Paylaş
Araştırmanın amacı “kendilerinin en iyi olduklarını düşünen”leri bulmaktı.
Bunu için bir anket düzenlendi. Ve “Türkiye’nin megalomanları” listesi çıktı ortaya.
Hürriyet de Kadınca’nın bu araştırmasını 18 Şubat 1992’de arka kapağının manşetine taşıdı.
Listede sadece iki kadın vardı. Geri kalanların tamamı erkekti.
Dergi bunu “Daha mütevazı oldukları ortaya çıkan Türk kadınları listeyi sadece Banu Alkan ve Eser Noyan ile delebildi” diye yorumluyordu.
KENDİNİ BEĞENMEMEK ANORMALLİKTİR
Geri kalan “erkek liste” alfabetik olarak şöyle verilmişti:
“Barış Manço, Cem Özer, Cenk Koray, Engin Ardıç, Ferhan Şensoy, Hıncal Uluç, Hilmi Yavuz, Kadir İnanır, Mazhar Alanson ve Mustafa Denizli.”
Listedeki üç isme bu araştırmayla ilgili görüşleri soruldu. Hepsi birbirinden çarpıcı yanıtlar verdi.
Mustafa Denizli listedekilerin mesleklerindeki en iyi kişiler olduklarına vurgu yapıyordu:
“Kendini beğenmeyen insan var mıdır? Kendini beğenmek anormallik görülüyorsa, bana göre beğenmemek süper anormalliktir. Seçim yapılan kişiler aşağı yukarı mesleklerinin en iyileri. En iyisi olmak megalomanlıksa Allah beni ayırmasın.”
MEGALOMAN DEĞİLİM, BEN ZATEN BÜYÜĞÜM
En sert çıkış tabii ki Kadir İnanır’dan geldi:
“Kim söylüyor bana megaloman olduğumu. Bunu söylemek suç belirtisidir. Böyle bir şey konuşmak suç teşkil eder. Öyle bir şey yok. Son derece sıhhatli bir adamım. Kim böyle bir şey söylüyorsa bir derdi vardır: Ya da ulaşıp beni tanıyamıyorlardır.”
Ama araştırmayla ilgili “en kral” yaklaşımı “müthiş bir özgüvenle” Hıncal Uluç koydu ortaya:
“Ben megaloman değilim, megaloyum, yani büyüğüm. Megaloman, kendini büyük zannedendir, ben büyüğüm, ben zannetmiyorum, öyleyim. Mesleğimde büyüğüm, düşüncelerimde büyüğüm. Biz Türk milleti, daima küçük düşünmeye, küçük söylemeye alıştırılmışız. Kendine büyük hedefler seçeceksin ki büyük hedeflere ulaşasın.”
GAZLI İLK OTOMOBİL 1963’TE YAPILMIŞ
Özellikle 90’lı yıllardan itibaren LPG’li otomobiller çok tuttu.
İlk yıllarda bunları kullanmak yasaktı. Otomobillerin bagajlarındaki tüp haberlerinden geçilmiyordu gazeteler.
Daha sona yasal düzenlemeyle yaygınlaştı kullanımı.
Benzine göre çok ekonomikti. Daha ucuza, daha uzun mesafe gitme imkânı veriyordu.
Türkiye’de otomobilde tüp kullanan ilk ismin Halit Avcıoğlu olduğu yazıldı gazetelerde yıllarca. Sene 1978’di.
Oysa bundan çok önce 1963’te bununla ilgili bir haber var Hürriyet sayfalarında.
Eski bir havacı üsteğmen olan Rauf Güryıldırım, otomobilini tüp gazla çalıştırdığını anlatıyordu.
8 Nisan 1963’te Hürriyet’in birinci sayfasındaki haberde “Otomobil yakıtı olarak bütan gazı kullanıyor” deniliyor. Emekli asker Güryıldırım, Kadıköy’de bir şoför okulunun sahibiydi.
“Benzine artık ‘paydos’ diyen bir sistem bulmuştur” denilen Güryıldırım bagaja koyduğu tüple çalıştırıyordu aracını.
Güryıldırım’ın sisteminde karbüratöre de ihtiyaç bulunmuyordu. 12.5 kiloluk normal bir tüple 250 kilometre gidilebiliyordu.
Türkiye, Halit Avcıoğlu’nun adını çok duymuştu. Ama bu işin Türkiye’deki öncülerinden Rauf Güryıldırım’ı hiç kimse bilmiyordu.
DEMET AKALIN’IN BİR DE YÜZÜ GÜLSE
Ünlü şarkıcı Demet Akalın, müzik kariyeriyle şöhreti yakalamadan çok önce mankenlik yapıyordu. 1989’daki bir mücevher defilesi, Akalın’ın podyumlardaki ilk mankenlik tecrübelerinden biriydi. Ataköy Galleria’daki kuyumcular, özellikle yabancı diplomatlar için düzenledikleri defilede setlerini ünlü mankenler eşliğinde sunmuştu. Akalın bu defileye çıktığında henüz 17 yaşındaydı.
Akalın ile birlikte Meral Konrad, Şebnem Dinçgör ve Nilgün Han da podyumdaki isimlerdendi.
28 Kasım 1989 tarihli Hürriyet’te yer alan haberde, “Genç manken Demet Akalın, gerdanlığı ve alınlığıyla ilginç görünüm sergileyen takımı kendisine yakıştırmıştı” deniliyor. Akalın’ın performansı için de küçük dokundurmalı bir yorum var:
“Yeni mankenlerden Demet Akalın çok beğenildi. Hem podyumdaki hakimiyeti hem de düzgün fiziğiyle ilgi toplayan Akalın için yapılan tek eleştiri vardı o da, genç mankenin yüzünün bir türlü gülmemesiydi.”
200 YIL ÖNCE İSTANBUL’UN NÜFUSU KAÇTI
TÜİK her yıl yaptığı gibi, önceki gün nüfus verilerini açıkladı. İstanbul’un nüfusu, bir önceki yıla göre 378 bin 448 kişi artarak 15 milyon 840 bin 900 kişi oldu.
Peki 200 yıl önce İstanbul nüfusu kaçtı?
8 Eylül 1963’te Hürriyet’te yayınlanan bir habere göre ilk nüfus sayımı 1829’da yapıldı İstanbul’da. Sayımın gerekçesi de Rus savaşı nedeniyle erzak kıtlığı çekilmesiydi. İstanbul, Galata, Beyoğlu, Üsküdar ve Kadıköy semtlerinde yaşayan herkes tek tek sayıldı. 359 bin 89 kişi çıktı.
Aynı haberden öğreniyoruz ki Taş Devri’nde yer yüzündeki toplam nüfus 10 milyondu.
Bugün İstanbul’da Taş Devri’ndeki toplam insan sayısından 5.8 milyon kişi fazlayız.
Paylaş