Aslı Ercanlı

STRES DİŞETİ HASTALIKLARINI TETİKLİYOR

18 Eylül 2014
Her şeyin başı sağlık. Günümüzde hangi hastalığa bakarsak bakalım liste başındaki nedenin stres olduğunu görüyoruz...

Her şeyin başı sağlık. Günümüzde hangi hastalığa bakarsak bakalım liste başındaki nedenin stres olduğunu görüyoruz. Genel sağlığımızı korumanın ilk adımı ise stresten uzak durmak. Sıkıntı, üzüntü, stres genel sağlığımızı etkilediği kadar ağız ve diş sağlığımızı da etkiliyor. Üstelik diş kayıplarına varan sonuçlar doğuruyor.

Yapılan araştırma ve çalışmalar stresin sağlığımız üzerindeki olumsuz etki yarattığını ortaya koyuyor. Örnek vermek gerekirse, Amerikan Psikoloji Derneği(American Psychological Association) tarafından yayınlanan bir bildiride, kronik stresin bireyleri hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirmenin yanı sıra bağışıklık sistemi sistemlerinin sinyallerine yanıt verme kabiliyetini de olumsuz yönde etkilediği belirtiliyor. Araştırmacılar bu durumun barsak hastalıklarına karşı duyarlılığı arttırabileceğini öne sürüyor. Çene (Alveol) kemiğin yıkıma uğradığı yaygın dişeti iltihabı vakalarında da benzer patobiyolojik değişimler saptanmıştır.

Öte yandan, stres en çok diş eti hastalıklarına sebep oluyor. Dişetleri ağzımızın ve dişlerimizin alt yapısını oluşturuyor. Nasıl ki sağlam bir bina yapabilmek için sağlam bir temele ihtiyaç varsa yapılabilecek uygulamalar için dişetlerinin sağlıklı olması gerekiyor. Sağlıklı dişeti gülkurusu rengindedir. Oysa stresin bağlı olduğu durumlarda ilk etkilenen dişetleri koyu bir renk alıyor.

Dişeti hastalıkları kendini ilk önce tartar yani diş taşı olarak gösteriyor. Peki, nasıl oluşuyor? Gıda artıkları tükürükteki minerallerle birleşerek dişler ve dişetleri etrafında kireç tabakaları oluşturuyorlar. Bu kireç tabakaları başlangıçta yumuşaktır. Ancak hızla sert tabakalara dönüşüyor ve fırçalayarak bunları dişlerinizden uzaklaştıramıyorsunuz. Ancak diş hekiminiz diş taşı temizliği için dizayn edilmiş uygun ultrasonik aletlerle dişlerinize zarar vermeden çıkartılabiliyor.

“Tartarlar temizlenmek zorunda mıdır?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet tartarlar genellikle 6 ayda bir mutlaka temizlenmeli. Temizlenmediklerinde dişler etrafında ve dişetleri içinde kendilerine ait yuvalar oluşturuyorlar. Bu yuvalar oluştuktan sonra içindeki diş taşı büyüyor ve dokuda yabancı madde reaksiyonuna yol açıyor. Bu da ağzımızda dişeti iltihabı olarak kendini gösteriyor.

En sık aldığım sorulardan biri de diş taşı temizletmenin zarar verip vermeyeceğidir. Hatta "temizlik sırasında diş mineleri çizilir mi?" veya "bir kere temizletince hep ister mi?" gibi sorular da ardı ardına geliyor. Hayır, diş taşı temizliği dişlere zarar vermez. Hatta ağzınız için yaptırabileceğiniz en faydalı, en çabuk, en rahat ve en ucuz işlemdir. Bunun yanı sıra düzenli temizlik yaptırarak birçok ağız ve diş probleminin de önüne geçebilirsiniz.

Dişeti iltihabının ilk belirtisi kanamadır. Sağlıklı diş eti kanamaz. Eğer sert gıdalar tüketirken ya da dişlerinizi fırçalarken diş etinde kanama gözlemliyorsanız mutlaka diş hekime başvurmalısınız. Ağız kokusu, diş eti iltihabının bir diğer belirtisidir. Kısaca, diş eti kanaması, kötü tat ve ağız kokusu, dişetlerinde şişme, yanma, dişetinde çekilmeler ve açığa çıkan kök yüzeyinde hassasiyet, dişeti kenarlarında ya da diş aralarında diş taşına bağlı siyah alanlar, dişlerde sallanmalar, dişler arasında açılmalar dişeti hastalıklarının belirtileridir.

