Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

Kabzımal yemini

1960 yılında sebze-meyve fiyatlarındaki artış bir türlü kontrol altına alınamıyordu.

Haberin Devamı

27 Mayıs askeri darbesinin hemen ardındaki günlerdi.

İstanbul’un yönetimi de askeri idaredeydi.

Hatta İstanbul Hali’nin başında bile bir binbaşı vardı, Turgut Budak.

Örfi İdare Komutanlığı, 13 Ağustos’ta İstanbul Hali’ne operasyon düzenledi.

Kabzımal yemini
14 AĞUSTOS 1960

“İktisadi düzeni bozan ve suni pahalılık yaratan” 60 kabzımal gözaltına alındı.

Kabzımalların, Anadolu’daki müstahsillere (üreticilere) “şifreli telgraf” çekip İstanbul piyasasını kontrol altına aldıkları iddia ediliyordu.

Ayrıca 20 kabzımalın satış yapma yetkisi iptal edildi, 40’tan fazla işyeri kapatıldı.

AHLAK YASASI

Operasyonun ardından Hürriyet’te kabzımalların “Ahlak Yasası” hazırladıklarına ilişkin bir haber vardı.

Haberin Devamı

“Dürüst çalışmaya azimli kabzımallar”, Hal Müdürü Binbaşı Budak ile işbirliği yapmayı kararlaştırmış, hazırladıkları ahlak yasasını müdüre vermişlerdi.

Ahlak yasası dedikleri şey, özünde “yasalara uyma” yasasıydı. Zaten kanundaki usullere uyacaklarını taahhüt ediyordu kabzımallar.

Kabzımal yemini

31 Ağustos 1960

Bu görüşmenin ardından 400 kabzımal 30 Ağustos’ta İstanbul Merkez Hali’nde buluştu. Sırayla masaya serilen Türk bayrağına el basıp yemin ettiler. Yemin metni şöyleydi:

“Hiçbir zaman şahsi menfaatlerimi menfaati milliyenin fevkinde tutmayacağıma, mesleki dürüstlük ve vicdan faziletine aykırı bir gaye gütmeyeceğime namusum, şerefim ve Allahım üzerine yemen ederim.”

Haldeki pahalılık krizi 1960’ta işte böyle çözülmüştü.

GERÇEK OLMAYABİLİR AMA GÜZEL HİKÂYE

İNGİLTERE’de yaşayan Frank Todd, görme engelliydi. Hayatında ona Faith isimli köpeği kılavuzluk ediyordu.

Frank ile Faith’in 4 yıllık yoldaşlığı talihsiz bir olay nedeniyle son buldu.

Faith de sahibi gibi kör olmuştu. Artık Frank’e kılavuzluk yapamıyordu.

Bu olay Frank Todd’un hayata küsmesine, evden hiç çıkmamasına neden oldu.

Bu haberin İngiltere’deki gazetelerde yayınlanması üzerine veteriner hekimler bir araya geldi ve Faith’i hayvan hastanesine yatırdı.

Haberin Devamı

Günlerce süren tedavinin ardından kılavuz köpeğin görme yetisi geri geldi.

Kabzımal yemini
12 Mart 1964

Bu “mucizenin” ardından Frank ile Faith hastanenin lobisinde yeniden buluştu. Bu an, haberde şöyle anlatılıyordu:

“Bu buluşma sahnesi, heyecanlı ve çok hazin olmuştur. Faith artık eskisi gibi âmâ sahibi Frank Todd’un her zaman hizmetindedir. Onu istediği yere alıp götürmeye başlamıştır.”

12 Mart 1964 tarihli haberde ikilinin buluştuğu anın fotoğrafı da vardı.

Haber hafif Yeşilçam filmi tadında. Hikâye de tam olarak böyle mi yaşandı bilmiyorum.

Ama Frank ile Faith’in dostluğu çok güzel anlatılmıştı.

TARİHİN EN NAİF HABERİ

ŞİMDİ anlatacağım hikâyenin bugün için haber değeri olmadığı kesin.

Haberin Devamı

Hatta bence yayınlandığı 1955 tarihi için bile haber değeri tartışmalı.

Eylül 1955’te İstanbul’da “10. Bizans Tetkikleri Kongresi” yapılıyordu.

Tüm dünyadan uzmanların katıldığı kongre Edebiyat Fakültesi’ndeydi.

Kabzımal yemini
18 EYLÜL 1955

18 Eylül 1955’te Hürriyet’in birinci sayfasında, üstelik oldukça geniş bir yer kaplayan haberin başlığı şöyleydi:

“Ada vapurunu kaçıran 75’lik profesör tezini okuyamadı.”

Gazetenin “kongrenin en enteresan hadisesi” diye duyurduğu habere göre, Belçikalı Prof.Hanri Geguar, Büyükada’da kalıyordu.

Profesör vapuru kaçırınca “10, 11 ve 12’nci asırlarda Bizans imparatorları ile Papalar arasındaki münasebetler mevzulu enteresan konuşmasını” yapamamıştı.

Haberin Devamı

Sanırım basın tarihinin en naif haberlerinden biriydi bu.

80’LERİN WHATSAPP’IYDI

1970 ve 80’lerde özellikle iş dünyası için vazgeçilmez iletişim araçlarından biriydi teleks.

Bugünkü WhatsApp’ı düşünün. İşte onun daktilo gibi bir makine üzerinden iki abone arasında görüşme imkânı verilen haliydi. Tabii, bir ekran yoktu, yazılanlar kağıda dökülüyordu.

Her teleks hattının bir numarası vardı.

Kabzımal yemini

Basın dünyasının da eli ayağıydı bu makineler.

Ancak bir sorun vardı. Ne kadar para öderse ödesin herkes teleks alamıyordu. Çünkü hat sayısı sınırlıydı.

1985’in en büyük müjdelerinden biri Ankara ve İstanbul’a 2’şer bin teleks hattının verilmesiydi.

Önceden parasını yatıranlara teleksleri teslim edildi.

Haberin Devamı

Üstelik yeni teleksler müthiş bir teknolojiye sahipti. Görüşme yapan aboneler, istedikleri kişiyi anında karşılarında buluyordu.

Bir de eğer aranan numara meşgulse, “bu maharetli teleksler, aynı aboneyi beklemeye geçip, belli aralıklarla beş defa daha arıyordu.”

Çok değil, bundan 37 yıl önce iletişim dünyasının en büyük gelişmesi işte buydu.

Bugün gözünü akıllı telefona ve tablete açan kuşağa duyurulur.

Yazarın Tüm Yazıları