hem susuzluğu hem de şeker düşmesini tetikler, bununla birlikte beyin damarlarını genişletir ve baş ağrısı yaşamanıza neden olur. Eğer alkol kullanacaksınız alkol derecesi düşük olan bira, şarap gibi içkileri tercih etmeniz daha doğru olur. Alkol sonrası vücudun su ihtiyacı artar, bu da dolaşımı etkileyeceği için 2 litre kadar su içmeye özen göstermek gerekir. Eğer çok sık baş ağrısı çekiyorsanız alkolü hayatınızdan tamamen çıkarmanız doğru olacaktır.

Yazının Devamını Oku

Kuru baklagilleri sık tüketmek için 5 önemli neden

25 Nisan 2016
Kalıcı kilo verdiren mucize yiyecek; kuru baklagiller!

Kanada’da 940 kişi üzerine yeni yapılan bir araştırmada, hiç diyet yapmadan sadece 1 öğünde 1 porsiyon kuru baklagil yenerek 1,5 ayda yarım kilo kaybedildiği gösterildi.

Zayıflarken kuru baklagillerin etkisini maksimize etmenin 10 yolu

  

Bizim kültürümüzde genellikle sebze yemeklerinin içine bulgur ya da pirinç (ıspanak, pazı, pırasa, lahana…) eklenir. Dr. Ayça Kaya, sebzeleri haşlanmış kuru baklagil ekleyerek pişirilmesini öneriyor. Bu yöntemle pişirilen sebzelerin hem protein değeri artar hem de kilo vermeye yardımcı olur.

Yazının Devamını Oku

Günlük süt ve süt ürünleriyle doğru bilinen yanlışlar

22 Nisan 2016
Az yağlı mı içelim yarım yağlı mı yoksa yağsız mı?

1- Süt içerdiği süt şekeri, yağ ve protein açısından çok faydalı bir besindir. Günlük yemeklerinizde bulundurmanız dengeli beslenme açısından çok büyük yarar sağlar.

2- Sütle ilgili yeni yapılan 16 araştırmanın sonucunda tam yağlı süt ve süt ürünleri kullananlarda obezite, diyabet ve kalp damar hastalığı riski daha az bulundu. Tam yağlı süt ürünlerinin bu şekilde etki göstermesi sütün içindeki bütirat, fitanik asit, trans palmitoleik asit ve konjuge linoleik asit gibi faydalı yağ asitlerinden kaynaklanıyor.

3-Tam yağlı sütün içindeki trans-palmitoleik asit kan yağlarını azaltıyor, insülin direncini düşürüyor. Diyabet gelişme riskini %60 azaltıyor.

4-Tam yağlı süt ürünlerinde bulunan başka bir yağ asidi olan Bütiratda bağırsak hücrelerinde enerji dengelemesi yaparak iltihaplanmayı azaltıyor. Bütiratın bu güçlü etkisi özellikle Crohn Hastalarında kendini gösteriyor. Günde 4 gram Bütirat verilen bu hastalarda atak sayısını azaltıyor.

5-Süt ürünlerinde bulunan Konjude linoleik asit yağ yakımını hızlandırıyor. Kalp hastalığı, diyabet ve kanser riskini azaltıyor.

  

6-Sütün içindeki bu iyi yağ asitleri mide boşalma zamanını uzatarak tokluk hissini artırıyor.

Yazının Devamını Oku

Daha hızlı kilo vermek için 5 püf nokta!

22 Şubat 2016
Bu yiyecekler ile istediğiniz vücut ölçülerine daha kısa sürede kavuşabilirsiniz!

1. ANA ÖĞÜNLERİNİZE SALATA VE YOĞURT İKİLİSİ İLE BAŞLAYIN

Salata ve yoğurdu bitirdikten sonra diğer yemeklere geçin. Bizim geleneksel yemek şeklimizde sofraya önce çorba, sonra ana yemek gelir. Salata ve yoğurt çoğu zaman yardımcı yemek olarak sofraları süsler ve çoğu zaman yenmez. Halbuki yemeğe salata ve yoğurtla başlarsanız ve onları bitirdikten sonra ana yemeğe geçerseniz, daha yüksek enerji değeri olan ana yemeği daha az yemeyi başarırsınız. Daha çabuk doyarak sofradan kalkarsınız.

