Paylaş
THY’nin Boeing 737-400 tipi Trakya uçağı, Cidde’deki hacıları almak için 7 Nisan 1999’un ilk dakikalarında Adana’dan havalanmıştı.
Uçakta sadece 2 pilot ve 4 kabin memuru vardı.
8 NİSAN 1999
Kalkıştan sadece 11 dakika sonra gece 00.44’te uçak 90 derecelik bir açıyla yere çakıldı.
Bu kaza havacılık tarihi açısından çok enteresandı. Bir uçağın bu kadar yüksek süratle dikey biçimde yere çakılması sık rastlanan bir şey değildi.
Kaza haberi duyulduğunda THY’nin Adana’ya bir uçak kaldıracağını öğrendik. Uçak, Ulaştırma Bakanlığı yetkililerini almak için Ankara’ya da inecekti.
Muhabir arkadaşım Ümit Çetin ile birlikte o uçağa binmeyi başardık. Bir saat sonra Adana’daydık.
BENZİN KOKUSU VARDI
Trakya uçağı, Adana’nın Ceyhan ilçesinde meşhur Bilici çiftliğinin hemen yanındaki boş tarlaya düşmüştü.
Sabahın çok erken saatlerinde kaza yerine ulaştık. Alanın güvenliğini sağlayan jandarmanın ardından bölgeye ilk giren gazeteciler de bizdik.
Günlerdir süren yağış nedeniyle toprak çok yumuşaktı.
Yoğun bir benzin kokusu kaplamıştı her yanı. Bazı yerlerde topraktaki küçük alevler görülüyordu.
Ama birkaç küçük parça dışında ortada uçağa ilişkin neredeyse hiçbir enkaz yoktu.
İleride geniş bir krater oluşmuştu. Ortasından dumanlar yükseliyordu.
Uçak yere çakılınca parçalanmış, toprakta da derin bir çukur oluşmuştu.
Uçağın kuyruğundaki stabilize kanatlar enkazdan 2 kilometre uzakta bulundu.
Kuyruktaki yatay stabilize, uçağın yükselmesini ve alçalmasını sağlıyordu. Dikey olan ise uçağa yönünü veriyordu.
HAFTALARCA KAZI YAPILDI
- İlk başta kuyruktaki stabilizelerin kopması neticesinde uçağın düz duramayıp mermi gibi burun aşağı çakıldığı düşünüldü.
ABD’nin Pittsburg kentinde 1994’te yaşanan kazaya benziyordu. O kazaya uçaktaki imalat hatası neden olmuştu. Ancak kuyrukta herhangi bir yanık izi yoktu. Bıçakla kesilmiş gibiydi.
Kraterde haftalarca sürecek bir kazı başladı.
Kazayla ilgili bilgi verecek kara kutulardan ilkine 17 metre derinlikte ulaşıldı.
Kokpit konuşmalarının yer aldığı diğer kara kutu FDR’ye ulaşmak ise günler aldı. Ancak kutu çok zarar görmüştü. Kokpit içi konuşmaların çözülmesi için büyük çaba harcandı.
Uçağın kokpit kısmı ise daha derinlerdeydi.
Ona ulaşmak çok daha zordu. Günlerce kazılar yapıldı, uçak parçaları kum eleklerinden geçirilerek arandı.
Kaza raporunun çıkması ise 3 yıl sürdü.
KOKPİTTEKİ SON KONUŞMALAR
KAZA kırım raporu 3 yıl sonra yayınlandı. Hürriyet’ten Ümit Çetin, bu rapora ulaştı, haberini yaptı.
24 ARALIK 2003
24 Aralık 2003 tarihli gazetenin manşetinde “Kabin görevlileri dikkat dağıttı” başlığıyla bu haber vardı.
Rapora göre kazada kötü hava koşulları etkiliydi. Pilotlar “buzlanma önleyici pitot statik sıcaklık sistemi”ni uçuş öncesi veya uçuşun herhangi bir anında çalıştırmamıştı.
Bununla ilgili otomatik uyarıyı da fark etmemişlerdi.
Sistem, değerleri yanlış okumuş, pilotlar hızı arttırmak için uçağın burnunu aşağıya eğmiş, tam gaz vermişti.
Bundan sonra da uçağı düzeltmek mümkün olmadı.
Pilotların bu dikkat dağınıklığı ise yasak olmasına rağmen kokpitte bulunan iki hostese bağlanıyordu.
Haberde kokpitteki son konuşmalar da vardı.
Pilotun, “Ağabey gidiyoruz. Gittik...” sözlerine karşılık hostesin “Kaptanım... Hayır... Bir şeyler yapın, size yalvarıyorum” çığlığı kayıtlara geçti.
Paylaş