Stresin yarattığı bir diğer sorun ise diş gıcırdatma. Günün yoğunluğunda diş gıcırdatmanın etkileri hissetmesek de geceleri stresle dişlerimizi sıkıyor ve gıcırdatıyoruz. Bilenmiş dişler bu durumun kanıtı. Ayrıca boyun ve sırttaki kas gerilmeleri ve baş ağrısının sebebinin de genellikle uykuda diş gıcırdatma olduğunu görüyoruz.  Dişlerinizi sıkmaktan ve gıcırdatmaktan yıldıysanız bir diş hekimine gitmelisiniz. Diş hekimine başvurduğunuz vakit size verdiği ısırma aparatları gece kullanıldığında dişlere aşırı yüklenmenizi engelliyor. Aynı zamanda diş minesi, çene eklemi çene kemikleri ve diş etine gelebilecek zararları da önler. Tabii bir yandan da stresi hayatınızdan çıkarmanız gerekir.

Yazının Devamını Oku

Stres Dişeti Hastalıklarını Etkiliyor

16 Eylül 2014
Günümüzde çoğu hastalığın nedeni stres olarak görülüyor. Stres genel sağlığımız dışında ağız ve diş sağlığımızı da etkiliyor.

Yapılan araştırma ve çalışmalar stresin sağlığımız üzerindeki olumsuz etki yarattığını ortaya koyuyor. Örnek vermek gerekirse, Amerikan Psikoloji Derneği(American Psychological Association) tarafından yayınlanan bir bildiride, kronik stresin bireyleri hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirmenin yanı sıra bağışıklık sistemlerinin sinyallerine yanıt verme kabiliyetini de olumsuz yönde etkilediği belirtiliyor. Araştırmacılar bu durumun barsak hastalıklarına karşı duyarlılığı arttırabileceğini öne sürüyor. Çene (Alveol) kemiğin yıkıma uğradığı yaygın dişeti iltihabı vakalarında da benzer patobiyolojik değişimler saptanmıştır.

Öte yandan, stres en çok diş eti hastalıklarına sebep oluyor. Dişetleri ağzımızın ve dişlerimizin alt yapısını oluşturuyor. Nasıl ki sağlam bir bina yapabilmek için sağlam bir temele ihtiyaç varsa yapılabilecek uygulamalar için dişetlerinin sağlıklı olması gerekiyor. Sağlıklı dişeti gülkurusu rengindedir. Oysa stresin bağlı olduğu durumlarda ilk etkilenen dişetleri koyu bir renk alıyor.

Dişeti hastalıkları kendini ilk önce tartar yani diş taşı olarak gösteriyor. Peki, nasıl oluşuyor? Gıda artıkları tükürükteki minerallerle birleşerek dişler ve dişetleri etrafında kireç tabakaları oluşturuyorlar. Bu kireç tabakaları başlangıçta yumuşaktır. Ancak hızla sert tabakalara dönüşüyor ve fırçalayarak bunları dişlerinizden uzaklaştıramıyorsunuz. Ancak diş hekiminiz diş taşı temizliği için dizayn edilmiş uygun ultrasonik aletlerle dişlerinize zarar vermeden çıkartılabiliyor.

“Tartarlar temizlenmek zorunda mıdır?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet tartarlar genellikle 6 ayda bir mutlaka temizlenmeli. Temizlenmediklerinde dişler etrafında ve dişetleri içinde kendilerine ait yuvalar oluşturuyorlar. Bu yuvalar oluştuktan sonra içindeki diş taşı büyüyor ve dokuda yabancı madde reaksiyonuna yol açıyor. Bu da ağzımızda dişeti iltihabı olarak kendini gösteriyor.

En sık aldığım sorulardan biri de diş taşı temizletmenin zarar verip vermeyeceğidir. Hatta "temizlik sırasında diş mineleri çizilir mi?" veya "bir kere temizletince hep ister mi?" gibi sorular da ardı ardına geliyor. Hayır, diş taşı temizliği dişlere zarar vermez. Hatta ağzınız için yaptırabileceğiniz en faydalı, en çabuk, en rahat ve en ucuz işlemdir. Bunun yanı sıra düzenli temizlik yaptırarak birçok ağız ve diş probleminin de önüne geçebilirsiniz.

