Liderini omuzladı fıtık oldu

Bu gelenek epey eskide kaldı ama bir dönem lidere bağlılığın önemli gösterilerinden biriydi.

Liderler yurt gezilerinde gittiği illerde muhakkak partililerin omuzlarında birkaç kez yükselirdi.

Bu konuda en mustarip olanlardan biri de SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’ydü.

Mütevazı kimliği Erdal Bey’in omuzlara alınmasına o kadar tersti ki o meşhur “İnönü yatışı” yöntemini icat etti.

Omuzlara alınmaktan hiç hoşlanmayan İnönü, böyle bir riskle karşılaştığında hemen yere yatarak partilileri önlüyordu.

‘SİZİ BIRAKMAYIZ’

Ama Erdal Bey, siyaset dünyasında bu geleneğe direnen belki de tek isimdi.

Diğer liderler alışmıştı omuza alınmaya.

ANAP Genel Başkanı Turgut Özal da sık sık omuzlarda yükselen liderlerden biriydi.

Gerçi Özal’ın omuza alınmasının bazı bedelleri de olmuyor değildi.

Malum, “Tonton” lakaplı Özal, biraz kiloluydu.

8 Mayıs 1985’te henüz iki yıllık Başbakan iken Marmaris dönüşü Aydın’a uğramıştı Turgut Bey.

Belediye meydanında halka hitap ettikten sonra, partisinin il başkanlığı önüne geldiğinde siyasi gelenek bozulmadı ve hemen omuzlara alındı.

ANAP Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Nail Kaplı da, “Aydın’a geldiniz, sizi omuzlarımıza almadan bırakmayız” diyen partililerden biriydi.

SORUMLULUK ÜSTLENDİ

İşte ne olduysa o anda oldu. Nail Kaplı’nın sözlerinden okuyalım:

“Başbakanı omzuma aldığımda içimden bir şey koptuğunu hissettim. Ama omuzlarımda başbakan vardı.”

Ne kadar önemli bir sorumluluğu üstlendiğini farkındaydı Nail Bey. ‘Gık’ bile demedi.

Görevini yerine getirdi, Özal’ı omuzlarda uğurladı Aydın’dan.

İlk günler pek ağrısı sızısı olmadı Nail Bey’in. Ama sonraki günlerde beline bir ağrı saplandı.

Doktora gitti, bel fıtığı teşhisi konuldu.

11 Ekim’de, yani Özal’ın ziyaretinden 6 ay sonra Hürriyet’te yayınlanan habere göre Nail Kaplı fıtık nedeniyle hâlâ fizik tedavi görüyordu.

Ağrıları çoktu ama bunların hiçbiri gözünde yoktu Kaplı’nın. Siyasette yükselmek isteyen her partili gibi demeç veriyordu:

“Önemli değil. Genel Başkanımızı Aydın’da ilk kez biz omuzlarımıza aldık ya, önemli olan bu.”

70 YIL ÖNCEKİ İNTİKAM BOMBASI

HÜRRİYET’in dünkü manşetinde Kadıköy’deki patlamanın perde arkasını Çetin Aydın’ın haberinden okuduk. Mustafa Karahan, kendisini ihbar eden ağabeyinden intikam almak için yıllardır bomba hazırlıyordu. Amacı ağabeyini bombayla öldürmekti. Buna imkân bulamadan kendi hazırladığı bombanın patlaması sonucu öldü.

Bundan tam tamına 70 yıl evvel, 13 Ekim 1952’de İstanbul Taksim’de de bir bomba patlamış, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin sevilen ve başarılı profesörü Muhittin Etingü hayatını kaybetmişti.

Etingü bahriye kökenliydi. Olaydan beş yıl önce üniversiteye tayin olmuş, gemi inşası konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerindendi. Bombalı saldırının enteresan bir hikâyesi vardı.

14 Ekim 1952 tarihli Hürriyet’te yayınlanan “Bir çiçekçi, Etingü’nün ölümüne sebep oldu, kendi de parçalandı” başlıklı haberde detaylar anlatılıyordu.

ÇİÇEKÇİ RIFAT

“Hadise esrarlı bir mahiyet arz ediyor” denilen habere göre saldırgan Rıfat Gedikoğlu, Çiçek Pazarı’nda çiçekçilik yapıyordu.

Büyükada’da yaşayan İhsan isminde bir kadınla tanıştı. Bir süre flört ettikten sonra nişanlar takıldı.

Birkaç aylık nişanlılığın ardından geçimsizlik başladı. Nişan atıldı. Ancak Çiçekçi Rıfat ilişkinin peşini bırakmıyordu.

Eski nişanlısının hizmetçi olarak işe başladığı eve gidip geliyor, İhsan ile barışmanın yollarını arıyordu.

Bu ev, Etingü’nün kayınbiraderine aitti.

Ve evdekiler Çiçek Rıfat’ın bu ziyaretlerinden hiç de hoşnut değillerdi. Çiçekçi Rıfat’ı ev ahalisinin yanı sıra Muhittin Etingü de tersliyordu. Rıfat’ın birçok suçtan sabıkası vardı. Etingü ailesi İhsan’ın bu adamla tekrar bir araya gelmesini istemiyorlardı.

APARTMANA GİTTİ KAPIYI ÇALDI

İhsan ile görüşememesinden Etingü ailesini sorumlu tutan Çiçekçi Rıfat, 13 Ekim günü bir lokum dinamitle profesörün Abdülhak Hamit Caddesi’ndeki evine gitti.

Apartman görevlisinin engellemeye çalışmasına rağmen üst kata çıktı. Önce çaldığı kapı açılınca Etingü’nün eşi Münevver Hanım’ı sordu. “Karşı daire” yanıtını alınca 7 numaralı kapıyı çaldı, ardından da elindeki dinamiti patlattı.

Olayda, kapının hemen arkasındaki Profesör Etingü hayatını kaybetti. Çiçekçi Rıfat da paramparça olmuştu.

Polis olayda siyasi bir yön bulunup bulunmadığını derinlemesine araştırdı. Ancak buna ilişkin bir delil bulunamadı.

Türkiye’nin en parlak gemi inşa uzmanlarından biri, 70 yıl önce sarhoş bir çiçekçinin saldırısıyla şehit oldu.