Zeynep isminde bir kedim olduğundan daha önce de söz etmiştim size. Zeynep eve geldikten sonra, kediler hakkında kitaplar okumaya ve bilgi toplamaya başladım.
Ve o zamana kadar herhangi bir hayvanla ilişkim olmadığı için bilmediğim pek çok şey öğrendim ve birdenbire fark ettim ki, Zeynep’in ve benim sağlığım için kedimi veterinere götürüp aşılarını yaptırmam gerek.
İlk veterinere götürüşümde Zeynep el kadar olduğu için hiçbir sorun çıkmadı. Fakat o gece Zeynep mutsuz, ellerimi ısırmayan bir kedi oldu. Sadece uyuyor ve miyavlıyordu.
Hemen veterinere telefon ettim, veteriner de, ‘Korkulacak bir şey yok, aşılardan’ dedi. Ben de rahatladım.
Fakat Zeynep büyüdükçe, onu veterinere götürmek büyük bir sorun haline gelmeye başladı. Birkaç denememin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra, bir seferinde taşıma kabının içine oyuncaklar, Zeynep’in ve bütün hayvanların çok sevdiği yaş mamalar koyarak, taşıma kabının içine sokmayı başardım. Sokar sokmaz Zeynep’in miyavlayarak söylediği, ‘Bu evden bir adım bile dışarı gitmek istemiyorum’ itirazlarına, ‘Bu senin iyiliğin ve sağlığın için’ deyip kulaklarımı tıkayarak, doğru veterinerin yolunu tuttum.
Fakat veterinerde Zeynep’e aşı yapmak ne mümkün. Veteriner birkaç arkadaşını daha yardıma çağırdı, hepsi ellerine eldivenleri taktı ve Zeynep’i yakalayıp aşı yapma operasyonu başladı. Fakat ben dayanamıyorum Zeynep’in bu kadar eziyet çekmesine. Eskiden eniştem, kızı öksürünce odadan dışarı çıkardı, ben de ‘Ne saçma alt tarafı öksürüyor çocuk işte’ der, adamı kınardım.
Şimdi aynı şey bir kedi için benim başımda. Eee alma mazlumun ahını....
Odadan tangır tungur sesler ve Zeynep’in miyavlamaları geldikçe, bu kez ben kendimi kliniğin dışına atıp, kulaklarımı tıkadım ki duymayayım miyavlamaları. Çünkü etimden et kopuyormuş gibi canım yanıyor o miyavladıkça.
Yıllarca kedimi veterinere götürmek hem benim hem de onun için bir eziyet haline geldi.
Ben bahçeli bir eve taşındıktan sonra, ‘Özgürlük Zeynep’in de hakkı’ diyerek, Zeynep’i arada bahçeye bırakmaya başladım.
Başladım ama hayvana köpek muamelesi yapıyorum. Hani utanmasam tasma bağlayacağım kediye, öyle dolandıracağım bahçede. Hayvan alıştı bir kez bahçenin tadına. Bırakmayınca bahçeye, bu kez yalvarma miyavlamaları başlıyor ki onlar daha dayanılmaz. Geçen hafta yeni taşındığım semtteki veterinere giderek, ‘Benim kedim çok agresif. Ne taşıma kabına sokabiliyorum, ne de buraya gelse aşı yapabiliriz’ dedim. Adam da bana kediler için sakinleştirici bir hap verdi ve ‘Yaş mamanın içine bunun yarısını karıştırın, o sersemleyecek, sonra koyar getirirsiniz, biz de aşılarını yaparız’ dedi.
Cumartesi günü hemen hapı ikiye bölüp mamanın içine koydum, Zeynep afiyetle mamasını ve uyuşturucu hapı yedi, aradan 45 dakika geçti Zeynep’te tık yok! Hálá cin... Hemen veterineri aradım, çocuk dedi ki, ‘Belli ki kediniz çok agresif, diğer yarısını da verin.’
Ben hemen denileni yaptım ve yine beklemeye başladım. Yaklaşık bir saat daha geçtikten sonra, elime taşıma kabını alıp Zeynep’e yaklaşmamla beraber tırmığı yedim... Sersemlemek ne kelime... O kadar sakinleştirici hap içen Zeynep bir de sinek kovalamaya başlamaz mı?
Hemen veterineri aradım ve dedim ki, ‘Zeynep sinek kovalıyor.’ Adam şaşırdı. ‘Nasıl olur yahu’ bile dedi. Bana da uyku ilaçları falan hiç kar etmez. ‘Uyumayacağım’ dediysem uyumam. Zeynep kimin kedisi? Tabii kül yutmadı. Ne uyuştu. Ne de aşıya gitti. Ama bu durumda da dışarıya çıkamıyor ve daha çok eziyet çekiyor.