Dişeti iltihabının ilk belirtisi kanamadır. Sağlıklı diş eti kanamaz. Eğer sert gıdalar tüketirken ya da dişlerinizi fırçalarken diş etinde kanama gözlemliyorsanız mutlaka diş hekime başvurmalısınız. Ağız kokusu, diş eti iltihabının bir diğer belirtisidir. Kısaca, diş eti kanaması, kötü tat ve ağız kokusu, dişetlerinde şişme, yanma, dişetinde çekilmeler ve açığa çıkan kök yüzeyinde hassasiyet, dişeti kenarlarında ya da diş aralarında diş taşına bağlı siyah alanlar, dişlerde sallanmalar, dişler arasında açılmalar dişeti hastalıklarının belirtileridir.

Stresin yarattığı bir diğer sorun ise diş gıcırdatma. Günün yoğunluğunda diş gıcırdatmanın etkileri hissetmesek de geceleri stresle dişlerimizi sıkıyor ve gıcırdatıyoruz. Bilenmiş dişler bu durumun kanıtı. Ayrıca boyun ve sırttaki kas gerilmeleri ve baş ağrısının sebebinin de genellikle uykuda diş gıcırdatma olduğunu görüyoruz. Dişlerinizi sıkmaktan ve gıcırdatmaktan yıldıysanız bir diş hekimine gitmelisiniz.

Yazının Devamını Oku

Dişlere Selfie Ayarı

16 Eylül 2014
Dünyayı kasıp kavuran Selfie çılgınlığı, dişlere iyi gelmedi. Selfie gülümseyişi dişleri yakından ortaya koyuyor...

Dünyayı kasıp kavuran Selfie çılgınlığı dişlere iyi gelmedi. Uzun süredir sosyeteden spora, cemiyetten iş hayatına kadar 7’den 70’e herkesin sık sık çektiği Türkçe’ye özçekim olarak çevrilen selfie gülümseyişi yakından ortaya koyuyor. Selfielerinde dişlerini beğenmeyenlerin ise ya gülümsemediğini ya da diş hekiminin yolunu tuttuğunu söyleyen Estetik Diş Hekimi Aslı Ercanlı, “Günümüzün modası selfiede kişi yakından kendini çekiyor ve dişler de tüm çıplaklığı ile ortaya çıkıyor. Çok sayıda hastam selfide güzel görünecek dişler istiyorum“ diyor.

Sıla tokası, Bihter kolyesi, Hürrem yüzüğü ardından da 86.Oscar Töreni’nde ünlü komedyen Ellen Degeneres’in çektiği selfie modaya yön verdi. Kim Kardashian, Justin Bieber, Rihanna ve Adriana Lima gibi birçok ismin sosyal medya hesaplarını süsleyen seilfielerde, kullanıcıların artık dişlerini selfie’ye göre ayarladığını söyleyen Diş Hekimi Ercanlı “ Gülümsemek hepimizin en doğal hakkı fakat bazılarımızın gülümsemesi diş engeline takılıyor özellikle de selfie çektirmek isteyenlerin” diyor ve ekliyor “Fotoğraflarında daha doğrusu günümüzün modası selfie çekimlerinde doya doya gülümsemek isteyenlerin önce sorununu belirliyoruz. Ardından da uygun bir gülümseyiş belirleyerek eksiklerini gideriyoruz. Vizajizm sayesinde de kişiye kusursuz bir gülümseme hediye ediyoruz”

Dişlerin oran ve açılarıyla oynayarak dudak ilişkileri, dişlerin birbirleriyle olan ilişkileri gibi gülümseyişin yüze olan olumsuz etkilerini değiştirmenin mümkün olduğunu sözlerine ekleyen Aslı Ercanlı “Bu uygulamayı siz nasıl yapıyorsunuz diye sorarsanız. Kısaca anlatayım. Bize başvuran hastaların önce dev ekranda fotoğrafları ile işe başlıyoruz. Sevdiği ve sevmediği noktaları söylemesini istiyoruz. Video çekimleriyle de konuşması sırasında oluşan mimikleri, dudak hatlarını da değerlendiriyoruz. Bu sayede konuşurken kaybolan estetiği de sağlamış oluyoruz” açıklamalarında bulundu.