2. YEMEKTE KARBONHİDRAT DEĞERİ YÜKSEK OLAN YİYECEĞİ EN SONA BIRAKIN

Karbonhidratlar vücudumuzun en önemli yakıtıdır. Karbonhidratsız bir hayat düşünülemez. Özellikle beynin kullandığı tek yakıt karbonhidrattır. Ancak ne yazık ki günlük yaşamımızda gereğinden fazla karbonhidrat tüketiyoruz ve fazla karbonhidratlar yağ olarak vücudumuza depo ediliyor. Yemeklerimizin yanında yardımcı yemek olarak kullandığımız patates, pilav, ekmek, makarna, börek, erişte gibi yiyecekleri hep en sonda ve hep en az olarak tüketmeye çalışalım. Bu tür yiyecekleri aynı anda sofrada bulundurmayalım.

  

3. YEMEKTEN ÖNCE VE YEMEK SIRASINDA SU İÇİN

Yapılan bir çok bilimsel araştırmada gösterildi ki, yemek öncesi ve yemek sırasında su içimizayıflamayı kolaylaştırıyor. Yemek sırasında ve öncesinde su içmek midenin boş hacmini küçültüyor, açlığı bastırıyor ve daha az yemeyi sağlıyor.

4. AÇ KARNINA SOFRAYA OTURMAYIN

Yemek yemeye çok aç oturulduğunda yenilen miktar artıyor ve kişi çok zor doyuyor. Çok acıktığınızı hissediyorsanız protein değeri yüksek olan süt, yoğurt, ayran, sütlü kahve gibi yiyecekleri yemekten hemen önce tüketirseniz öğünde daha çabuk doyduğunuzu ve daha az yediğinizi fark edeceksiniz.

5. DAHA TOK TUTAN BU 5 YİYECEĞE SOFRANIZDA DAHA ÇOK YER AÇIN

Limon; yemeklerinizde mutlaka limon kullanın. Çünkü limon yiyeceklerin glisemik indeksini düşürerek kan şekeri dalgalanmalarının önüne geçer, daha tok hissetmenizi sağlar.

Ceviz; ara öğünlerde veya salatalarınıza ekleyeceğiniz 2 adet ceviz içerdiği iyi yağlar sayesinde mide boşalma zamanınızı uzatır ve daha çabuk acıkmanızı önler.

Acı kırmızı biber; acı kırmızı biber içerdiği kapsaisin maddesi nedeni ile metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımını arttırır. Acılı yemekleri daha çok sevmenin vakti geldi.

Turşu; ev yapımı turşunun içindeki probiyotikler bağırsakdaki iyi bakterilerin sayısını arttırarak boşaltımı hızlandırıyor, bağışıklığı güçlendiriyor ve metabolizmayı dengeliyor.

Yoğurt; içerdiği konjuge linoleik asitler sayesinde göbek çevresindeki yağlara savaş açıyor. İçerdiği protein sayesinde daha tok hissetmeyi sağlıyor ve yüksek kalsiyum içeriği yağ yakımını hızlandırıyor.

[fotogaleri=1363]

Salata ve yoğurdu bitirdikten sonra diğer yemeklere geçin. Bizim geleneksel yemek şeklimizde sofraya önce çorba, sonra ana yemek gelir. Salata ve yoğurt çoğu zaman yardımcı yemek olarak sofraları süsler ve çoğu zaman yenmez. Halbuki yemeğe salata ve yoğurtla başlarsanız ve onları bitirdikten sonra ana yemeğe geçerseniz, daha yüksek enerji değeri olan ana yemeği daha az yemeyi başarırsınız. Daha çabuk doyarak sofradan kalkarsınız.

Karbonhidratlar vücudumuzun en önemli yakıtıdır. Karbonhidratsız bir hayat düşünülemez. Özellikle beynin kullandığı tek yakıt karbonhidrattır. Ancak ne yazık ki günlük yaşamımızda gereğinden fazla karbonhidrat tüketiyoruz ve fazla karbonhidratlar yağ olarak vücudumuza depo ediliyor. Yemeklerimizin yanında yardımcı yemek olarak kullandığımız patates, pilav, ekmek, makarna, börek, erişte gibi yiyecekleri hep en sonda ve hep en az olarak tüketmeye çalışalım. Bu tür yiyecekleri aynı anda sofrada bulundurmayalım.

  

Yapılan bir çok bilimsel araştırmada gösterildi ki, yemek öncesi ve yemek sırasında su içimizayıflamayı kolaylaştırıyor. Yemek sırasında ve öncesinde su içmek midenin boş hacmini küçültüyor, açlığı bastırıyor ve daha az yemeyi sağlıyor.

Yemek yemeye çok aç oturulduğunda yenilen miktar artıyor ve kişi çok zor doyuyor. Çok acıktığınızı hissediyorsanız protein değeri yüksek olan süt, yoğurt, ayran, sütlü kahve gibi yiyecekleri yemekten hemen önce tüketirseniz öğünde daha çabuk doyduğunuzu ve daha az yediğinizi fark edeceksiniz.

Yazının Devamını Oku