Paylaş
Şampiyon, Glynn Wolfe isimli mirasyedi bir papazdı.
Wolfe, Indiana’lı banker babasından kalan mirasla Nevada, California ve Montana’da birçok otel satın almıştı.
Sonra da evlilik kariyerine başladı.
Las Vegas’a yerleşti, ilk evliliğini 28 yaşındayken yaptı.
Bu fotoğraftaki, Wolfe’un 13’üncü eşi Sherry. O yıllarda Wolfe 47, eşi 20 yaşında.
Bundan sonra da tam 16 kez evlenip boşandı. Eski eşleri ondan “Dünyanın en harika erkeği” diye söz ediyorlardı.
Hepsine nafaka ödüyor, hatta zaman zaman görüşüyordu. Sadece 7’nci eşi Mari Arbanis aleyhine nafaka davası açmıştı.
Ama ondan önceki altı eşi mahkemeye koşup Wolfe için şahitlik yapınca davayı kazanan da mirasyedi papaz oldu. 1964 tarihli bu haberde Wolfe’un 16 eski eşini bir araya getirerek bir parti verdiği anlatılıyordu.
9 EKİM 1964/22 ŞUBAT 1979
EN KISASI 17 GÜN
Wolfe’u Hürriyet arşivinden biraz daha araştırınca evlilik kariyerinin o partiyle sona ermediğini gördüm.
İşte 22 Şubat 1979’dan bir haber:
“Arkadaşları arasında ‘Scotty’ olarak bilinen Wolfe, Eva isimli genç bir kadınla 22’nci evliliği için hazırlanıyor.”
O tarihte 71 yaşına ulaşan Wolfe’un tam 39 çocuğu vardı.
Kayıtlara göre en kısa evliliği 17 gün, en uzunu 11 yıl sürmüştü.
Üç kadınla ikinci kez evlenmişti.
Sadece 5 evliliği, eşlerinin ölümü nedeniyle sona ermiş, geri kalan hepsiyle boşanmıştı.
SÜPER KUPA GİBİ
Şampiyon, 1997 yılında 89 yaşında hayata veda ettiğinde tam 31 kez nikâh masasına oturmuştu.
Sahip olduğu çocuk sayısı için “yaklaşık” 40 deniliyordu. Kesin bir rakam yoktu.
Jübilesini ölmeden bir yıl önce Linda Taylor ile yaptı. Bu evliliğini diğer 30’undan ayıran önemli bir özelliği vardı.
Son eşi Linda Taylor da tam 23 kez nikâh masasına oturmuş, ‘kadınlar evlilik şampiyonu’ydu.
Bu evlilik bir nevi şampiyonların buluştuğu süper kupa gibiydi.
28 EYLÜL 1995
İLK SINIR ÖTESİ YAYININ HİKÂYESİ
1980’li yıllar Bulgaristan’daki yönetimin soydaşlara yaptığı ağır zulümlerle geçti.
Birçok kişi çareyi Türkiye’ye kaçmakta buluyordu.
Ama önemli bir detay vardı. Soydaşların Bulgaristan’daki mal ve mülk haklarını kaybetmemeleri için tüm resmi belgelerini yanlarında getirmeleri gerekiyordu.
Türkiye bu bilgiyi soydaşlara ulaştırmaya çalışıyordu. Bulgaristan’daki rejim çok sıkı, kapalıydı. Türk istihbarat birimleri bir çare bulmak için 1989’da PTT’ye başvurdu. PTT’de uzun toplantılar yapıldıktan sonra bir çözüm bulundu.
28 EYLÜL 1995
‘BİZE BİR HELİKOPTER VERİN’
“Bize bir helikopter tahsis edin, sorunu çözeriz” denildi.
Gizli olarak uygulanan bu çözümü yıllar sonra, 28 Eylül 1995 tarihli Hürriyet’te Türksat projesinin başındaki İlhami Aygün anlatmıştı:
“Bize tahsis edilen helikopterin pilot bölümü dışındaki tüm koltukları söktük. Sökülen koltukların yerine çok güçlü aküler yerleştirdik ve helikopterin içini bir TV verici istasyonu haline getirdik. Vericileri de helikopterin paletlerine yerleştirdik.”
Soydaşlara ulaştırılacak mesajı içeren TV bandı da hazırlandı.
Helikopter her gün Bulgaristan sınırına çok yakın bir mevkide yükseliyor, iki saat boyunca aynı noktada havada duruyordu. Bu iki saat içinde de televizyon yayını Bulgar topraklarına ulaşıyordu.
Henüz Türkiye’nin uydularının olmadığı, kendi sınırları dışına yayın yapamadığı zamanlardı.
Helikopterli bu çözüm, yurtdışına yapılan ilk yayındı.
KATİL AYI ADLİYEDE
Çok yakın zamana kadar ayılar büyük işkencelerle mahalle aralarında oynatılırdı. Artık böyle barbarlıklara izin verilmiyor.
Bu haber 1963 senesinden.
Küçükbakkalköy’de yaşayan Arif Kaytan’ın, Berduş isminde 2.5 yaşında bir ayısı vardı. Kaytan, mahalle aralarında dolaşıyor, tefle Berduş’u oynatıyordu. Bir gün Kaytan evden çıktığında Berduş bağlı olduğu sırığı yıkıp, gecekonduya girdi.
Sahibinin 65 yaşındaki yengesi Emeti Kaytan yatalaktı.
9 EKİM 1963
Berduş, yaşlı kadına saldırdı.
O sırada eve gelen Arif Kaytan, Berduş’u güç bela dışarı çıkardı. Ama çok kan kaybeden yengesi kurtarılamadı. Berduş ertesi gün taksiyle Kadıköy Adliyesi’ne sevk edildi.
Bir ayının adliyeye getirilmesi pek de alışıldık bir şey değildi.
Haberde bu durum şöyle anlatılıyordu: “Türk Ceza Kanunu’nda insan öldüren ayı için cezai bir müeyyide bulunmadığından, katil hayvan tevkif edilememiştir. Berduş, Bağlarbaşı’ndaki Temizlik Koğuşu’nda müşahede altına alınmıştır.”
Berduş, 13 gün karantinada kalacak, eğer kuduz çıkarsa tüfekle öldürülecekti.
Aksi halde serbest kalacaktı.
Berduş’un akıbetini öğrenemedim. Ama “adliyeye çıkarılan ilk ayı” olarak tarihe geçtiğini söylemek yanlış olmaz.
Paylaş