Estetik Diş Hekimi Aslı Ercanlı, kişiye özel olarak belirlenen uygulama sayesinde selfielerde gerçek ve doğal gülümseyişin olacağını söylüyor. Ercanlı, “Dişlere daha hiç dokunamadan önce ölçüler alınıyor, laboratuvar ortamında yeni yapılacak dişlerin maketini hazırlanıyor. Daha sonra istenirse farklı bir malzemeden dişler bitmiş gibi tüm hatlar veriliyor ve hastanın ağzına uygulanıyor. Hatta kişi isterse bu maketlerle evine bile gidebiliyor, birkaç gün kullanabiliyor ve dilediğince selfie denemesi yapabiliyor. Bir sonraki randevuda arzu ediliyorsa maketlerle oynama da yapılabiliyor, hasta ‘tamam’ diyene kadar oynamalar yapmak mümkün. Bu safhaya kadar hala daha dişlere dokunmadığı için uygulamadan da vazgeçilebiliyor” diyerek konuya açıklık getirdi.

Yazının Devamını Oku

Dişlere selfie etkisi

12 Eylül 2014
Gülümsemek hepimizin en doğal hakkı!

Dünyayı kasıp kavura selfie çılgınlığı dişleri de etkiledi. Uzun süredir sosyeteden spora, cemiyetten iş hayatına kadar 7’den 70’e herkesin sık sık çektiği selfie gülümseyişi yakından ortaya koyuyor. Estetik Diş Hekimi Aslı Ercanlı, selfie fotoğraflarda dişlerini beğenmeyenlerin diş hekimlerine başvurduğunu belirtti.

Gülümsemek hepimizin en doğal hakkı fakat bazılarımızın gülümsemesi diş engeline takılıyor özellikle de selfie çektirmek isteyenlerin. Fotoğraflarında daha doğrusu günümüzün modası selfie çekimlerinde doya doya gülümsemek isteyenlerin önce sorununu belirliyoruz. Ardından da uygun bir gülümseyiş belirleyerek eksiklerini gideriyoruz. Vizajizm sayesinde de kişiye kusursuz bir gülümseme hediye ediyoruz.

Dişlerin oran ve açılarıyla oynayarak dudak ilişkileri, dişlerin birbirleriyle olan ilişkileri gibi gülümseyişin yüze olan olumsuz etkilerini değiştirmek mümkün. Bize başvuran hastaların önce dev ekranda fotoğrafları ile işe başlıyoruz. Sevdiği ve sevmediği noktaları söylemesini istiyoruz. Video çekimleriyle de konuşması sırasında oluşan mimikleri, dudak hatlarını da değerlendiriyoruz. Bu sayede konuşurken kaybolan estetiği de sağlamış oluyoruz.

Kişiye özel gülümseyiş

Kişiye özel olarak belirlenen uygulama sayesinde selfielerde gerçek ve doğal gülümseyiş olur. Dişlere daha hiç dokunamadan önce ölçüler alınıyor, laboratuvar ortamında yeni yapılacak dişlerin maketini hazırlanıyor. Daha sonra istenirse farklı bir malzemeden dişler bitmiş gibi tüm hatlar veriliyor ve hastanın ağzına uygulanıyor. Hatta kişi isterse bu maketlerle evine bile gidebiliyor, birkaç gün kullanabiliyor ve dilediğince selfie denemesi yapabiliyor. Bir sonraki randevuda arzu ediliyorsa maketlerle oynama da yapılabiliyor, hasta ‘tamam’ diyene kadar oynamalar yapmak mümkün. Bu safhaya kadar hala daha dişlere dokunmadığı için uygulamadan da vazgeçilebiliyor.

Gülümsemek hepimizin en doğal hakkı fakat bazılarımızın gülümsemesi diş engeline takılıyor özellikle de selfie çektirmek isteyenlerin. Fotoğraflarında daha doğrusu günümüzün modası selfie çekimlerinde doya doya gülümsemek isteyenlerin önce sorununu belirliyoruz. Ardından da uygun bir gülümseyiş belirleyerek eksiklerini gideriyoruz. Vizajizm sayesinde de kişiye kusursuz bir gülümseme hediye ediyoruz.

