Paylaş
Yazınızı yazarsınız, fikirlerinizi aktarırsınız, sizi ya takdir ederler ya da yerden yere vururlar. Bu benim için çok keyifli bir yolculuk. Her insan bir renktir bana göre ve ben bu renkleri keşfetmeyi, insanlara bazen ters köşe yaparak bazen de damarlarına basarak çeşitli şekilde gizli kalmış ya da gizli tuttukları derinliklerine inerek renklerini ortaya çıkarmaya bayılıyorum.
Farklı fikirleri dinlemek insanı geliştiren en büyük araçtır.
FARK VAR.
Biz yazarlar mesleğimiz gereği her türlü düşünceye ve eleştiriye açığız fakat bu durumu toplum çerçevesinde değerlendirdiğimizde çok farklı durumlara yol açabiliyor.
Öncelikle “eleştiri” dediğimizde ne anlıyoruz? Bunu bir konuşalım.
Eleştirinin gerçek anlamı; bir kişi, bir eser ya da bir konu hakkında doğru ve yanlışları göstermek amacıyla yazılan kısa metinler, söylenen sözlerdir.
Çok güzel.
Peki, kaçımız eleştiriyi gerçek amacıyla daha doğrusu iyi niyetiyle yapıyor?
Eleştirmiş olmak için eleştirmek ile gerçek amacı doğrultusunda eleştiri yapmak arasında fark var.
Sizce toplumumuzda “eleştiri” hangi amaçla kullanıyor?
Malesef eleştirmeyi ve eleştiriyi bir çoğumuz karşımızda ki insanı küçük düşürmek, onu ezmek hatta eleştiri adı altında aşağılamak amacıyla kullanıyor.
Ben bunu kendimce şöyle ifade ediyorum;
“Fırsat bu fırsat, saldır anasını satayım”
Peki neden?
SÖZÜM ART NİYETİNE ELEŞTİRİ KILIFINI GİYDİRENLERE
Sözüm karşımızdakinin kendisini daha da geliştirmesi için yani tamamiyle gerçek amacıyla eleştiri yapanlara değil, sözüm art niyetine eleştiri kılıfını giydirenlere;
Bir konuya, bir esere, bir duruma, bir kişiye sırf eleştirmiş olmak için eleştiri yapıyorsanız o konu, o eser, o durum, o kişi sizin yaranıza fena halde dokunmuş demektir. Biri ya da bir şey sizin egonuzu ciddi boyutta sarsmış hatta kendinize bile itiraf edemediklerinizi, zayıflıklarınızı, yetersizliklerinizi, görmek istemediklerinizi farkında olmadan sizin gözünüze sokmuş demektir.
Akıllarınca “eleştiri” adı altında laf soktuğunu sanıp bundan muhteşem bir haz alanlar yetersizliklerinden, zayıflıklarından doğan egolarıyla kendilerini kandırararak komik duruma düştüklerini ne zaman anlayacaklar merak ediyorum.
Eleştiri adı altında laf sokmak...
Dürüstlük adı altında aşağılamak...
Kişilerin kendi egolarını tatmin etmeleri için başvurdukları komedi oyunudur.
Bu tarz yaklaşımlara maruz kalanlar açısından baktığımızda vahim durumlar çıkıyor ortaya. Özellikle de biz kadınlarda vahim durumlara erkeklere oranla daha fazla rastlıyoruz.
Eleştiri kimi insanlarda kamçılayıcı olabilirken kimi insanlarda ise özgüveni düşüren bir şey olabiliyor. Hemen iç ses devreye giriyor;
“Yani ben başarısız mıyım? Evet, evet ben başarısızım”
UNUTMAYIN;
Genelde insanlar kendi doğrusunu, kendi inandığını, kendi zihni ne ile doluysa onu savunur. Objektif olmayı ve gerçek anlamıyla yapıcı eleştiri yapabilmeyi başaranlar azdır çünkü eleştiri yapabilmek zihinsel ve ruhsal olgunluk gerektirir. Her zaman kendi düşünceleriniz olsun. Başkalarının aklını dinleyin ama sonuçlarıyla yüzleşmeyi kabul ederek kararlarınızı daima kendi aklınızla verin.
Sevgilerimle
Ayça Akın
www.aycaakin.com
www.facebook.com/aycaakinofficial
www.twitter.com/aycakn
www.instagram.com/aycakn
Paylaş