Dişlerin oran ve açılarıyla oynayarak dudak ilişkileri, dişlerin birbirleriyle olan ilişkileri gibi gülümseyişin yüze olan olumsuz etkilerini değiştirmek mümkün. Bize başvuran hastaların önce dev ekranda fotoğrafları ile işe başlıyoruz. Sevdiği ve sevmediği noktaları söylemesini istiyoruz. Video çekimleriyle de konuşması sırasında oluşan mimikleri, dudak hatlarını da değerlendiriyoruz. Bu sayede konuşurken kaybolan estetiği de sağlamış oluyoruz.

Kişiye özel olarak belirlenen uygulama sayesinde selfielerde gerçek ve doğal gülümseyiş olur. Dişlere daha hiç dokunamadan önce ölçüler alınıyor, laboratuvar ortamında yeni yapılacak dişlerin maketini hazırlanıyor. Daha sonra istenirse farklı bir malzemeden dişler bitmiş gibi tüm hatlar veriliyor ve hastanın ağzına uygulanıyor. Hatta kişi isterse bu maketlerle evine bile gidebiliyor, birkaç gün kullanabiliyor ve dilediğince selfie denemesi yapabiliyor. Bir sonraki randevuda arzu ediliyorsa maketlerle oynama da yapılabiliyor, hasta ‘tamam’ diyene kadar oynamalar yapmak mümkün. Bu safhaya kadar hala daha dişlere dokunmadığı için uygulamadan da vazgeçilebiliyor.

Yazının Devamını Oku

Besinler ve Dişlere Etkileri

9 Temmuz 2014
Yemek yemek, temel ihtiyaçlarımızı karşılamak ve normal yaşam koşullarına devam etmek için yapılması şart olan olgulardan...

Yediklerimizin çoğu vücudumuza ve dişlerimize yararlıyken bir o kadarı da zararlı. Bazı besinlerin azlığı ya da fazlalığı mide, kalp, damar hastalıklarına veya diş çürümelerine, kırılmalarına, dişeti çekilmelerine neden olabiliyor. Bu hafta sizler için, özellikle de Ramazan Ayında dikkat edilmesi gereken bilgiler ileteceğim.

Yaz mevsiminin gelmesiyle soğuk yiyecek ve içecek tüketimi artıyor. Oysa diş hassasiyeti bazı kişilerde dondurma, soğuk içecek ve hatta meyve tüketimi ile bile oluşabiliyor ve günlük hayatı kâbusa çeviriyor. Bu nokta da çok soğuk yiyecek ve içecekler tüketmemenizi tavsiye ederim. Yine Ramazan ayında, iftar akşamlarının vazgeçilmez içecekleridir asitli içecekler. Yiyecekleri, mide daha kolay sindirsin diye tercih edilseler de dişlerin asit erozyonuna maruz kalmasına neden oluyorlar. Bu durumu önlemek için daha az tüketilmeli ya da arkasından ağız suyla çalkalanmalıdır.

Asit içeren ve dişlere zarar veren yiyeceklerden bir diğeri ise elma, ağızda sadece fizyolojik temizlik sağlıyor. Elma yemenin diş çürüklerinin önlediği yolundaki inanış gerçeği yansıtmıyor. Aksine şekerli ve asitli yiyecekler arasında yer alan elmanın kalıntıları diş çürüklerine yol açıyor. Öyle ki bu konudaki açıklamalar da son derece önemli. Selçuk Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Alparslan Gökalp, Türkiye'de diş çürüğü oranının, yüzde 80'in üzerinde olduğunu söyledi. Gökalp, özellikle elma yemenin diş çürüklerini önlediği yolundaki inanışın gerçeği yansıtmadığını dile getirerek "Şekerli ve asitli yiyecekler arasında yer alan elmanın ağzındaki kalıntıları, diş çürüklerine yol açıyor. Elma ağızda sadece mekanik, yani fizyolojik temizlik sağlar. Nötrleştirici özelliği yoktur. Ağzı, yiyecek kalıntılarından arındıran elmanın ağızda kalan suyu asitliği artıracağından, çürümeyi hızlandırır" dedi.

Diğer yandan, diyet listelerinin liste başı yoğurt diş ve dişetlerimizi koruyucu yiyeceklerden. Japonya' da yapılan araştırmalara göre, şekersiz yoğurt nefes kokusunu gideriyor, diş taşı ve diş eti iltihaplarını da doğal yollardan önlüyor. Diğer bir örnek de sonuçları İngiltere'de yayınlanan araştırmaya dayanıyor. Altı hafta boyunca günde bir porsiyon yoğurt yiyenlerin %80'inde nefes kokusuna yol açan hidrojen sülfit düzeyi düştü. Böylece Japon bilim adamları, yoğurdun içeriğindeki maddelerin bu rahatsızlıkları önlediğini vurguladı.

Tükettiğimiz her yiyeceğin ve içeceğin önce ağız ve diş sağlığımıza sonra da genel sağlığımıza etkisi var. Diş sağlığımızı korumak istiyorsak yararlı ya da zararlı olan bu yiyecekleri bilinçli bir şekilde tüketmemiz gerekiyor.

Gülüşünüz avantajınız olsun...

Yazının Devamını Oku

Diş Taşı Kayıplara Neden Olabiliyor

18 Haziran 2014
Ağız sağlığı bütün vücudumuzu etkiliyor zira ağız ve dişlerimiz sindirim sisteminin ilk ve en önemli parçasıdır...

Yapılan araştırmalara göre ağız ve diş sağlığına en az önem veren ülkelerden biriyiz. Ağız sağlığı bütün vücudumuzu etkiliyor zira ağız ve dişlerimiz sindirim sisteminin ilk ve en önemli parçasıdır. Bakımı yeterince yapılmayan ağız sağlığı uzun vadede böbrek, kalp, kas ve çeşitli hastalıkların ilk nedeni olabiliyor.

Genel vücut sağlığımız için ağız sağlığının yeterince sağlanmış olması gerekiyor. Tam bir ağız sağlığı için ise diş fırçalamayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Ama fırça dişlerin arasını yeteri kadar temizlemez. Bu yüzden diş ipi ağız hijyeninin en önemli yardımcısıdır. Ayrıca sigara, alkol, aşırı tatlı ve tuzlu yiyecekler ve asitli içecekler genel sağlığımızı tehdit ettiği gibi dişlere de zarar veriyor. Eğer ağız ve diş sağlığı konusunda tüm gereklilikler yapılmadığında göreceğimiz ilk sağlık sorunu diş taşı olacaktır. Daha sonra çeşitli diş eti hastalıkları, diş çürümeleri ve en son tedavisinin mümkün olmadığı diş kaybı kendini gösteriyor. Bu hafta herkesin aklında bazı soru işaretlerinin olduğu konuyu diş taşı temizliğini aktaracağım.

Ağız ve diş sağlığının sağlanmasında ve sağlığın korunmasında en önemli ve ilk adım diş taşlarının temizlenmesidir. Diş taşı ya da diğer adıyla tartar özellikle tükürüğün bol olduğu bölgelerde tükürüğün taşıdığı kalsiyumun bu plak yapısına çökmesiyle oluşur. Diş taşı ne yazık ki fırçalamakla dişten uzaklaştırılmaz. Ancak bizlerin yapacağı temizlik sayesinde dişten uzaklaştırılır. Diş taşına neyin neden olduğuna değinirsek dişlerin iyi fırçalanmaması liste başında yer alıyor. Çay, kahve, şekerli gıdalar dolaylı olarak diş taşına neden oluyor. Tedavisi yapılmadığı zaman diş taşlarının var olduğu dişin diş etleri çekilmeye başlar ve zamanla kökler açığa çıkar. Böylece bir süre sonra diş sorunları ve kayıplar kendini göstermeye başlar. “Diş taşı temizliği yaptırmak dişlerin aşınmasına neden olur mu” gibi soruları sık sık alıyorum. Diş taşı temizliği yaptırmak hiçbir şekilde dişlere zarar vermez. Aksine dişteki yabancı maddeler dişten uzaklaştırıldığı için ağız sağlığı sağlanmış ve vücut sağlığı da korunmuş olur.

Hastalarımın çoğu tedavi başladığında diş taşı temizliğinde karbonat kullandıklarını itiraf etmişti. Dişleri karbonatla temizlemeye çalışmak yapılacak en büyük hata. Çünkü karbonat dişleri temizlemediği gibi diş yüzeyini çizecektir. Dişlerin temizliği tartarların temizliğiyle başlar. Ağrısız, sancısız dişlerinize yapışan yabancı maddelerden kurtulmak neredeyse bir saat ötenizde.

Gülüşünüz avantajınız olsun…

Yazının Devamını Oku

Ağız Kokusu Başa Bela

11 Haziran 2014
Hepimizin ortak arzularından biri temiz ve ferah nefestir. Kötü kokan nefes hem çalışma hayatımızda hem de sosyal hayatımızda oldukça utanç verir. Öyle ki ağız kokusunun cinsel yaşamını da sekteye uğratabildiğini göz ardı etmemek gerek...

Ağız kokusunun başlıca nedeni bakterilerdir. Diş çürüklerinde, dişetlerinde, dil yüzeyinde, boğaz ve bademciklerde yaşayan bazı (anaerobik) bakteriler tarafından üretilen hidrojen sülfid gibi kuvvetli sülfür gazlarından olan volatil sülfür bileşikleri ağız kokusuna neden olur. Aslında ağızda proteinlerin yıkılmasıyla da sülfür açığa çıkmaya başlar. Bu yüzden yemeklerden sonra diş fırçalamak son derece önemli.

Diş taşları, dişeti enfeksiyonları, diş çürükleri, beslenme tarzı ve gıdalar, ağız kuruluğu, ağızdan soluk alma, bazı ilaçlar, tükürük bezi sorunları, dişlerin ve dilin fırçalanmaması, eski ve deforme hareketli protezler, hatalı ya da deforme olmuş köprüler, sigara, tütün ve alkol kullanımı, solunum yolu iltihapları, sindirim sistemi hastalıkları, böbrek hastalıkları ve diyabet ağız kokusunun başlıca sebepleridir.

Ağız kokusunu önlemek için önemli tavsiyeler;

Ağız hijyeni ile ilgili tüm tedavileri yaptırıldıktan sonra vereceğim öneriler hayatınızı kolaylaştıracaktır. Günde 8 bardak su içilmesi, kötü kokulu nefese engel olan oksijenden zengin ve akışkan tükürük salgısı için çok önemlidir. Alkol ve sigaradan uzak durun. Her ikisi de ağız kuruluğuna yol açarak bakterilerin yaşaması için uygun ortam sağlarlar. İçeriğinde alkol bulunan ağız gargaraları da aynı etkiyi yaparlar. Gargara seçerken alkol içermemesine dikkat edin. Sabun içeren diş macunları tercih etmeyin. Diş macunu seçerken sodyum loril sülfat içermemesine dikkat edin. Her gün düzenli diş ipi kullanımı son derece önemlidir. Diş araları bakterilerin kolayca yerleşebileceği ortamlardır. Sadece diş fırçası bu bölgeleri temizlemek için yeterli değildir. Hangi diş ipini nasıl kullanacağınız hakkında diş hekiminizden yardım isteyin. Dilinizi fırçalamayı unutmayın. Dil üzerindeki küçük girinti ve çıkıntılar(pilikalar) bakterilerin yerleşmesi için uygun şartlara sahiptirler. Yumuşak bir diş fırçası veya özel dil fırçalarıyla ve nazik hareketlerle dilinizi fırçalayın

Unutmadan, sabahları uykudan kalkınca hissedilen ve dişler fırçalandıktan sonra kaybolan ağız kokusu fizyolojik olarak kabul edilir ve normaldir. Gece boyunca sindirim sisteminde biriken gazlardan dolayı oluşur. Korkulacak bir durum değildir.

Gülüşünüz avantajınız olsun.

Yazının Devamını Oku

Laminate Veneer İle Doğal Dişler

6 Haziran 2014
Dişlerimizin yapılarında, renklerinde ve şekillerinde cinsiyetin, yaşın ve genetiğin etkilerinden söz etmek mümkün.

Zamanla dişler bazı dış ve iç etkenlerle olarak yıpranır ya da renk değişimine uğrarlar. Dişte oluşan bu bozukluğu gidermenin sağlıklı yöntemlerinden biri porselen laminalar yani laminate veneerler. Üstelik o kadar doğal görünüyor ki uzmandan başkası herhangi bir operasyonun olduğunu anlamakta oldukça zorlanır.

Kimler Yaptırabilir?

-Dişlerin daha önce preparasyona(diş kesimi) uğramamış dişlerde,

-Dişlerinin arasında seviye ve renk farkı bulunan kişiler

-Dişlerinde çapraşıklık olup da ortodontik tedavi görmek istemeyen hastalar

-Ön dişlerinde büyük dolgu veya kırık olan kişiler

-Dişleri aralıklı olan hastalar

-Dişlerinin şeklinden memnun olmayanlar

Yazının Devamını Oku